Bir kişinin enfekte ettiği sayı da birin altına indi
Sağlık Bakanı Koca, çok değil, bir ay önce İstanbul’da bir kişiden 16 kişinin enfekte olduğunu söylemişti.
Salgının %60’ını göğüsleyen İstanbul öncelikli olmak kaydıyla, Türkiye genelinde bu sayı hangi noktaya geldi?
Bilim Kurulu ve bünyesindeki Salgın Yönetim Kurulu üyesi de olan halk sağlığı doktoru Prof. Dr. Pınar Okyay’a dün bu soruyu yönelttim.
AVM KARARI ERKEN OLDU
Önce bir noktaya dikkat çekti.
Son dönem sanki salgın tükenmeye yüz tutmuş, her şey olmuş bitmiş gibi bir davranış sergilendiğini, bunun riskli sonuçlar doğurma ihtimalinin bulunduğunu anımsattı.
AVM kararının kendilerini de şaşırttığını belirtti, “Biz daha çok 19 Mayıs sonrası bu konuyu masaya yatırırız diye bakıyorduk; 1-2 hafta daha beklense iyi olurdu” dedi.
DÜKKAN, BERBER KURALLARI
Bununla birlikte ekonomik hayatın da normal seyrine yavaş, yavaş dönmesi gerektiğine dikkat çekti.
Önemsedikleri kesimin AVM’den daha çok küçük esnaf olduğunun altını çizdi.
Bu kapsamda örneğin AVM veya berberlerde giriş kuralları nasıl çalışacak?
Bazı zincir marketlerin uygulamadaki başarılarını sıraladı, maskenin kaçınılmaz olacağına özellikle vurgu yaptı.
“Yoksullaşmanın da önüne geçmemiz gerekir” deyip ekledi:
“Önce mahalle bazında, cadde mağazalar düzeyinde kalınsa iyi olurdu. Ama karar alınmış. Biz henüz nasıl bir yöntem uygulanacağını bilmiyoruz. Çünkü her AVM’nin klima yapısı hakkında da bilgi sahibi olunması gerekir. Bazıları dikey, bazıları yatay. Bazılarının filtre sistemleri farklı. Bunun için makine mühendisleri ile de çalışmamız gerekir. Ortak kullanım için büyük alan hesapları da yapılmalı. Giriş çıkış kontrolü, maske dağıtımı, çevrenin dezenfekte edilmesi, bütün bunların iyi kontrol edilmesi ve planlanması gerekir. Henüz çalışıyoruz.”
Berberler ve küçük mağazalarla ilgili modelin belli olduğunu da sözlerine ekledi.
HER 15 DAKİKADA BİR
Maskenin kaçınılmaz olacağını, sosyal mesafenin korunacağını, iki berber koltuğu arasındaki uzaklığın belirleneceğini ve randevu sistemi ile müşteri alınacağını bildirip sıraladı.
“Her 15 dakikada bir dezenfekte yapılmalı, kuaförlerde şampuan şişesi elden ele gezer, bunların şişeden çıkarılıp her bir koltuk için yeniden düzenlenip camekan gerisine alınması, bariyerler oluşturulması gibi önlemler gerekir.”
Dünyada bazı ülkeler 2-3’e geçerken Türkiye’nin henüz birinci basamak gevşeme dönemine girdiğini de anımsattı.
“Hassas bir buzun üzerinde gibiyiz” deyip sözlerini sürdürdü:
“Testleri genişletmemiz, hatta şimdi sadece hastalık şüphesi ile gelenlere uyguladığımız PCR dediğimiz testi semptomu olmayan bazı gruplara da uygulamalıyız. Hatta rastgele test yapmalıyız. Sağlık çalışanları için test uygulaması yapılmıştı, belki bakım verenler için de uygulanır. Yeni test sistemi de daha sağlıklı olacağa benziyor. Eliza testi de olabilir. Salgın şu an kontrol fazında ama dikkat etmeliyiz.”
16 RAKAMI BİRİN ALTINDA
Aşı bulunup uygulamada sonuç alınana kadar neyin nasıl gelişeceğine kimsenin karar veremediğini de belirtti.
“Dünya Sağlık Örgütü bize kanı alın eksi 20 dereceye yatırın bekleyebilirsiniz diyor, başka bir çözüm sunamıyor” dedi.
Bütün bu konuşmalardan sonra döndük baştaki soruya; bir kişinin enfekte ettiği sayının İstanbul’da 16 iken bugün ne olduğuna.
Bakan Koca’nın verdiği 16 rakamını da o günlerde biraz fazla bulduklarını belirtti, “İz sürücülerin (filyasyon) verileri bazında dünya ortalamasının 5 civarında olduğunu” söyledi.
Bugün Türkiye ortalamasında bir kişinin enfekte ettiği kişi sayısının birin altına indiğini söyleyebileceğini bildirdi.
Bunun da farkındalığın arttırılması, kontrollerin iyi yapılması ve vatandaşın da uyarıları ciddiye alması sayesinde olduğuna vurgu yaptı.
Bunun yeniden zıplaması, ikinci bir dalgayla karşılaşılması olası mı derseniz; konunun uzmanı der ki “Hassas buz üzerindeyiz…”
O nedenle kitle bağışıklığı sağlansın diye, kitle salgınına yol açma ihtimalini de herkesin görmesi gerekiyor…
Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise Prof. Dr. Pınar Okyay ile kendisi gibi Bilim Kurulu üyesi halk sağlığı hekimi Prof. Dr. Levent Akın’ın iki gün önce bu sütunda söylediklerinin örtüşür olması...
Bu da gösteriyor ki bilimde aklın yolu tektir…