Tur Suresi okunuşu: Tur Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali, tefsiri ve okunuşu
Tur Suresi, Mekke döneminde inmiştir. Tamamı 49 ayettir. Sure, adını birinci ayette geçen "etTur" kelimesinden almıştır. Tur, dağ demektir. Burada Hz. Musa'ya ilk vahyin geldiği, Sina Yarımadası'nın güneyindeki Sina dağı kastedilmektedir. Surede başlıca, ahiret halleri, kafirlerin karşılaşacakları ceza, müminlerin mükafatları konu edilmekte ve müşriklerin Hz. Peygamber hakkındaki batıl iddiaları reddedilmektedir. Tur Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı, yazılışı, meali, fazileti, tefsiri ve diğer merak edilenler içeriğimizde yer alıyor.

Tur Suresi Konusu
Yemin ifadeleriyle hesap gününün kaçınılmaz bir gerçek olduğuna vurgu yapılarak başlayan surede, inkarcıların ahiret hayatıyla yüz yüze gelince karşılaşacakları durum, ardından cennete layık görülecek takva ehlinin mükafatları tasvir edilmekte; Resul-i Ekrem’in gerçek peygamber olduğunu kanıtlayan delillere yer verilerek (Kur’an’ın benzerini kendilerinin de ortaya koyabilecekleri iddiasında bulunanlara bu hususta meydan okunmak ve onlara çarpıcı sorular yöneltilmek suretiyle) Resulullah’a karşı ileri sürülen asılsız iddialar çürütülmektedir.
Tur Suresi Nuzül
Mushaftaki sıralamada elli ikinci, iniş sırasına göre yetmiş altıncı suredir. Secde suresinden sonra, Mülk suresinden önce Mekke’de inmiştir.

Tur Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)
Yüce Allah altı şey üzerine kasem (yemin) ederek peygamberleri vasıtasıyla haber verdiği azabın mutlaka geleceğini ve onu engelleyebilecek hiçbir gücün bulunmadığını bildirmektedir. Üzerine yemin edilenlerle nelerin kastedildiği ve bunların yemin konusu ile bağlantısı hakkında değişik açıklamalar yapılmıştır (Allah’ın yemin etmesi ve Kur’an’da yer alan kasemler konusunda genel bilgi ve değerlendirme için bk. Zariyat 51/1-6).
Müfessirlerin büyük çoğunluğu, 1. ayette geçen tur kelimesini –Kur’an’daki kullanımlarını dikkate alarak– Hz. Musa’ya peygamberlik görevinin tebliğ edildiği kutlu dağ (Sina dağı) anlamıyla açıklamışlardır. Bununla genel olarak dağların kastedildiği kanaatini taşıyanlar da vardır (İbn Atıyye, V, 185). Bazı müfessirler ise bu kelimenin kök anlamlarından olan “uçma” manasıyla bağ kurarak “gayb aleminden duyular alemine uçup gelenler (ilhamlar, bilgiler, melekler)” yorumunu yapmışlardır (Beyzavi, VI, 88).
2 ve 3. ayetlerde söz konusu edilen “kitap”la ilgili olarak yapılan belli başlı yorumlar şunlardır: a) Hz. Musa’ya verilen kitap, b) Kur’an-ı Kerim, c) Hz. Muhammed’den önce indirilmiş ilahi kitaplar, d) Yaratılmışlarla ilgili bütün bilgilerin kayıtlı bulunduğu levh-i mahfuz, e) Meleklerin göreviyle ilgili olarak levh-i mahfuzdan istinsah edilmiş kısımlar,
f) Haşir günü insanların dünyada yapıp ettiklerini ayrıntılı olarak görecekleri amel defterleri (Zemahşeri, IV, 33; İbn Atıyye, V, 185; Razi, XXVIII, 239). 3. ayette geçen rakk kelimesi “sahife, varak” manasına gelir; daha çok hayvan (özellikle ceylan) derisinden yapılmış ince deri için kullanılır. Burada “kitap” kelimesiyle Kur’an-ı Kerim’in kastedildiği yorumunu yapanlar, surenin indiği sıralarda Kur’an’ın bu şekilde yazılmaya başlandığı veya –tamamı açısından– ileride yazılacağına işaret bulunduğu yorumunu yaparlar. “Açık ve yayılmış” anlamına gelen menşur kelimesiyle ilgili olarak Razi şu ilginç yorumu yapar: Burada kitabın açıklık özelliğine işaret vardır; zira dürülü, kapalı kitapta ne bulunduğunu kimse bilemez; şu halde burada söz konusu olan kitap dürülü yazılardan yani levh-i mahfuzdan farklıdır; bunun anlamı “O size açıktır, onu inceleyip üzerinde düşünmenize kimse engel olamaz” demektir (XXVIII, 240).
4. ayetteki “el-beyt’ül-ma‘mur” tamlaması hakkında başlıca üç yorum vardır: a) Semada bulunan bir evin, bir mescidin adıdır; ilgili rivayetlerde bunun yedinci semada, Kabe’nin izdüşümüne denk gelen bir yerde, arşın hizasında bulunduğu, durah diye de anıldığı, meleklerin ziyaretiyle şenlendiği belirtilir. Dördüncü ve altıncı semada veya semanın ve yerin her bir katında bir beytülma‘mur bulunduğu yönünde de nakiller vardır. Yine rivayetlerde yer alan bilgilere göre her gün oraya çok sayıda melek girer, Allah’ı takdis ve tesbih ederler; çıkanlar artık asla (kıyamete kadar) oraya dönmezler (bk. Taberi, XXVII, 16-18; Zemahşeri, IV, 33; İbn Atıyye, V, 186). Şu var ki bu rivayetlerin ayetteki tamlamayı izah amacı taşıdığı açık değildir (İbn Aşur, XXVII, 39). b) Kabe’nin adıdır. Bu yorumda mamur kelimesinin, “gelen gideni çok olan, ziyaretçileriyle şenlenen ve bakımlı olan yer” manaları esas alınmıştır (Zemahşeri, IV, 33). Bu yorumu destekleyen bir rivayete göre Allah Teala onu her yıl belirli sayıda ziyaretçi ile mamur kılar, insanların sayısı bundan eksikse meleklerle tamamlar. c) Müminin kalbi kastedilmiştir. Kalp, kişinin Allah’ı tanıması ve O’na tam bir teslimiyet göstermesiyle mamur olur (Beyzavi, VI, 89; ayrıca bk. Abdurrahman Küçük, “Beytülma‘mur”, DİA, VI, 94-95).
Hemen bütün müfessirler, 5. ayette geçen ve “yüksek, yükseltilmiş tavan” anlamına gelen es-sakf el-merfu‘ tamlamasıyla semanın kastedildiğini belirtirler; Enbiya suresinin 32. ayeti de bu manayı destekler niteliktedir. Bu konudaki bir rivayete dayanarak bazı müfessirler, bununla (cennetin tavanı olan) arşın kastedildiği yorumunu yapmışlardır (Şevkani, V, 110; Elmalılı, VII, 4551-4552).
6. ayetteki el-bahru’l-mescur tamlamasında geçen bahr kelimesi “deniz” anlamına gelir; bunun sıfatı olarak zikredilen mescur kelimesi ise farklı manalara gelmektedir. Bu manalardan hareketle söz konusu tamlama için yapılan belli başlı yorumlar şunlardır: a) Kızdırılmış, alevlenmiş: Kelimenin Tekvir suresinin 6. ayetindeki kullanımı ışığında, kıyametin kopması sırasında –muhtemelen jeolojik bir patlamayla– denizlerin aşırı ısınması kastedilmiş olabilir (Gafir 40/72’de de fiil –edilgen haliyle– “yakılma” manasına kullanılmıştır). b) Dolgun, taşkın: Denizlerin sularla dolu olması veya okyanuslar kastedilmiş olabilir. c) Boş: Kıyamet sırasında denizlerin boşalması kastedilmiş olabilir. d) Tutulmuş, hapsedilmiş: Denizlerin, dünyanın düzenini altüst edecek taşmalar yapmasının engellenmesine işaret olabilir (Taberi, XXVII, 18-19; İbn Atıyye, V, 186). e) Karışık, karışkan: Suyu birbirine veya tatlısı acısına karışan denizler manası kastedilmiş olabilir (Şevkani, V, 110). f) Tur’dan söz edilmesi dikkate alınarak, Firavun’un boğulduğu denizin kastedildiği de düşünülebilir (İbn Aşur, XXVII, 39-40; Elmalılı, VII, 4552). Ayrıca burada, semada arşın altında bulunan bir denize (Taberi, XXVII, 20) veya cehenneme (İbn Atıyye, V, 187) yemin edildiği yönünde rivayetler de bulunmaktadır. Taberi kelimenin “yakma” ve “dolma” şeklinde iki temel manası bulunduğunu, bunlardan ilkinin dünya hayatındaki denizlere uymadığını, dolayısıyla “dolu deniz” manası verilmesinin isabetli olacağını belirtir (XXVII, 19-20). Ancak buradaki denizin “kıyamet koparken ısınan ve kaynayan deniz” olarak anlaşılmasına da bir engel bulunmadığından mealde “kaynayan deniz” anlamı tercih edilmiştir.
İbn Aşur burada üzerine yemin edilenlerle yeminin amacı arasındaki bağı özetle şöyle açıklar: İlk altı ayette üzerine yemin edilenler Hz. Musa’nın Firavun’a gönderilmesiyle ilgili hususlardır. Yeminin konusu ise peygamberlerin uyarılarının esasını oluşturan ilahi azabın mutlaka geleceği gerçeğidir. Firavun ve adamlarının helaki de bu gerçeği inkar edip Musa’yı yalancılıkla itham etmeleri sebebiyle olmuştur (XXVII, 36; Razi’nin burada zikredilen üç mekan [Tur dağı, deniz ve Kabe] ile üç peygamber [Hz. Musa, Hz. Yunus ve Hz. Muhammed] arasında bağ kuran tevili için bk. XXVIII, 239-240).

Tur Suresi Kaç Ayet?
Tur Suresi 49 ayetten oluşmaktadır.
Tur Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?
Tur Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 522. Sayfada başlayıp 524. Sayfada biter ve 27. Cüzde yer alır.

Tur Suresi Abdestsiz Okunur Mu?
Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.
Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Tur suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)
Keza, başörtüsü olmadan da Tur suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.
Tur Suresi Adetliyken Okunur Mu?
Tur suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.

EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER