Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2025’te ne olacak? Dünyanın en ünlü inovasyon takipçilerinden biri olan Alec Ross, ‘Geleceğin Endüstrileri’ adlı kitabında Jetgiller’e benzer bir hayat yaşayacağımızı, data okyanusunda yüzeceğimizi, kadınlara eşitlik veren ülkelerin kazanacağını söylüyor

        Binlerce kitap insanlara nasıl daha mutlu, daha zayıf, daha güzel, daha iyi anne baba olacağını anlatıyor, ama binlerce... Mega huzuru ve mega mutluluğu nasıl bulacağımızı okurken bizi bekleyen geleceği anlatan kitaplar da var. Sizce uçan dolmuşlar, minibüsler mi olacak? Vapurda çayı robotlar mı getirecek? Ölümsüzlük bulunacak ve arabeskin sonu mu gelecek? Biz ne olacağız? “Yarına Allah kerim” diye devam mı edelim yoksa 3 sene sonra nerede olacağımızı bilelim mi? Dünyanın ileri gelen inovasyon uzmanlarından biri olan Alec Ross, kendisinin nerede olacağını bilmese de insanlığın nereye doğru gittiği üzerine kafa patlatıyor. Boşuna değil, ABD Başkanı Obama’nın, ondan sonra da uzun bir süre Hillary Clinton’ın danışmanıydı. Sebebi şu: “Eğer dünyada yeni bir akım, bilmemiz gereken yeni bir icat varsa bunu en iyi Alec Ross bilir” diyorlardı ve internete, buluşlara, yeni nesil dünyaya dair ne varsa ona danışıyor, yaptıkları konuşmalarda bu konuda ne vurgulayacaklarsa o metinler Alec Ross’un elinden çıkıyordu. Hükümetlerle çalışmayı bırakınca her kıtaya gitti, 41 ülkeyi dolaşıp son kitabı “Geleceğin Endüstrileri” ni yazdı

        KUZEY KORE OUT, İZLANDA IN

        Yazının bundan sonrasını “Allah kerim” deyip okumayacaklar için özet geçeyim: Bugünden itibaren 2025’e kadar nasıl bir dünyada yaşayacağımıza dair tahminlerde bulunan Ross’a göre, artık dünya politik olarak sağ ve sol diye ayrılmak yerine, açık veya kapalı diye ayrılacak. Kuzey Kore kaybedecek, İzlanda kazanacak, zira kültürel, politik, sosyal olarak içlerine kapanan ülkelerle kimsenin uğraşacak vakti olmayacak. Her ülke deli gibi kendi Silikon Vadisi’ni yapmaya çalışsa da bu bir daha olmayacak, istediğiniz kadar binlerce yetenekli bilgisayar mühendisini plazalara kapayın, o ilk ve sondu ancak bir Drone Vadisi neden olmasın? Bunu da göreceğiz. Honda’yı hâlâ otomobil markası sananlar yanılacak, çünkü o artık Japonya’da özellikle yaşlı insanların bakımı için her türlü hizmeti sunan robotlar üretiyor. İntihara meyilli insanların tedavisi mümkün olacak, çünkü bunun biyolojik sebebi gibi çaresi de bulundu. Her şeyi bir ufak hap çözecek! Bir gün evdeki robot hack’lenir mi? Evet bu olabilir, kodu olan her şey tehlike arz edecek. İnternete bağlı her türlü alet edavatın rakamı 16 milyardan 40 milyara çıkacak. Mülteciler arttıkça cep telefonlarının sayısı da artacak. Airbnb bu gidişle dünyadaki butik otellerin yerini alacak, siber güvenliğe dair şirket kuranlar zengin, genetikle ilgili şirket kuranlar trilyoner olacak! Sağlığa dair sorunlarımızı fakirlikten çözemiyorsak ileride buna bugün ödenen paralar minimuma inecek. Kadınlar, her mamografi için randevu alıp günlerce doktorun rapora bakmasını beklemeyecek. Uzaklarda bir yerlerde bazı kadınlar bu mamografilere bakıp bize sonuçları söyleyecek. İnsan vücuduna uyumlu böbrek, kalp, ciğer bir domuzda gelişebiliyorsa bir vakit sonra kimse böbrek nakli için yıllarca beklemeyecek. Devam edelim:

        KADINLARA EŞİTLİK BAŞARI GETİRECEK

        Ross’a göre sosyolojik ve teknolojik her gelişme artık beraber yürüyor. Bu arada -bilmiyorum kimse üzerine alınır mı ama- kadınları yok sayan, iş ortamlarında, eğitimde, her türlü konu başlığında kadınları geride bırakan, kadınlara eşit koşul sağlamayan ülkeler geride kalacak! Ross, Çin ekonomisinin gelişmesini kadınlara yer açmasına, Japon ekonomisinin tıkanma nedenini ise kadınları geride bırakmasına bağlıyor, zira ülkelerdeki sosyolojik her iyileşme ekonomiyi de geliştirecek. Ancak kötü bir haber var: Kontrol manyağı hükümetler ise kaybedecek! Besbelli gelişmiş ülkelerin başkanlarının kendilerine bu yönde uyarılar yapan danışmanlar tutmasının bir sebebi var.

        ‘ÇOCUĞUM ALKOLİK Mİ OLACAK?’

        Bu soru Ross’un kafasından uydurduğu bir fantezi soru değil, bunu araştırmalar söylüyor. 2 sene sonra bebek bekleyen ailelerin genetik kod çözümüyle, 4-8 haftalık bebeklerin cinsiyetlerinden başka her şeyi bilenecek. Yapılacak testler, doğacak çocuğun saç rengini, saçlarının kıvırcık olup olmayacağını, boyunun uzunluğunu, ileride misal Parkinson olma olasılığını ve hatta alkolik olma yüzdesine kadar pek çok şeyi söyleyecek. “Tasarım bebekleri”nin korkutucu bir tarafının olduğunu, genlerin çok şey anlatsalar da her şeyi anlatamayacağını söyleyen Ross, ebeveynlerin de bu kadar bilgiyle ne yapacağını kestiremediğini ifade ediyor. Yani umarız kimse sapıtmaz!

        GELECEKTEKİ MESLEK İSİMLERİNİ HENÜZ BİLMİYORUZ

        Siz büyürken anneniz, babanız sizin bir şirkette müşteri temsilcisi olacağınızı biliyor muydu? Ya da Jr. metin yazarı? Ya da insan kaynaklarından sorumlu asistan yardımcısı? Bilmiyordu. Çünkü onların zamanında bu terimler yoktu. O günlerde tezgâhtarlar satış sorumlusu, kuaförler de saç danışmanı değildi. O yüzden siz de çocuğunuzun ileride ne olacağını, en azından o mesleğin adını bilmiyorsunuz. Ross, anne ve babalara 3 şey öneriyor, “Sadece okulda aldığı eğitime güvenmeyin. Evet okul mühim ama ev de mühim! İkincisi, dünyada sadece yaşadığı ülkenin olmadığını, 195 başka ülkenin daha olduğunu anlatın. Üçüncüsü, ne kadar çok yabancı dil öğrenirse o kadar iyi, bu arada bir de bilgisayar kodu gibi teknik bir dil öğrenmesinde fayda var” diyor. Çünkü ileride hem sosyal hem de teknik açıdan donanımlı çocuklar bir yerlere gelecek. Bu arada Ross’un verdiği iyi haber şu: 10 yıl içinde karşımızdaki Fransızca konuşurken, kulağımızdaki ufacık bir alet sayesinde saniyesi saniyesine karşımızdakinin ne dediğini kendi dilimizde duyabileceğiz. Siz yine de bence çocukları çok sıkmayın, su akar yolunu bulur.

        SOĞUK SAVAŞ YERİNİ KOD SAVAŞINA BIRAKACAK

        Evimizde, çevremizde, elimizde ne varsa, neredeyse klimalarımız bile başka bir elektronik aletle, sadece bir Wi-Fi bağlantısıyla yönetilecek durumda. Rakamlar da öyle söylüyor: 2015’te 23 milyon otomobil internete bağlıyken bu sayı da 2020’de 152 milyona çıkacak. Tüm bunlar şu anlama geliyor, ne kadar internete bağlıysak o kadar da hack’lenmeye açık hale geliyoruz. Yani siber savaşlar siber güvenlik yatırımlarının boyutlarını da değiştiriyor. Birkaç yıl evvel siber güvenlik yatırımların toplamı 3.5 milyar dolarken bunun 2017’de 175 milyon dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Ross’a göre; “Eğer 5 milyar insan online’sa bu 5 milyar insanın güvenlik açığı var demektir!”... Çocukların eline oyun oynasın diye tutuşturulan her telefon, mini tablet de unutmayın ki onun güvenlik açığı demek!

        ROBOTLAR GELECEK DERTLER BİTECEK

        1970’lerde televizyonda seyrettiğimiz o siyah beyaz film ve çizgi filmlerde gördüğümüz robotlar 2020’nin gerçeği olacak. 4 kişilik bir çekirdek aileyken birden Jetgiller’e dönüşüp evde çamaşır asan bir robot göreceğimizi söylüyor Ross. Geleceğin sorusu şu olacak: İşe gittiğinizde siz mi bir robota ne yapacağını anlatacaksınız ya da o mu size ne yapacağınızı söyleyecek? Ross, bunun epey ürkütücü olduğunu, eğer mesleğiniz otomatikleştirilmeye müsaitse bir sonraki rakibinizin bir robot olacağını, konunun ileride bulaşıkçılar ve temizlikçiler içinse ne yazık ki kapanacağını ifade ediyor. Dünyayı maaş talebinde bulunmayan robotlarla nasıl paylaşacağımızı ise kabiliyetlerimiz belirleyecek. Not: Alec Ross’un kitabını “Benden artık geçti, ben olmuşum robot” diye okumayacaksanız da, çocuğunuz için okumanızda fayda var!

        Diğer Yazılar