AMASYA'NIN NEFiS BAKLA BOHÇASI
AMASYA seyahatinde Saime Hanım’ın nefis Amasya yemeklerini tatma fırsatım oldu. Sofradaki özen, lezzetlere de yansımıştı. Sohbet ederken laf lafı açtı. Yine hikayelerden, lezzetlerden konuşurken Saime Hanım’ın nefis Bakla Bohçası’nı yazmaya karar verdim.
Saime Hanım 20 yıl öğretmenlik hayatından sonra her şeyi bırakıp işletme açmaya karar vermiş. Her zaman söylediğim gibi, başarı tesadüf değil. Malzeme alırken yemekleri yaparken gösterdikleri özenden bahsetti ve “İçiniz rahat olsun çok özen gösteriyoruz” dedi. Hep annesinden ve anneannesinden bahsetti: “Annem her bahaneyle yemek pişiren bir kadındı. ‘Bugün bayram, bugün Anneler Günü, bugün Öğretmenler Günü’ diyerek her fırsatta yemek pişirirdi. Sofra kurmaktan çok hoşlanırdı ve bizi çağırırdı. Ben sürekli anneannemle beraber zaman geçirdim. Yemek yaparken onu izlerdim. Nasihatlerini dinlerdim. Anneannem biraz kuralcı bir kadındı. Dedesi medresede hocaymış. O zamanın öğretim görevlisiymiş. Onu da kendi anneannesi kurallı ve disiplinli bir şekilde yetiştirmiş.”
BÜYÜKLERİNDEN ‘EL ALMIŞ’
Saime Hanım eskilerin deyimiyle büyüklerinden “el almış”. “Evet ben el aldım sanırım çünkü anneannem ölmeden önce hastanede yanına gittiğimde ellerimi tuttu ve gözleri dolarak şöyle dedi: ‘Çok mutluyum çünkü benim ellerim ölmeyecek.’ Çok gurur duydum ama aslında ne demek istediğini tam anlayamadım. Yıllar sonra yolluk olarak hazırladığım sarmayı yiyen bir hanım, anneannemin adını söyleyerek ‘Onunla bir akrabalığın var mı?’ diye sordu. Aynı tadı aldığını söyledi. O an anneannemi anladım. Ben de onun izinden giderek öğrettiği her şeyi yapmaya çalışıyorum. Çalıştığım dönemlerde bile eve gelince hemen mutfağa girip kendi yemeğimi kendim yaparım” diye anlattı.
TATLI VE TURŞU BİR ARADA
Saime Hanım belediyenin ve valiliğin yaptığı çalışmalarda Amasya’nın kültürünü ve yemeklerini yazarak kayıt altına almış ve destek olmuş. Yemekleri işletmede sürekli o yapıyor. Özellikle dışarıdan gelen misafirlere Amasya mutfağını tanıtmayı kendine görev edinmiş. Yemeklerin unutulduğunu, mesela restorana gelen gençlerin domates çorbası veya mantar çorbası sorduğunu, kimsenin Amasya’nın çatal çorbasını, toyga çorbasını sormadığını söyledi.
Sofrada Amasya yemekleri “kaypak”, “tatlı kuymak”, “armut turşusu”, “keşkek” ve “bakla bohçası” vardı. Hepsi lezzetli desem hiç abartmış olmam. Tatlı kuymak yanında armut turşusuyla beraber ikram ediliyor. Enteresan ama çok lezzetli.
BAKLALI BOHÇA (BAKLA SARMASI)
- 500 gr asma yaprağı
- 2 su bardağı kırık yarma
- 1 su bardağı iç bakla
- 1 su bardağı kırmızı mercimek
- 2 tane kuru soğan
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- Pul biber, Karabiber, Tuz
- 750 gr kemikli kuzu eti (tencerenin altına yerleştirmek için)
Üzeri için:
- 2 kuru soğan
- 2 yemek kaşığı tereyağı
- 1 yemek kaşığı domates salçası
Bakla sarmasının yapılışı
YAPRAĞI bir gece önceden ıslatın. Et hariç bütün malzemeleri karıştırıp Baklalı Bohça’nın içini hazırlayın. Etleri güveç kabının altına dizin. Yapraklara birer parça iç koyup köşeli altıgen şeklinde sarın. Etlerin üzerine dizin. Üzerine yağını, suyunu ve tuzunu ekleyin. Güvecin kapağını kapatıp yumuşayana kadar fırında pişirin.
Kuru soğanı ince doğrayıp tereyağında kavurun. Salçayı ekleyip karıştırın. Reyhanı ekleyip ocaktan alın.
Bohçaların üzerine gezdirip sıcak servis yapın.