Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Azerbaycan’ın yaklaşık 30 yıl sonra Ermenistan işgalinden kurtardığı Karabağ’da savaşının baş aktörü Bayraktar TB2’ler oldu. Tüm dünya hem konuştu hem de şaşkınlıkla izledi. Ermenistan’ın yakın müttefiki komşu İran ise bu gelişmeler karşısında epeyce bocaladı.

        Fakat netice itibariyle “Karabağ Zaferi” tarihe İnsansız Hava Araçları (İHA-SİHA) ile kazanılan ilk savaş olarak geçti. Bundan böyle 2020 dendiğinde aklımıza Bayraktar İHA’larla kazanılan “Karabağ Zaferi” gelecektir. Türk dünyası içinde önemli motivasyon kaynağı olan bu başarının arka planı da en az bu başarı kadar önemli.

        Öyle bir anda, “İHA’lar Azerbaycan’a gitti, başarı geldi” gibi bir durum elbette söz konusu değil. Her açıdan önemli bir hazırlık safhası oldu. Akabinde İHA’larla elde edilen bu başarının kalıcı ve daha fazla caydırıcı olması için Azerbaycan yeni adımlar atmaya başladı. Türkiye ile birçok alanda iş birliğini derinleştirdi. Kendi içindeki çatlak sesleri azalttı. Türkiye de güvenlik güçleri içindeki çatlak seslerden çok çektiği için bu konudaki tecrübesini de Azerbaycan ile paylaştı. Aslında bu başarıda Azerbaycan içindeki dış bağlantılı aktörlerin törpülenmesinin de çok ciddi payı olduğu biliniyor. Dolayısıyla içimizdeki satılmışlar için sürekli teyakkuzda olmak gerekiyor. Zira bunlara İHA, SİHA, TİHA kar etmiyor.

        Evet, Bayraktar TB2’ler artık Azerbaycan Ordusu’nun ayrılmaz bir cüzü. Sayıları giderek arttığı gibi yeni sistemlerle ve eğilen yeni personellerle de kullanımları da daha etkin hale getiriliyor. Azerbaycan Hava Kuvvetlerine mensup 77 asker, 4 ay boyunca Baykar tarafından Bayraktar TB2 SİHA Operatörlüğü için eğitildi. Artık Azerbaycan önemli bir İHA filosuna ve yetişmiş insan kaynağına sahip ülke durumunda. Üzerine koyarak güçlenmeye devam edecektir.

        Binlerce şehit verilerek kazanılan bu zafer Azerbaycan için de tarihi bir dönüm noktası oldu. Ama henüz Karabağ defteri kapanmadı! Baykar Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar’ın da mezuniyet töreninde vurguladığı üzere bu zaferin asıl mimarı cephede canını veren şehitlerdir. Aletler şüphesiz çok önemli araçtır, sahada o azmi göstermezseniz, bir anlamı olmuyor.

        Azerbaycan Ordusu, Karabağ’da SİHA’lar verdiği taktiksel mücadeleyle dünya ordularının harp doktrinlerini sorgulatmaya başladı. Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar da bu husus her fırsatta dikkat çekiyor. Çünkü artık yüksek teknolojiye sahip olanlar, sahada da başarılı oluyor. Konvansiyonel silahlar, sistemler teknolojiyle buluşmasa neticesi de vahim. Tank, topçu bataryası ve hava savunma sistemlerinin Karabağ’da nasıl tarumar olduğun canlı canlı izledik. Teknoloji, bilim her zaman kıymetliydi. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinde de teknoloji ve bilimin etkin rol oynadığını herhalde unutmuş değiliz.

        Türkiye uzayda ne yapar?

        Türkiye uzayda ne yapar?
        0:00 / 0:00

        Uzun bir süredir konuşulup, hayata geçirilemeyen Türkiye Uzay Ajansı’nı ancak 2018 Aralık’ta kurabildik. Arada biraz boşluk oldu. Başkanı atandı, çekirdek kadro oluşturulmaya çalışıldı. Akabinde Milli Uzay Programı şekillenmeye başladı. Nasipse 2-3 ay içinde program belli olacak. Böylece Türkiye önce önünde 10 yıl boyunca uzayda neler yapacağının yol haritasını çıkaracak. Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım çok eski tanıdığım, dostum olduğu için bende merakla, takip ediyorum. Ama program açıklanmadan da haklı olarak fazla bilgi paylaşmıyor.

        Ancak şunu net biliyorum ki Türkiye’nin bu alanda henüz yeterli insan kaynağı yok. Çünkü böyle bir ihtiyaç olmadığı için insan kaynağı da yetiştirmemişiz. Üniversitelere çağın ihtiyacına göre bölümler açmak gerekiyor. Temel bilimlerde çok geriyiz güçlendirilmesi, özendirilmesi lazım.

        Türkiye Uzay Ajansı’na bugün kadro bulunmasında güçlük çekiyoruz, ama bizin insanımız zeki ve gelişmelere de çok hızlı uyum sağlayabiliyor. Bu tarz dönüşümleri yaparsak 5-6 yıl sonra insan kaynağı meselesinde mesafe kat etmiş oluruz. Uzay konusunda tecrübeli olan bazı ülkelerinde Türkiye ile iş birliği yapmak istediği biliniyor. Zira dünya bu alana yöneldiği için iş birlikleri önemli.

        Türkiye’de uzay ne yapar sorusunun cevabı; “Çok şey yapabilir.” Yeter ki geç kalmayalım ve uzay hak ettiği şekilde değer verip, hızla yatırım yapalım. Birkaç yıl sonra iletişimde, yayıncılıkta, haberleşme ve güvenlikte her şey uzaya taşınmış olacak. Düzenleyici kuruluşların bazı bakanlık ve üst kurumların rolleri tartışılacak. Türkiye’nin üzerinden geçen uydulardan birçok bilgiyi alacağız, verileri uzayda depolayacağız. Günümüzde yaşadığımız sosyal medya tartışmalarına benzer regülasyon tartışmaları bu defa uzayda yaşanacaktır. Aynı tuzaklara, tartışmalara düşmek istemiyorsak uzay için geç kalmamalıyız.

        Rafları açın gıda fiyatları geliyor!

        Rafları açın gıda fiyatları geliyor!
        0:00 / 0:00

        Gıda fiyatları için Rekabet Kurumu da harekete geçmiş. İlk defa böyle bir felaketle karşılaştığımızdan ülkemizdeki hiçbir kurumu acayip şekilde artan gıda fiyatlarıyla nasıl mücadele edeceğini haklı olarak kestiremiyor. Kendini sorumlu hissedenler arka arkaya harekete geçiyor.

        Büyük marketler, büyük üreticiler, nüfuzu olan dağıtıcılar, aracılar ve kabzı mallar herkes hile yapıyor. Yeni olan bir durum değil. Aslında incelendiğinde ilgili mevzuatlar, düzenlemeler, yasalar da var. Ülkemizin bu husustaki asıl sorunu hakkaniyetli, adil, yasalara uygun denetim, kontrolün olmaması ve müeyyidelerin uygulanmaması.

        Ticaret ve Tarım Bakanlıkları yıllardır bu konular için yasal düzenleme yapıyor. Her yeni yaptıkları yasalar da bir öncekini bozuyor. Yasalar doğru düzgün hayata geçirilip, uygulanmadığından şu an yaşadığımız gibi tuhaflıklar ortaya çıkınca çözüm yasalarda aranıyor. Dolayısıyla şu an tartışılan, konuşulan yeni düzenlemelerle bir çözüm üretilmesi söz konusu değil. Çünkü zaten mevcut yasalar uygulanmış olsaydı, bu tartışmalarda olmazdı.

        Diğer Yazılar