Dijital teknolojilerin bilinçli ve tekrarlı bir şekilde başka insanlara zarar verecek şekilde kullanılmasıdır. Gerek ülkemizde gerek dünyanın farklı ülkelerinde yapılan araştırmalar siber zorbalığın özellikle çocukların ve gençlerin hayatında tahminlerden çok daha yaygın olduğunu göstermektedir.
Siber zorbalık, klasik zorbalıktan daha yıkıcı süreçlere ve sonuçlara sahiptir. Çünkü klasik zorbalığın belirli bir mekanı, sınırlı bir kitlesi, öngörülebilir bir tekrarı ve yayılım hızı vardır. Üstelik uzaklaşmak veya geride bırakmak siber zorbalığa kıyasla çok daha mümkündür.
Siber zorbalık sonucu ortaya çıkan öfke ve korkunun tetiklediği olumsuz duygu, düşünce ve davranışlar yakın ilişkilerde ciddi sorunlara sebep olabileceği gibi depresyon, travma, sosyal fobi gibi psikopatolojilere de dönüşebilir. Siber zorbalık sonucunda oluşan intihar düşüncelerinin ve davranışlarının da azımsanmayacak kadar yüksek olduğu konuyla ilgili yapılan araştırmalarda en çok endişe edilen konuların başında gelmektedir. Akademik başarısızlık veya okul terki de siber zorbalık sonucu sıklıkla ortaya çıkmaktadır.
Siber zorbalığı genelde çocuklar ve gençler çeşitli çekinceler sebebiyle ailelerinden ve öğretmenlerinden saklarlar. Bu durum zorbaları daha pervasız ve acımasız, zorbalığa uğrayanları da daha savunmasız ve kırılgan hale getirir. Dolayısıyla anne-babaların ve öğretmenlerin çocuklar ve gençlerle açık, derinlikli, güvenli bir ilişki ve iletişim kurmaları, sosyal ve sanal hayat ile ilgili kuralların ve yaptırımların açık ve net olması siber zorbalık durumunda sürecin zamanında bilinmesi ve sağlıklı yönetilmesi anlamında oldukça önemlidir.
Siber zorbalıkların önlenmesi aşamasında, anne-babaların ve öğretmenlerin çocuklarını siber zorbalık ile ilgili bilgilendirmeleri ve olası bir durumda kimden nasıl destek alacaklarını onlara öğretmeleri, evlerde ve okullarda interneti güvenli kullanma ile ilgili gerekli teknik ve bilgi altyapısının oluşturulması, evlerde ve okullarda siber zorbalık mağdurlarının siber zorba olmamaları için dijital ahlak kültürünün oluşturulması gerekir.
YAZAR
Mehmet Dinç