Son iki yılda Covid-19 salgını birçok şeyi değiştirirken, havacılık sektöründe ise beklenen bazı gelişmelerin hızlanmasına sebep oldu. Dünyanın büyük iki uçak modeli; dört motorlu Airbus A380 ve Boeing 747’in üretimine son verileceği bu süreçte açıklandı. Üretimi durdurulan iki motorlu, eski model başka yolcu uçakları da var, ama efsane 4 motorlu 747 ve kısa ömürlü A380 kadar hiçbirisi dikkat çekecek durumda değil. Kısacası operasyon maliyetleri sebebiyle rakipleriyle yarışamayacak modeller Covid-19 sonrası gökyüzünden çekilecek, yeni model uçakların dönemi başlayacak.
Diğer taraftan Boeing 787, Airbus 350, Boeing 777 X ve Airbus A321XLR gibi modellerin daha fazla adetlerle havayolları filosunda görev alması için çaba gösterilmeye başlandı. Gelişim aşaması tamamlanıp, farklı versiyonlarının üretimi yapılanlar ile henüz havayolu filosuna girmemiş olanlar için de Covid-19 bir fırsat oldu. Diğer bir ifadeyle salgın süreci yaşlı uçakların, çeşitli sebeplerden gözden düşmüş uçak modellerinin sonu oldu.
Salgın döneminde operasyon ücretleri açısından havayollarına ümit olan, her açıdan verimlilik vaat eden yeni model uçaklara hız verildi. Yeni nesil jetler üreticilerin de havayollarına önerileri doğrultusunda ön plana çıkmaya başladı. Filolarda adetleri çoğalmaya başladı. Henüz filolara girmemiş olanlarda ise takvimler öne çekildi. Salgın şartları dikkate alınarak kabin içi konfigürasyonlar geliştiriliyor.
Dubai hattında 787 ile A380 yarışıyor
Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında ise uçak modelleriyle ilginç bir rekabet dönemi başlamak üzere. Türk Hava Yolları (THY) dünyanın en modern ve en yeni kompozit gövdeli uçağı Boeing 787 ile İstanbul-Dubai arasında seferken yaparken, Dubai merkezli Emirates Hava Yolları da çift katlı, dünyanın en büyük, yolcu uçağı Airbus A380 ile bu hatta uçacak. THY ile Emirates’in uçak modelleriyle rekabeti ilginç olacak.
Boeing 787 daha yeni, daha sessiz ve daha verimli uçuşlar yaparken görünen tek olumsuz avantajı yolcu kapasitesinin A380’in yarısı kadar olması. Ancak iki havayolu arasındaki uçak tipi sebebiyle arz edilen koltuk kapasitesinde ortaya çıkan farklılığın rekabette dengeyi bozmaması için haftalık koltuk kapasitesi iki şirket için de 7 bine sabitlenmiş. Bu durumda iki uçak tipinin yarışı daha kıymetli olacak.
Öte yandan dünyanın en büyük yolcu uçağı A380’nin en büyük kullanıcısı Emirates. Dünyada sadece A380’lere hizmet veren terminali bile var, ama diğer taraftan da A380 üretimini Airbus durduğunu açıkladı. Son uçağın teslimatı da Kasım 2021’de Emirates’e yapılacak. Toplam 251 sipariş alan dev yolcu uçağından 248’i havayollarına teslim edildi. Üretimi süren son 3 uçak da Emirates filosuna katılacak. Emirates, 123 adetlik A380 siparişinin 120’sini filosuna katmış durumda. Salgın döneminde de bu uçakların büyük çoğunluğu diğer havayolu uçaklarında olduğu gibi yerde kaldı.
Covid-19 döneminde uzun süre yerde yatışlar, sektörün toparlanmaya başlama aşamasında daha az yolcu kapasitesi sunan uçaklara olan ihtiyaçlar jumbo jetlerin sonunun gelmesini hızlandırdı. Boeing 787, Airbus 350, Boeing 777 X, Airbus A321XLR ve Boom “Overture” gibi yeni modeller daha uzağa, daha hızlı, daha sessiz, daha konforlu, daha az yakıt tüketerek ve daha verimli uçuyorlar veya uçacaklar. Yeni model uçaklar havayolları için daha öngörülebilir uçuş maliyetler ortaya koydukları gibi yolcular için de daha ucuz rakamlarla seyahat etme imkânı sunuyorlar.
Büyük havalimanlarının yükü azalacak
Daha uzaklara sefer yapabilen yeni model uçakların çoğalması, jumbo jetlerin de hizmet dışı kalmaya başlamalarıyla aktarma merkezi olan büyük havalimanlarının yükleri de azalacak. Yolcu kapasiteleri 250 ile en fazla 400 yolcu arasında değişen yeni model uçaklarla noktadan noktaya uçuşlar yaygınlaşacak. Benzer şekilde çeşitli şehirler arasında çapraz uçuşlar artacak. Birbirine havayolu ile bağlanan ülke ve şehir sayısı da yeni model uçaklarla yükselişe geçecek.
Ayrıca koronavirüs salgını bazı modellerin hizmete girme aşamasında yaşadıkları sorunlara, üzerlerindeki baskıların azalmasına da destek oldu. Boeing 737 MAX’lerin yere indirilmesi tam da Covid-19 döneminde denk geldi. Eksiklerin giderilmesi, sorunların çözülmesi diğer uçak modellerinin yerde yattığı, seferlerin çok az yapıldığı bu dönemde giderildi.
THY’nin filosuna kattığı dördüncü Boeing 787’i 2019’un ikinci yarısında Seattle’da teslim almaya gittiğimde Boeing 777 X motor sorununu henüz çözememişti. Sonra Covid-19 salgını başladı. Boeing’de sektörden gelecek baskıları ötelemiş oldu. Başlangıçta motor problemi yüzünden gecikme ciddi sorunken, salgınla nimet gibi bir konuma dönüştü.
Uzun uçuşlarda Boeing 777 X
Alman Lufthansa Hava Yolları 2022’de Boeing 777 X hizmete sunmayı bekliyor. Eğer bir sorun yaşanmadan bu tarihte teslim edilirse, uzun mesafeli rotalarda, düşük operasyon maliyetleriyle Lufthansa’ya önemli bir toparlanma katkısı da sağlayabilir.
Boeing 777’nin geliştirilen en yeni versiyonu, çok sınıflı bir düzende 384 ile 426 arasında yolcu taşıyabilir. Diğer ifadeyle Boeing 747 ile neredeyse aynı durumda, fakat operasyon ve bakım maliyetleri çok daha düşük, havalimanlarında onun kadar da geniş alan ihtiyaç duymuyor. Ayrıca Boeing777 X’lerde yolcuları memnun eden bir dizi özellik var. Daha geniş, ferah bir kabin, ışığın istenen seviyede ayarlanmasına, kısılmasına imkân veren pencereler, büyük baş üstü dolapları, çok daha geniş baş üstü alanları ve daha hesaplı uçma imkânı sunan maliyetler…
Tek koridorlu en uzun menzilli uçak
Airbus da salgından önce tanıttığı A321XLR uçağını, Covid-19 döneminde daha da geliştirip, iyileştirme şansını yakaladı. Yaklaşık 10 saat uçabilen A321XLR tek koridorlu uçaklar arasında en uzun menzile sahip uçak olarak öne çıkıyor.
Airbus A321 XLR, 2019 Paris Air Show’da tanıtıldığında 4.700 mil /7.550 km uçuş menzili olduğu duyurulmuştu. Rakibi Boeing 737 ve diğer dar gövdeli modellerden yaklaşık 1.000 mil daha fazla menzil, daha uzak mesafeye uçuş anlamına geliyor. Uçağa üçüncü bir yakıt deposu ekleyen yenilikçi tasarım, XLR'nin yakıt ikmali gerekmeden 10 saate kadar havada kalmasına imkan tanıyor. Hali hazırda havayollarının filosunda bulunan dar gövdeli uçakların menzillerinin iki katı anlamına gelen bu mesafe farkı sektörde ciddi bir değişim habercisi. Çünkü uzun menzilli çift koridorlu uçaklarla yapılmak durumunda kalınan operasyonların daha makul operasyon ücretleriyle yapılma imkanı sağlayacak.
Airbus yetkilileri, son teknoloji motorlar ve diğer teknolojik gelişmeler sayesinde uçağın, koltuk başına yakıtta yüzde 30’luk bir tasarruf sağlayacağını söylüyorlar. Bu değerler dar gövdeli bir uçağın en son teknoloji, en yeni model ve en verimli geniş gövdeli uçaklar seviyesine getirdiğini gösteriyor.
British Airways’ın yönettiği International Airlines Group (IAG) çatısı altında yer alan Aer Lingus ve Iberia, A321XLR’in ilk müşterisi. Uçağın Dublin ve Madrid havalimanlarından transatlantik uçuşlarda kullanılması planlanıyor. Başka havayolları da benzer seferleri bu uçakla yapmayı planlıyor. Transatlantik uçuşların dar gövdeli uçaklarla yapılması demek, büyük, HUB havalimanlarının yükünün azalması, birbirine direkt bağlanacak şehir sayılarının artması, bilet maliyetlerin düşmesi anlamına geliyor.
Şimdi tartışılan konu şu; dar gövdeli, tek koridorlu uçaklarda ne kadar süre uçuşa tahammül edilebilir. Transatlantik uçuşlarda ne kadar cazip olabilir? Bazı havayolları sadece business class’a dönüştürülmüş tek koridorlu uçakları transatlantik uçuşlarda kullanıyorlar, ama ekonomi sınıfında nasıl bir etkileşim ortaya koyacağı merak ediliyor. Bu endişeleri gidermek için Airbus, daha geniş koltuklar ve daha büyük baş üstü dolaplarıyla uzun mesafede geniş gövde konforu sunabilmek için birtakım iyileştirmeler yapmış. Bakalım nasıl bir tablo ortaya çıkacak.?
Bölgesel uçuşlarda Airbus 220
Kanadalı Bombardier ile mutabakat sonrası Airbus A220 olarak uçuşlara başlayan dar gövdeli bu model versiyonlarıyla Boeing 737 ve Airbus A320 ailesini zorlayacak gibi görünüyor. Ancak daha çok bölgesel uçuşları hareketlendirmek üzere tasarlanmış bir model olduğunu Boeing-Airbus rekabetine de farklılık getirebileceğini söylemekte fayda var. Daha fazla pencere (her sırada iki tane) ve geniş baş üstü dolaplarıyla ciddi anlamda klostrofobiyle mücadeleye ediyor ve bölgesel uçak kavramını ortadan kaldırıyor. Daha az yakıt tüketiyor. Standart bölgesel jetlerden daha uzun menzili var. Dolayısıyla geniş bir yelpazede hizmete verebilir.
Kıtalararası süratte Boom
ABD Denver merkezli olarak geliştirilen Boom, 20 yıl önce son uçuşunu yapan Concorde’tan sonra ilk sivil süpersonik jet olma ümidiyle “Overture” modelini üretmeye hazırlanıyor. Covid-19 süreci Boom yetkililerinin de bu yeni model üzerinde yoğunlaşmalarına sebep oldu. 2025’te test uçuşlarına başlamayı hedefliyorlar. Motorlarının geliştirilmesi için Rolls Royce ile ortaklık yapan Boom’un potansiyel müşterilerinden birisi Japan Airlines. 55 koltuklu “Overture” modelinden 20 adet kadar satın almak için görüşmeler yapıyor. Uçak, ses hızının iki katının (Mach 2.2) biraz üzerinde uçacak. Büyük pencereleri olacak. Bilet fiyatlarının da günümüz business class seviyelerine yakın olması hedefleniyor.