Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Finlandiyalı telekomünikasyon devi Nokia, Karel’in Ankara'daki üretim tesislerinde 4G ve 5G baz istasyonları üretmek için iş birliği anlaşması imzaladığını duyurmuştu. İlk etapta 2022 ortasından itibaren 4G baz istasyonları üretilecek, akabinde ise Türkiye’de 5G’ye geçilmesine ışık yakıldığında 5G baz istasyonları da Türkiye’de üretilecek. Bu proje için Nokia’nın yapacağı yatırım 10 milyon Euro. Küçük yatırımlar iç pazarda büyük bir pay elde edecek. Ürünlerine de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “Yerli Üretim Belgesi” verecek mesele kalmayacak. Sonra birileri çıkıp ‘telekomünikasyon sektöründe yerlilik çok yukarıları çıktı’ diye oranlar paylaşacak.

        Türkiye’de Nokia’nın 4.5G ve 5G baz istasyonlarını üretecek olmasını zaten ilgili bakanlıklar da “5G'ye mümkün olan en yüksek yerlilik ve millilikle geçeceğimizin sözünü vermiştik, bu anlamda çalışmalarımızı yürütüyoruz” şeklinde savunuyor.

        Montaj sanayine öncülük ederek Türkiye ne kadar yerli ve milli teknoloji kazanabilir? Türkiye’de yakın geçmişte ZTE’nin NETAŞ’ı satın almasıyla haberleşme teknolojisinde bir tecrübe yaşandı. Şu an önemli bir seviyede olması gereken NETAŞ, ZTE ile birlikte teknoloji geliştirmede yavaşlamadı, geriledi. Hatta şu an fikri mülkiyet hakları Türkiye ait olacak yeni ürün çıkaramayacak duruma geldi. Çünkü ZTE hazır ürünlerini getirip, burada montajlayıp satacaktır.

        Karel - Nokia işbirliği de 5G’de benzer şekilde ilerleyecektir. Yerli ve milli olarak yapacağız derken Nokia’nın tasarımını Finlandiya’da yapıp sadece bazı basit ürünlerin üretimi Karel’in fabrikasında yaptırıp, montajlayarak bu sayede yerli ve milli algısı ile Türkiye pazarına sahip olacaktır. Bu basit ticari oyunları izlemeye devam edelim…

        5G'de milli ve yerli çalışmalar durdu!

        5G'de milli ve yerli çalışmalar durdu!
        0:00 / 0:00

        İlginç bir dönemden geçiyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu çalkantılı ekonomik durum ortadayken, yerli ve milli olarak lanse edilen projelere olması gereken düzeyde destek verilmiyor. Yerli ve milli denerek hamaset yapılıp, yerlileştirme adı altında yabancı şirketlerin önü açılıyor. Onlara kamu eliyle müthiş kolaylıklar tanınıp, Türkiye’de yerli ürün geliştirdikleri iddia ediliyor. Böylece gerçek anlamda yerli ve milli ürünlerin, fikri mülkiyet hakları Türkiye’ye ait olan projelerin de önü kesilmiş oluyor.

        Mesela Nokia’ya kolaylıklar tanınarak Karel çatısı altında yapacağı montaj telekomünikasyon üretimlerinin yerli ürün olarak sektörde yer almasının önü açıldı. Huawei ve diğer şirketler için de benzer yaklaşım ve kolaylıkları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sağladı. Hatta Nokia öncülüğünde 5G çalışmasına katkı için sunuldu. Peki, nerede bizim 5G konusunda çalışan şirketlerimiz. ULAK, HTK, GTENT? Neden bu tarz projelere misafir olarak bile çağrılmıyor?

        Bir taraftan telekomünikasyon sektörünün altyapısında yer alan ve alacak olan yabancı şirketlerin önü hesapsız açılırken, diğer taraftan aynı sektör için yerli ve milli ürün geliştiren şirket ve kümelenmelere yaklaşıl bir yıldır destek verilmiyor. Tuhaftır ilgili bakanlık ve kamu kurumları 4,5G ihalesinde yer alan yerlilik kriterine de yerli ürün olmadığı için uymadıkları gibi, mevcut yerli ürünlerin kullanılması için dahi adım atmamışlardı. Şimdi 5G’de de ithalat lobisine ve yabancı ürünlere destek verilebilmesi için yerli ürünlerin önü kesiliyor gibi bir durum söz konusu.

        REKLAM

        Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK) Başkanı ve GTENT Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Bağören ile biraya gelip 5G’de ne kadar mesafe kat ettiklerini sorduğumda ilginç bir cevap aldım.

        “Mart 2021’den bu yana 5G konusu adeta durdu. Yerli ve milli 5G projesi bir yıldır ilerlemiyor. Hiçbir şey yapamadık. Kamudan destek gelmiyor ve ilgilenen de olmuyor. “Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi” lansmanı yapıldıktan sonra hiçbir ürünümüzü ticarileştirebilmek için devletten destek alamadık. Yaklaşık 30-40 milyon dolar kaynak gerekiyor. Ulaştırma Bakanlığı’nın Ar-Ge fonu haberleşme teknolojilerine harcanması gerekiyor. Ama bize kullandırılmıyor. Bakanlık bu fonun akıllı ulaşım sistemleriyle birlikte kullanılmasını istiyor. 5G projeleri adeta ölüme terkedildi. Bu durumu ilgili makamlara da ilettim, ama netice alamadık.”

        Türkiye 4.5G ile yerlileştirmede bir tecrübe yaşadı. Telekomünikasyon teknolojilerinde başarılı oldu, özgüvene kavuştu. Bu sebeple 5 yıl önce yerli ve milli 5G için çalışmalar başlatıldı. Ancak kamu kurumlarının, ilgili bakanlıkların, projelere maddi kaynak verenlerin anlaşamaması sebebiyle sorunlar yaşanıyor. Her bakanlık yetkileri çerçevesinde ülkenin değil kendi menfaatlerini, kadrosunu, kaynaklarını düşünüyor.

        Halbuki 4,5G’de yerli ve milli ULAK baz istasyonu ciddi ümit aşılamıştı. Ancak ithal hazır ürün sevdası, kamunun kurumları arasındaki kavgalar, sürtüşmeler yerli ve milli 5G projesini aksatıyor. Bir bakanlık yabancı ithal ürünlere kaidesiz, kuralsız yerlilik belgesi veriyor. Diğer bakanlık o yerli ürünlere sıcak bakmayarak direkt ithaline değer veriyor, hatta ihalede yerlilik şartı olmasına rağmen de yerli ve milli ürünlerin kullanılmasının önünü kesiyor. Böyle bir Türkiye’de tüm bakanlıklara hükmedecek, onların üstünde yer alacak, yerli ve milli ürün, proje savunucusu otorite gerekiyor. Başka türlü çözüm zor görünüyor.

        Mesela Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yabancı şirketlerin Türkiye’de montajını yaptığı ürünlere “Yerli Ürün Belgesi” vermesine alternatif olarak fikri mülkiyet hakları Türkiye’ye ait olanlara “Milli Haberleşme Ürünü” sertifikası vermeye hazırlanıyormuş. Böylece bu ürünlerin Türkiye’den satılması sağlanacakmış.

        Büyük veri ve akıllı ulaşım sistemlerinde Türk etkisi…

        Büyük veri ve akıllı ulaşım sistemlerinde Türk etkisi…
        0:00 / 0:00

        Akıllı şehir projeleri tüm dünyada hızla yaygınlaşıyor. Bu amaçla yapay zekâ ve büyük veri tabanlı teknolojiler öne çıkıyor. Türkiye’de bu alanda lider konumda olan Asis Elektronik, yurt dışında da önemli işler üstleniyor, projelere imza atıyor. Mesela Atina’nın metrosuna Asis katkı sunmuş. Sofya’da tramvay-metro ve otobüsten oluşan 1500 aracın entegrasyonunu sağlamış. Bitmedi…

        Afrika’da Fildişi, Kamerun, Tanzanya ve Ruanda’da akıllı şehir uygulamaları çerçevesinde ödeme sistemlerini kurmuş. Bilişim dünyasında adından söz ettiren Hindistan’da bile "Asis Mobility Systems" adıyla şirket kurmuşlar ve Mumbai’de hizmet veriyorlar. 20 milyona sahip 5 ayrı şehirde proje yürütüyorlar. Ve bu şehirlerin metro turnike ve ödeme kartlarını veriyorlar. Bugüne kadar 13 ülkede 80’nin üzerinde projeye imza atmışlar.

        Asis, geliştirdiği elektronik ücret toplama sistemleri ve akıllı şehir teknolojileriyle Türkiye’de pazarın hâkimi durumunda olunca merak edip, bu alandaki gelişmeleri Asis Elektronik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Özyürek ile konuştum. Asis olarak 350 kişilik kadroyla işlerini dünyaya yaymaya başlamışlar. Geçmişleri de fazla değil. Bu sene 15’nci yıllarına girmişler. Ama bu kısa sürede teknoloji tabanlı mühendislik yetkinlikleriyle kendilerine özgün çözümler geliştirmişler ve başarılı olmuşlar. Dünyada da akıllı şehir uygulamaları revaçta olduğu için hızla küresel şirket olma yolunda ilerliyorlar.

        Mesela Türkiye’de 18’i büyükşehir olmak üzere 43 belediye ile çalışıyorlar. Ülke genelinde 23 milyon kişi Asis’in geliştirdiği ödeme kartlarını kullanıyor. Projeleriyle şu an 3 kıtaya yayılmışlar. Kurdukları sistemle araçlarda nakit kullanımını ortadan kaldırıp, kayıp-kaçakları önleyip, verimlilik sağlıyorlar. Kısacası sistemleriyle belediyelere destek oluyorlar. Özellikle hızlı, dinamik ve maliyet odaklı esnek yapıları sebebiyle de hızla büyüyorlar ve daha fazla pazarda yer alma fırsatını değerlendiriyorlar.

        Dijital çağda önlerine çıkan bu imkânları değerlendirip, müşteri deneyimi ve penetrasyonunu bu alana çekerek, işbirliği yaptıkları kurumlarla birlikte yeni bir fintech ekosistemi oluşturmayı hedefliyorlar. Hatta hedeflerinde önümüzdeki 5 yılda hayatı tamamen cep telefonuna çekecekleri yeni bir müşteri deneyim projesi var.

        Akıllı şehirler ve akıllı ulaşım sistemleri önümüzdeki yıllar sıkça gündeme konu olacak. İlgililerin dikkatine…

        Diğer Yazılar