Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzmanların çoğu, gebelik şekeri teşhisi için şeker yüklemesi yapılmasının zararlı olmadığını ve bunun hayat kurtarabileceğini söylüyor. Fakat gebelik şekeri testinin bebeğe zarar vereceğini düşünenler de az değil. Sizlerden gelen talep üzerine konuya bir de Harvard’dan bakalım

        Gebelik şekeri, farklı ülke ve araştırmalara göre hamile kadınların yüzde 2 ile10’unda görülen bir sorun. Diyabet sorunu olmayan veya sağlıklı beslenen kişilerde bile hamilelik esnasında hormonal değişiklikler sonucu kan şekeri yükselebiliyor. Bu da bebek için risk yaratıyor. Erken doğum veya anne karnında ölüm gerçekleşebiliyor, sezaryenle doğum yapma ihtimali artıyor, çocuğun ileride obeziteye yakalanma riski yükseliyor. Aslında gebelik şekeri, teşhis konulduğu zaman beslenme düzenine dikkat ederek veya gerekirse insülin takviyesiyle çözülebilir.

        Teşhis koyabilmek için hamileliğin 24-28. haftasında yapılan şeker yüklemesi testinde, kana karışan şekerin hücreye girişi normal mi, diye bakılır. Sağlıklı insanlar şeker tüketince insülin hormonu salgılanır ve hücreler şekeri kandan emer. Gebelik şekeri sorunu olan hastalarda ise yeterli insülin salgılanmaz ve hücreler şekeri kandan alamadığı için kan şekeri yükselir. Test bu tepkiyi ölçüyor. Testin bebeğe zarar vereceği iddialarına daha yakından bakmak istedim. Kendimi bu uygulamaya karşı olanların yerine koyarak zorlayıcı sorular sormaya çalıştım. Cevapları okuyunca testin zararlı olmadığını söyleyen uzmanlara neden hak verdiğimi anlayacağınızı umuyorum.

        - Bunca yıldır şeker yüklemesi yapılmadan da insanlar doğuruyordu. Şart mı bakılması?

        Gebelik şekeri teşhisi konulmazsa riskleri büyük. En azından bu konuda herkes hemfikir. Anne karnında gerçekleşen bebek ölümleri eskiden de oluyordu ama her zaman sebebi bilinmiyordu. Belki bazı durumlarda gebelik şekeri teşhisi konulsa, anne adayı beslenmesini ona göre ayarlayacak ve bu sorunun önüne geçebilecekti. Anne adaylarının yüzde 2-10’unda gebelik şekeri sorun olabilir. “Bu çok yüksek bir rakam sayılmaz” demek bana mantıklı gelmiyor, sonuçta piyango kime vuracak hiç belli olmuyor. Şeker yüklemesi, tanı konulmamış gebelik şekerine kıyasla risksiz denilebilir.

        - Neden ille de 5 dakika içinde 75 gram şeker yükleniyor? Gerçek hayatta kim aç karnına birdenbire 75 gram şeker tüketecek bir beslenme düzeni izliyor ki?

        75 gram şeker zannedildiği kadar çok değil. 6 yemek kaşığı toz şekere denk geliyor (2 dilim çikolatalı pasta 50, iki bardak kola 78 gram şeker içeriyor). Zaten sağlıklı insanlarda bu test uygulandığında kandaki şeker seviyesi bir süre sonra normale dönüyor. Verilen şekerin hepsinin bebeğe ulaşması söz konusu değil. Anneye veya bebeğe zararlı olduğuna dair bilimsel bir kanıt yok. Hele de düzenli olarak her gün şeker yüklemesi yapılmadığını göz önünde bulundurursak.

        Gebelik şekerinde doğru teşhis konulabilmesi için her yerde aynı prosedür uygulanmalı ve sonuçları yorumlamak için standart değerler belirlenmeli. Günümüzde aç karnına, 5 dakika içinde 75 gram şeker yüklendikten 1 ve 2 saat sonra kan şekeri ölçülmesi altın standart olarak kabul ediliyor. Normal veya diyabetli kabul edilen kan değerleri de uluslararası otoriteler tarafından belirlendi. Bu ölçüm ile teşhis koyabilmek için yüklenen şeker dozajı ve şekerin kana karışma hızı sabit olmalı. Bu prosedür takip edilmezse teşhis için önerilen kan değerleri geçerli olmayabilir. Her doktorun da kendi yöntemine ve deneyimlerine göre değer belirlemesi ise tam bir kaos yaratır. Henüz daha sağlam tespitler yapacak daha kolay bir yöntem bulunmadı ama bu konuda araştırmalar var.

        - Daha farklı yöntemler araştırılıyor olması şeker yüklemesi zararlı olduğu için mi?

        Hayır, sebebi testin pek çok açıdan zor olması. Çoğu insan o şurubu 5 dakikada içmekte çok zorlanıyor. Tadı çok kötü olduğu için midesi bulanıp kusanlar bile oluyor (Bu semptomlar geçici, size kalıcı bir zararı yok). Ayrıca ölçümler için 2 saat hastanede kalmak lazım, vakit ayırmak gerekiyor. Daha rahat bir çözüm araştırılmasının sebebi bunlar. Yeni yöntemlerle daha net teşhisler koyabilirsek de ne âlh a. Bilim her zaman daha iyisini arar.

        - Çaya eklediğimiz sağlıksız şeker yerine doğal karbonhidrat yüklemesi yaparak test edilse? Veya anne adayı evde yüksek karbonhidrat içeren bir kahvaltı edip gelse?

        Kan şekeri gün içinde veya kişiden kişiye değiştiği için herkese bire bir aynı miktarda şeker verip şeker aynı hızda kana karışınca ölçümleri uluslararası standartlar doğrultusunda değerlendirmek daha doğru sonuçlar verecektir. Bu sebeple şeker yüklemesi için özel olarak hazırlanmış standart içecekleri kullanmak işi kolaylaştırıyor. Sağlıklı beslenmek için normal hayatta doğal karbonhidratlar tabii ki tercih edilmeli. Ancak test için değişkenlik yaratabilecek her durumdan mümkünse kaçınılmalı. Yaklaşık 70 gram karbonhidrat içerdiği öngörülen bir kahvaltı yapıp teste gelen hastalardan alınan sonuçları yorumlamak değişkenlikten ötürü zor olur. Çünkü besinlerde şekerle beraber protein veya fiber bulunması işi zorlaştırır. Fiberler şekerin kana salınımını yavaşlattığı için o şekilde uygulanan bir testte kana karışan şeker miktarını ve kana karışma hızını kontrol etmek zor olur. Belki ileride hastanelerde sıkı kontrol altında verilecek yüksek karbonhidrat içeren standart bir kahvaltıyla güvenilir sonuç almak mümkün olabilir. Ama bu yöntemi test etmek, güvenilirliğini ölçmek ve uygulamaya geçirmek hemen yarın olacak bir şey değil, fazlaca vakit alır. Bu testle doğru teşhis konulduğu kanıtlanmadan olmaz.

        - Şeker yüklemesi için satılan standart içeceklerde kullanılan kimyasallar konusunda endişelenmeli miyiz?

        Glucola adı verilen içecekler Amerika’da yasal güvenlik onayı almış. Yine de bazı Glucola markalarında gıda boyası ve bromine sebze yağı (BVO) bulunmasını sorun olarak görenler var. Bu malzemeler çok da sağlıklı olmayan gazlı içeceklerde bulunabiliyor. Pek çok uzman, ciddi bir sağlık sorunu yaratması için her gün düzenli olarak 2-8 litre içmek gerekeceğini ve hamilelik esnasında taş çatlasa 2 veya 3 kez 250 mililitre içmenin sorun yaratmayacağını düşünüyor. Amerika’da hazır test içeceğini içmek istemeyenler arasında alternatif olarak 28 tane gıda boyasız jelibon yiyip aynı şeker dozajına ulaşanlar var.

        - Şeker yüklemesi son 10 yılda rutine girdi. Girdiğinden beri erken doğum, sezaryen ve bebeklerin yoğun bakımda kalma oranı arttı.

        Aynı anda gerçekleşen her olay arasında bir sebep-sonuç ilişkisi kurmak mümkün değil. Bu artışı şeker yüklemesi testine bağlamak için kanıt yok. O mantıkla son 10 yılda kansere yakalanan insan sayısındaki artışı da bu teste bağlayabilirdik, saçma olurdu.

        - Şeker yüklemesi yaptırmak istemeyenlerin hiç mi alternatifi yok?

        Doktorunuz onaylarsa test yaptırmadan gebelik şekeri teşhisi konulmuş gibi beslenmenize ve egzersiz yapmaya dikkat edebilirsiniz. Kan şekerini evde ölçen aletlerle bu mümkün. Teşhis konulursa hamilelik boyunca günde 4 kez kan şekerinin ölçülmesi öneriliyor: Sabah aç karnına ve 3 ana öğünden 1’er saat sonra. Ama her gün 4 kez kan şekeri ölçmek ve düzenli spor yapmak az uğraş değil. Çelik irade gerektirir.

        *************

        YENİ YÖNTEMLER DENENİYOR

        Nisan 2017’de yayınlanan bir araştırmada, Harvard Tıp Fakültesi’ne bağlı Brigham&Women’s Hastanesi’ndeki uzmanlar kandaki GCD59 seviyesine bakmış. Şeker yüklemesi ile diyabet teşhisi konulan grupta GCD59 seviyesi sağlıklı gruba kıyasla 8.5-10 kat daha yüksek çıkmış. Bu yöntem tek başına teşhis için yeterince güvenilir mi, zaman gösterecek. Bu yöntemle net teşhis mümkün olursa şeker yüklemesine gerek kalmayabilir. Ama henüz sevinmek için erken, en iyi ihtimalde bile kliniğe geçiş 3 sene içinde olur. Kısacası, şu anda elimizdeki en güvenilir test olan şeker yüklemesiyle konulacak gebelik şekeri teşhisi hayat kurtarabilir.

        Diğer Yazılar