Voleybolun unutulmazları buluştu
Bu ülkenin spora bakış/algılayış/yorumlayış açısında, oldum-olası hep bir "saygı" "ilgi" "vefa" eksikliği/problemi vs ne derseniz deyin, bir sıkıntısı vardı. Eksiklik/yokluk/mahrumiyet denebilecek tüm yokluklarda/açlıklarda/zorluklarda, yaşanan basınç sonunda bir ilhamlı dokunuş veya ilahi bir durum, hızır gibi yetişir/çıkagelir. İşte "Voleybolun Unutulmazları" denen hikaye böyle doğdu. Ve o beklenen "Hızır" ise; emekli voleybolcu, voleybol severlerin ablası, Gülnur Görgün oldu.
Galatasaray’da voleybola başladığım ilk takım arkadaşlarım, ilk antrenörlerim ile yıllarca mücadele ettiğimiz voleybol ailesi, 25 Mayıs Cumartesi günü, o yıllarda arka bahçemiz olan Burhan Felek Voleybol salonunda buluştuk. O gün bazılarımız "Burhan Felek aynı yerde mi" Sorusunu sordu birbirine… Bana sorulduğundan biliyorum. Bizim jenerasyonun temsilcisi Kenan Bengü bile törendeki konuşmasında bahsetti. "Bu salonda oynamayı çok isterdim. Çok güzel bir salon olmuş. Epeydir uğramadım" dedi.
Ne yalan söyleyeyim ben bile, ki medyada yıllardır yazıp çiziyorum, Burhan Felek salonuna 35 yılda ya 2 yada 3 kere yolum düşmüştür. Arka bahçemiz Burhan Felek Voleybol salonundan uzak kalmamıza neden olan yokluk/mahrumiyet/uzaklık her ne ise bu buluşma; sonunda tükenmiş bir diş macunundan çıkan son sıkımlık diş macunu gibi, hepimize ilaç gibi geldi. Ferahladık, öpüşüp koklaştık, sarıldık birbirimize. Ne anılar, ne hikayeleri hatırlattık birbirimize. Yaşadığımız muziplikleri, kazandığımız kupaları, kaybettiğimiz maçları, Mehmet ağabeyin elinden yediğimiz Rus salatalı sosisli sandviçimize kadar konuştuk. Burhan Felek spor salonunun her köşesinde, sürekli değişen guruplarla bir gönül fırtınası vardı Cumartesi öğle sonrası… Yürekler göğe yükseldi. Gözyaşları, kahkahalarla silindi. Yıllarca sahada her smaçta,her blokta, her sayıda birbirimize sarılanlar olarak "Dopamin" manyağı olduk. Alışmamışız yada unutmuşuz bu hallerimizi, bazılarımızı çarptı baş döndürdü adeta.
Voleybolun efsaneleri; Değer Eraybar, Mehmet Fuat Bengü, Cengiz Göllü, Deniz Esinduy, Şakir Eczacıbaşı, Hasan Epirden, Paidar Demir, Hülya Erçin, Osman Dehrioğlu, Faik Edgü gibi gönlümüzde yaşayan ancak vefat eden isimleri andık… İlhan Çetinkaya, Semih Oktay, Faruk Saran, Zeki Uslu, Violet Kostand, Aziz Kalağoğlu, Sami Akgün, Kenan Bengü, Enver Göçener, Nedim Özbey, Abdullah Paşaoğlu, İsmet Kır gibi, ismini unutmadığım değil sayamadığım (Çünkü ansiklopedisi var artık) 712 isim Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’ın ev sahipliğinde bir aradaydık.
İşte tüm bunlar bir fikir sayesinde yaşandı. Emeğe saygı, vefa, değer verme, takdir etme. Bizim memleketin kıtlık halleridir bunlar. Bu kıtlık/açlık/mahrumiyet sonunda çok şükür ki bir fikir doğdu... Ve o fikir/değer/olay, diş macunundaki gibi anlık bir faydadan çok, ömürlük bir değeri yarattı. Sevgili Gülnur (ve ekibi) ise bu değeri hepimize yaşatan doğuran anasıydı, adeta. Öyle ki, bir gün toplantılarına katılıp bazı fikirleri paylaşmama bile, çocuğuna dokundurtmayan hırçın/titiz bir ana gibi müdahale etti. Dokundurtmadı. Bu onun en doğal hakkıydı. Çünkü o da bir anaydı… Voleybolun unutulmazlarının fikir anası… Eline yüreğine sağlık voleybolumuzun Gülnur ablası.