Eğlencenin en doğaçlama hali
Tolgshow’un televizyon programı olarak yayınlandığı dönemde Tolga Çevik ile çalıştım. Haliyle Tolgshow’un sahne önüne, arkasına, heyecanına, eğlencesine olduğu kadar Çevik’in sahne aşkına ve işine gösterdiği titizliğe de en yakından şahit olanlardan biriyim.
Tolga Çevik, Fırat Parlak (Yönetmen) ve Özer Atik (Minik)’in müthiş hızlı çalışan zekalarının, yeteneklerinin ve uyumlarının yanı sıra perde arkasındaki ekibin süratine ve başarısına da şapka çıkarmıştım.
O dönem herkes bana, “İpek sen içlerindesin, gerçekten bu gösteri doğaçlama mı?” sorusunu yöneltiyordu. Çünkü o performans ve arka arkaya gelen esprilerin plansız olması akıl alır gibi değildi.
HER GÖSTERİ FARKLI
Gösterinin benim de hayret ettiğim kısmı, 2.5 saat boyunca her esprinin, her tiplemenin ve her diyaloğun tamamen seyirciden gelen reaksiyona göre şekillenmesi ve spontane olmasıydı. Yani evet, tamamen doğaçlama. Hiçbir gösteri bir diğerine benzemiyor, hiçbir oyun bir diğerinin tekrarı değil.
Bütün bunları neden yazdım? Çünkü Tolgshow şu anda Türkiye turnesinde.
İzmir ve Denizli’de tıklım tıklım dolu salona oynadılar.
Bugün (28 Eylül Cumartesi) Bursa’dalar. Ardından Adana ve Gaziantep’te izleyiciyi kahkahaya boğacaklar. 8 Ekim’de ise İstanbul Harbiye Açıkhava’da olacak Tolgshow. Ardından Antalya.
Ancak burada kalmayacak. Sahnede samimiyet görmek ve eğlenmek isteyen seyirciden o kadar çok talep alıyorlar ki Kerki Solfej işbirliği ile düzenledikleri turnenin ikinci ayağını gerçekleştirmeye karar verdiler.
Bir sürprizim var: Kasım ve Aralık aylarında şehrinize ve hatta yaşadığınız farklı ülkelere de Tolgshow gelebilir.
*
Side’ye gençlik gelmiş
Bütün yaz Bodrum ve Çeşme’yi yazmaktan Side’ye varamamışım. Meğer biz eylülde instagram’a hüzünlü, ‘tatil bitti, hoşça kal yaz’ fotoğrafları koyarken Antalya’da sezonun en güzel dönemi başlıyormuş.
500 bin yatak kapasiteli Side, Eylül’ün son haftası yüzde 50’nin üzerinde dolu. Bizim kaldığımız otel ise full.
Yıllar önce gittiğim Side hafızamda her şey dahil otelleri, vasat restoranları ve tamamen turiste yönelik tavrıyla pek de iyi bir hatıra bırakmamıştı.
Geçen hafta Manavgat Belediyesi’nin düzenlediği ‘Side, Dünya Müzikleri, Kültür ve Sanat Festivali’ nedeniyle yeniden gittim Side’ye.
Çok şey değişmiş.
3 bin yıllık antik kent gençleşmiş, güzelleşmiş.
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, tarihi dokuyu korumaya karar vermiş ve işe kaçak göçek binaların yıkımı ile başlamış. Bu binaların altından çıkan antik kalıntıları da camekanla kaplattırıp ilçeyi hafiften Açıkhava müzesine döndürmüş.
Şükrü Başkan’a en büyük desteği de Side’nin hak ettiği ilgiyi görmediğine inanan esnaf vermiş.
Azumare Lounge ve Karma Side’nin sahibi Mahmut Gökkaya Başkan’ın en sıkı destekçilerinden biri. O da bugün İstanbul’da bile zor bulunacak kalitede iki restoran kulüp açarak kendi üzerine düşen vazifeyi yerine getirmiş.
Her taşın altından tarih çıkan bu ilçede dahil herkes taşın altına elini koyarak yepyeni bir Side yaratmış.