Ekonomide dijitalleşme, endüstri 4.0 ve toplum 5.0, web 3.0 ve döngüsel ekonomi kavramları son yıllarda geliştirilen ve birbirleriyle yakın ilişki içinde olan kavramlardır. Teknolojik gelişmeler, bu kavramların geliştirilmesinde temel faktör olup, karşılıklı işleyiş ve etkileşimlerini değerlendirmeye ve birlikte ele alınmalarına imkan vermektedir. Nitekim teknolojik gelişmelerin farklı alanlarda kullanımının entegrasyonu artırmasıyla, döngüsel endüstri 4.0 ve dijital döngüsel ekonomi gibi hibrit kavramlar da giderek daha çok kullanılmaktadır. Aşağıda sırasıyla bu kavramlar ele alınmaktadır.
Dijitalleşmenin döngüsel bir süreç olduğu ve dört aşamada tamamlandığı söylenebilir: (a) Bilginin, fiziksel ortamdan dijital ortama aktarımını ifade eden dijitizasyon; (b) Dijital ortamdaki bilginin işlenerek iş süreçlerini güçlendirmesini ifade eden dijitalizasyon; (c) Dijital teknolojilerin değişim ve fırsatlarından stratejik bir yaklaşımla ve önceliklendirilmiş bir şekilde azami düzeyde yararlanmak için, bunların toplum üzerindeki mevcut ve gelecekteki olası etkilerini göz önünde bulundurarak; iş faaliyetleri, süreçleri, yetkinlikleri ve modellerinin esaslı ve hızlandırılmış dönüşümünü ifade eden dijital dönüşüm ve (d) Teknolojik veya dijital dönüşümü yaşayan bir organizasyonun iç paydaşları itibarıyla kurumsal ve kişisel düzeyde dijital süreç ve işleyişe hazır olma düzeyini ifade eden dijital hazırbulunuşluktur.
Endüstri 4.0 yaklaşımında insanlar, nesneler ve sistemlerin hepsi siber alanda birbirine bağlı olup, dağıtık ve otonom sistemler söz konusudur. Dijital teknolojiye dayalı endüstrilerde, bilgi ve iletişim teknolojileri yoğun kullanılmakta; ulusal ekonominin yapı ve işleyişi, değişen, çeşitlenen ve karmaşıklaşan teknoloji tabanlı uygulamalar doğrultusunda yeniden organize olmayı gerektirmektedir. Teknolojiye dayalı sistemler dağıtık olmakla birlikte sanal ortamdaki entegrasyon yoluyla, sistemik ve sistematik biçimde çalışmakta ve işlev görmektedirler. Dolayısıyla büyük veri ve analitiği, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti, web 3.0, otonom robotlar ve cihazlar, katmanlı üretim, simülasyon, artırılmış ve sanal gerçeklik, yatay/dikey sistem entegrasyonu, nesnelerin interneti, bulut, blokzincir ve siber güvenlik, endüstri 4.0'ın mottoları olarak öne çıkmaktadır. Bu teknolojilerin endüstriyel bağlamda entegrasyonu, aşağıdaki alanlarda rekabette önemli sıçramalara imkan vermektedir. Üretim teknolojileri, finansal performans, piyasa genişlemesi, arz zinciri yönetimi, ürün yaşam döngüsü yönetimi, iş gücü güçlendirme ve iş modelleri.
Toplum 5.0, siber alanı ve fiziksel alanı bütünleştiren bir sistem yoluyla, toplumsal sorunların çözümü ile ekonomik gelişme arasında denge kuran insan merkezli bir toplum yaklaşımı olarak tanımlanabilir. Toplum 5.0 inisiyatifi, endüstri 4.0'ın teknolojik yeniliklerini tam olarak birleştirerek yeni bir sosyal sözleşme ve ekonomik model yaratmak için amaçlı bir çaba olarak tanımlanmaktadır. Toplum 5.0'da dünyaya yol haritası görevi görecek bir "süper akıllı" toplum oluşturulması ideali söz konusudur. Toplum 5.0 bağlamında büyük veri analizi, yapay zeka uygulamaları, siber güvenlik, nesnelerin interneti, robotik çözümler, web 3.0, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik, ekonomik ve toplumsal hayatta köklü değişiklikler getiriyor. Bu yapısal değişiklik trendini başarıyla yürütmek için, devlet, özel sektör ve STK'ların iş birliği ve gerektiğinde eşgüdüm içinde iş tutması gerekiyor. Toplum 5.0'ın mottosu "insan merkezli toplum"dur. Toplum 5.0'da ileri teknoloji imkanlarının bireysel ve toplumsal kalkınma ile ekonomik gelişmeye katkı sunması öngörülmektedir.
Toplum 5.0'da, siber ve fiziksel alanlardaki sensörler üzerinden çok miktarda bilgi birikir. Siber alanda, bu büyük veriler yapay zeka (AI) ile analiz edilir ve analiz sonuçları çeşitli şekillerde fiziksel alanda insanlara geri besleme yoluyla iletilir. Yapay zekanın bilgi derleme ve değerlendirmesi, insan kapasitesinin çok ötesindedir.
Web 1.0 ve web 2.0 ortamlarındaki içerikler insanlar tarafından tasarlanır ve oluşturulur. İçeriğin sınıflandırılması, amacının belirlenmesi, güncellenmesi ve içerikler arası ilişkinin kurulmasında aktör insandır. Web 3.0 teknolojisinde, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti, büyük veri analizi ile dağıtık ve otonom sistemler söz konusudur.
Web 1.0, köprü veya bağlantılı metinleri yoluyla başka bir konuma, metne veya dosyaya erişimi ifade eden konsept olup, www'in (dünya çapında ağ) ilk versiyonuna karşılık gelmektedir. Bu versiyonda karşılıklı bir etkileşim olmayıp, tek yönlü statik bir sunum söz konusudur. Web 2.0, Wikipedia, facebook, twitter, Youtube, Linkedin, Flickr ve Skype gibi görüntü ve sosyal paylaşım ağları ile amazon, sahibinden, gittigidiyor gibi sanal satış sitelerini ifade etmek için kullanılan ikinci nesil internet hizmetidir. Web 2.0, etkileşimli çift yönlü bilgi alışverişine imkan veren teknolojik altyapıyla desteklenen dünya çapında ağ olarak betimlenebilir. Web 2.0, internet üzerinden içerik taraması yapanların aynı zamanda içerik yüklemelerine de izin veren teknolojidir.
Web 2.0 tabanlı uygulamalar, serbest öğrenmede baskın bir konumdadır. Ayrıca örgün ve yaygın eğitimde web 2.0 tabanlı uygulamalar hızla artmakta ve mobil uygulamaların da gelişmesiyle, geleneksel yüz yüze eğitimin kurgu, sunum, kazanım ve gözden geçirme süreçlerinde yapısal değişimlere yol açmaktadır.
Web 3.0 tabanlı uygulamalar, insan kaynağının beceri ve yetkinliğinin geliştirilmesinde giderek ağırlıklı bir rol oynamaktadır. Örneğin Microsoft, Apple ve IBM gibi firmalar ürünlerini facebook, Instagram ve LinkedIn gibi sosyal mecralarla ve diğer firmaların geliştirdikleri uygulamalarla uyumlu hale getirerek geniş bir ürün yelpazesi sunmakta ve iş dünyasının proje, iş süreçleri, personel, muhasebe, pazarlama ve üretim bantlarını dijital ortamlar üzerinden eş zamanlı olarak yönetebilmektedir.
Döngüsel ekonomi, doğadaki biyolojik sistemin işleyişine benzer bir sistemi ekonomik hayat için modellemeyi hedeflemektedir. Doğadaki materyal, ürün ve sistemlerin akıllı tasarımına dayanır. Kullanım ömrü ve ekonomik ömür gibi kavramlar, yerini onarım, iyileştirme, israfı önleme ve yeniden üretim kavramlarına bırakmıştır. Dolayısıyla, iş modelleri, ham madde, ara mal, teknik ve araç ile ürünlerin tasarım, üretim ve kullanımında geri dönüşüm konseptinin en başından itibaren göz önüne alınması gerekir. Çevresel sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomide anahtar kavramlardan biridir. Avrupa Birliği, döngüsel ekonomi konusunda üç alanda performans izlemesi yapmaktadır: sürdürülebilir kaynak yönetimi (kaynak talebinin düşürülmesi, kaynak güvenliğinin artırılması, yurtiçi ve yurtdışı çevre üzerindeki baskının azaltılması); toplumsal davranış (vatandaşların döngüsel ekonomiye yönelik farkındalıkları ve katılımları) ve iş operasyonu (döngüsel ekonomi ilkeleriyle bağdaşık olarak eko-yenilikçilik faaliyetleri).
Endüstri 4.0, döngüsel ekonomi, toplum 5.0, web 3.0 ve dijital dönüşüm birbirleriyle örtüşen kavramlardır. Bu kavramların etkileşimi ile ortaya çıkan sinerji, toplumsal hayatın bütün boyutlarında akıllı sistemlerin ve hızlı çözümlerin geliştirilmesine imkan vermektedir. Teknolojik gelişme ve dijital dönüşüm, toplumun iş dünyası, siyaset, aile, kültür, eğitim ve ağ ilişkileri için yeni ve etkileşimli çerçeveler sunmaktadır. Bugün, ağlar arası iletişim 21'inci yüzyıl becerileri arasında ön sırada yer almaktadır. Teknolojik gelişme, günümüzün en büyük eşitleyicisidir. Ülkelerin kalkınmalarının doğal kaynaklar, coğrafi konum ve tarihi birikimden ziyade, insan kaynaklarının niteliğine bağlı olması, insanlık tarihinde bugünkü kadar belirgin olmamıştır.
Dijital ekonomi, toplum 5.0 ve endüstri 4.0, ancak insan kaynağının gerekli yetkinlikleri sahip olması ile etkin olarak gerçekleşecektir. Bu nedenle, bütün ülkeler insan kaynağının beceri ve yetkinliklerini dijital çağın gereklerine uygun hale getirmek için yaşam boyu öğrenme perspektifi içinde örgün ve yaygın eğitim müfredatlarında ve serbest öğrenme ortamlarında sürekli iyileştirme ve güncelleme yapmakta, devlet, özel sektör ve üçüncü (gönüllü) sektör ağlarının iş birliğiyle toplumsal imkan ve sorunlar ele alınmaktadır. İçinde bulunduğumuz dijital çağda, ekonomik sektörlerdeki dönüşüme paralel olarak yeni meslekler ortaya çıkmaktadır. Bu meslekleri icra edecek donanıma sahip insan kaynağına yatırım, öncelikli bir politika alanıdır. Ekonomide dijital dönüşümün doğal çıktılarından biri de sanal paradır. Şifrelenmiş işlemlerin izlenmesine imkan veren dağıtık veri tabanını ifade eden blokzincir, ekonomik hayatta alınıp satılan bütün mal ve hizmetlerin değerini kaydedecek bir dijital ortamdır. Blokzincirin dağıtık yapısı, bilginin korunması, dayanıklılık ve sürdürülebilirliğini güçlendirmektedir.
YAZAR
Metin Toprak