İyi Bayramlar Ankara
BİR zamanlar Reha Muhtar‘dan her akşam duymaya alışmıştık; “İyi akşamlar Türkiye. Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan...” Önceki gün gece yarısından sonra Eskişehir yolunun halini görünce değiştirdik; “İyi bayramlar Ankara. Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan...“
Cuma gecesi Eskişehir‘deydik. Olimpiyat tarihine geçecek finalde Aslı Çakır Alptekin‘in ardından gümüş madalyayı kazanan Gamze Mutlu ile geniş bir röportaj yaptık; Annesiyle, babasıyla tanıştık. Hayata dair konuştuk... Ailesini, arkadaşlarını, zevklerini, beklentilerini anlattı uzun uzun... Olimpiyatlarda tüm Türkiye’ye bayram yaşatan Gamze ile bayramı erken kutladık.
Cuma akşamı foto muhabiri arkadaşım Ateş Tümer‘le yola çıktığımızda saat 18.00’i geçmişti. Mesai bitmişti yani... Cuma akşamı trafiğine alışkınız. Hafta içi günlerden daha fazladır. Ama Ümitköy’ü, Yaşamkent’i geçmemize rağmen yoğunluk azalmıyor; Konvoy halinde ilerliyorduk. Sivrihisar’da bir bölümü Afyon tarafına dönse de Eskişehir’e kadar azalmadı.
Gamze ile röportajımız, Eskişehirspor- Akhisar maçının devre arasında gösteri koşusu yapmasından sonra başladı. Bittiğinde vakit gece yarısını geçmişti. Ankara boşalmıştı; belki kalanlar çoktan uykuya dalmıştı. Ama Eskişehir hala cıvıl cıvıldı. Porsuk kıyısında çoluk çocuk yürüyüşe çıkanlar Gamze’yi kutlamak, beraber fotoğraf çektirmek; Çevredeki iş yeri sahipleri kahve içmeye çağırmak için birbirleriyle yarışıyordu.
Dönüş yolculuğumuz da farklı değildi. Gece 03.00’e yaklaşmasına rağmen hem geliş, hem gidiş yönü hala araç doluydu. Ankara’dan kaçanlar kadar Ankara’ya gelen araç sayısı da hiç de azımsanacak miktarda değildi.
Halbuki bu yıl Bayram hafta sonuna gelince, geçtiğimiz yıllardaki gibi birleştirilip 9-10 güne çıkarılmamıştı. Yine de mesai bitince ‘paydos‘ zili çalan fabrika, okul gibi boşaldı Ankara. Liderler zaten önceden ayrılmıştı. Dün alıştığımız klasik Cumartesi görüntüsü yoktu. Sokaklar sessiz; Caddeler boş, trafik rahat... Belki Bayramın ilk günleri tatile gidemeyenler çıkacak dışarıya; Kimi nasıl olsa ücretsiz diye tıklım tıklım dolduracaklar otobüsleri, akraba ziyaretine gidecek. Kimi alışveriş merkezlerinin serin koridorlarında dolaşacak. Belki Kızılay’da, Ulus’ta bayram harçlığını alan birkaç genç volta atacak. Belki ‘çarşı izni‘ne çıkan askerler uğrayacak Gençlik Parkı’na. Ama Kale öksüz; Eymir sessiz. Ahlatlıbel uçurtma uçuracak çocukları bekliyor...
Halbuki en güzel mevsimi Ankara’nın... Gündüzleri biraz sıcak olsa da ödülü var akşamları; Olağanüstü bir serinlik Ne üşüten ne ürperten... Eksik olan sadece deniz mi? Buralara çalışmaya gelen kimse Ankaralı olamıyor mu? Bayramda kalanlarla Ankara’nın keyfini çıkarmak üzere; Reha’dan (ç)alıntı bir cümleyle “İyi bayramlar Ankara. Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan...“