Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Merkez Bankası Başkanı dün enflasyon raporunu açıkladı.

        Piyasalar enflasyonun geleceğinden çok, para politikasının duruşunu merak ediyorlardı. Başkan da nasıl bir politika uygulayacakları konusunda görüşlerini bir kez daha tekrarladı. Sürpriz çıkmadı.

        Enflasyonla ilgili bir değişiklik yok. Merkez Bankası görüşünde ısrarlı. Nisanda artış, mayısta güçlü düşüş, daha sonra normalleşme bekliyor. Yıl sonunda yüzde 6.5 oranında fiyat artış tahmininin geçerli olduğu tekrar vurgulanıyor.

        Jokerler enerji ve gıda fiyatları.

        Piyasaların ve halkın bekleyişlerinin bu oranın üzerinde olduğunu bir kez daha hatırlatalım.

        NASIL BİR SIKILIK?

        Dikkatimi çeken Merkez Bankası'nın sıkı para politikasının tanımındaki incelikti.

        Başçı, "getiri eğrisi" diye adlandırılan ve tahvil faizlerinin vadelerine göre şekillenen eğilimlerin durumuna göre "sıkılık" ya da "gevşekliği" tanımladı. Eğilimin halen negatif olduğu için para politikasının sıkı olduğunu söyledi.

        Bu tanıma göre Merkez Bankası bir ölçüde haklı. Ancak "sıkılığın" tanımını sadece getiri eğrisine bağlamak kanımca doğru değil. Esas tanımlama faizlerin reel anlamda negatif ya da pozitif olmasına göre yapılır.

        Bizde Merkez Bankası faizleri reel anlamda negatifliğini uzun süredir koruyor. Dün ortalama yüzde 8.5 idi. Bu durumda sıkı para politikasından bahsetmek oldukça zor.

        Bunun nedeni kuşkusuz Merkez Bankası değil. Siyasetçi böyle istiyor. Merkez Bankası tanımları genişletip, faiz koridorunu sık kullanıp, değişik söylem ve hareketlerle durumu idare etmeye çalışıyor.

        Bunun sonucunda da sistemde belirsizlik bir türlü azalmıyor.

        Getiri eğrisinin durumuna başka bir açıdan baktığınızda piyasanın bu belirsizliği oraya yansıttığını görüyoruz.

        Aslında para politikası uygulamaları sık yapılan hareketlerden daha çok istikrarlı ve belirgin davranışlarda bulunabilirse piyasaları rahatlatır. Potansiyel büyüme oranını yukarı çeker. Enflasyonist bekleyişleri daha iyi kontrol eder.

        Ne var ki piyasalar her sabah "Merkez Bankası bugün acaba ne yapacak" diye düşünüp, tahminler yapıp, pozisyon alıyorlar. Bu süreç ertesi gün tekrar başlıyor. Çin işkencesi gibi. Bunun yararını çözemedim.

        Merkez Bankası'nın elindeki araç sayısı arttıkça, amaçları çeşitlendikçe ve bunları da sıkça değiştireceğini söyleyince belirsizlik azalmaz.

        HAVUÇ STRATEJİSİ DEVAM EDİYOR

        Çarşamba günü yapılan ABD Merkez Bankası (FED) toplantısı sonrası QE3 diye adlandırılan ek para basımı düşüncesi yine masanın üzerinde kaldı.

        Dolayısıyla yeni bir parasal genişleme ümidini hâlâ kaybetmeyen piyasa oyuncuları, bir şey alamasalar bile bu kez de ümitlerini sürdürmeye devam ettiler.

        FED bunu aylardır yapıyor. Tavşanlara havucu gösterip vermiyor.

        IMF'nin küresel kriz zamanlarında bize "Stand-by anlaşmasını yaptık, yapıyoruz" şeklinde yaklaşımının bir örneğini FED, QE3 olayında bir kez daha gösteriyor.

        Bu stratejinin ABD seçimlerine kadar yolu var.

        Diğer Yazılar