Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        24 Haziran seçim kampanyasının hoşgörü ortamında, çok renkli, çok sesli ve seçim sonuçlarının da; demokrasiye kalite kazandırması, ülkemize ve ulusumuza hayırlı, uğurlu olması en içten dileğimdir.

        Sonuçları ne olursa olsun seçimler; demokrasinin akciğeridir, demokrasiyi soluklandırır, kanını temizler.

        25 Haziran sabahında daha aydınlık, daha güzel, daha demokrat ve daha özgür bir Türkiye’ye uyanmak; hepimizin en samimi beklentisidir. Bu beklentinin karşılanmasında da siyasi partilerimize ve hepimize uzlaşma, dayanışma ve sorunlarımıza birlikte çözüm arama konusunda önemli görevler düşmektedir.

        Ayrışmanın, kutuplaşmanın demokrasiyi nasıl zehirlediğini, soluksuz bıraktığını “acı” deneylerle gördük.

        Unutmayalım ki; seçimler bir son değil, yeni bir dönemin başlangıcıdır. Her başlangıç da, taze bir umuttur.

        Seçimleri ülkeye ve ulusa “hizmet yarışı” olmaktan çıkarıp bir “ölüm-kalım savaşı”na dönüştürmek; demokrasiye kalite kazandırmaz, tersine “kötülük” yapmak olur.

        Kırıcı, yıpratıcı olmayan, projelerin yarıştığı seçim kampanyasının kazananı demokrasimiz, halkımız ve ülkemiz olur.

        İYİ DEMOKRASİ

        İyi bir demokrasi çoğunluğun yönetmesiyle değil; azınlığın ve güçsüzlerin kendilerini güvende hissedip hissetmemesiyle, eşit ve adil muamele görüp görmemesiyle ölçülür.

        Bilelim ki; iyi bir demokrasinin ifade özgürlüğüne, özgürlük ortamında “eleştirel medya”ya, iyi bir hükümetin de iktidar alternatifi, güçlü bir muhalefete ihtiyacı var.

        Bilelim ki; iktidar her yönetim şeklinde var, iktidar alternatifi güçlü muhalefet ise sadece çoğulcu, çok sesli, katılımcı demokrasilerde var.

        Ayrıca; unutmayalım ki, denetlenemeyen, dengelenemeyen, yargısı tam bağımsız ve tarafsız olmayan yönetimler; “güçlü” görünseler de, özünde zayıf yönetimlerdir.

        Bu arada; demokrasiyi, insan haklarını, basın ve ifade özgürlüğünü gündeminin ilk sırasına almayan yönetimler; kendilerini “demokrat” olarak tanımlasalar da, özünde “demokrat” olamazlar.

        Sonuç olarak: İyi demokrasi; lütuf değil, hakkımızdır.

        Diğer Yazılar