Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya İktidar kapışması…

        GEÇEN dönem geldiğinde sert günler yaşanmıştı, öyle görünüyor ki bu kez de benzer olacak...

        Hatta Brezilya’da dün sona eren G-20 Zirvesi’ndeki gelişmeler de gösterdi ki daha da sertleşecek…

        Gerilimin temeli, bir zamanlar dünyaya çeki düzen veren batılı büyük güçlerin dünya sorunları karşısında iktidarsızlıklarından kaynaklanıyor…

        Sistemin bozulması da Rusya’nın 2014’te Ukrayna’yı işgali sonrası batılı güçlerin çaresizliğini sergilemesiyle yükselmeye başladı...

        Bütün bunlar da liberal demokrasi ve serbest piyasa ekonomisinin sonunun başladığının ortaya çıkmasıyla geldi…

        AB’nin kendi iç sorunlarıyla boğuşmaktan başka yapacağı bir şey söz konusu değildi.

        DİPLOMASİ VE GÜVENLİĞİN GEMİNİ ABD’YE TESLİM ETTİ

        Çünkü içindeki sağ iktidarları, hem ABD, hem de Rusya tarafından destekleniyordu, bu da gücünü tüketmesine yetiyordu…

        Avrupa’nın temel değerlerini savunanlar ile Macaristan ve Romanya ile bugün iktidarda olmayan Polonya’daki sağ iktidarın oluşturduğu blok arasındaki çakışmaların temeli de buna dayandı…

        Geçenlerde AB’nin önde gelen isimlerinden biriyle sohbet ederken dile getirdiği gibi, “AB bu işlerle meşgul olurken var olan diplomatik ve uluslararası güvenlikle ilgili gemini ABD’ye teslim etti…”

        Ukrayna, Irak, Afganistan ve Suriye de dahil diplomatik ve uluslararası güvenlikle ilgili kararlar Washington’da alındı, Brüksel’de uygulandı…

        Rusya da elindeki petrol ve doğalgaz gücünü de kullanarak AB karşıtı sağ popülist akımların coşturulması için elinden gelen çabayı gösterdi.

        AVRUPA’NIN PATİNAJI

        Yaşananlara Avrupa’nın başat ülkelerinden gelen isyan da bir işe yaramadı…

        Meydan savaşının açık örneği 2019’da Münih Güvenlik Konferansı’nda görev süresinin son günlerini yaşamakta olan Almanya Şansölyesi Merkel ile Trump’ın ekibi arasındaki kürsü meydan savaşında yaşandı…

        Toplantıya katılan dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence’ın bulunduğu salonda kürsüden Trump yönetimini yerden yere vuran Merkel, “transatlantik ortaklığın çöktüğünü” de açıkça ilan etti.

        Bunu, ABD’de üretilen Alman otomobillerine getirilmek istenen vergi yükü ile açıkladı ve “Alman Şansölyesi olarak, ABD Ticaret Bakanlığı'nın, Avrupa ve Alman otomobillerinin ulusal güvenlik tehlikesi olarak gördüğünü okumak bana çok zor geliyor" dedi.

        Washington yönetiminin Çin ile ticari ilişkisini kesmesini isteyen taleplerine de “Bizim 80 milyon nüfus ile 1,4 milyar nüfusu olan Çin’e kafa tutmamız mümkün mü?” sorusuyla yanıt verdi…

        Çin ile ticaretinin devam edeceğini, o dönem yapımı devam eden Kuzey Akım-2 hattından da Rus gazı almaya devam edeceklerini söyleyerek restini çekti…

        Bu aslında AB’den bir liderin ABD’ye uzun süre sonra kafa tuttuğu bir andı…

        KAFA KARIŞTIRAN KABİNE…

        Üzerinden de 5 yıl geçti; Biden hükümeti döneminde de beklenen olmadı…

        Kuzey Akım-2’nin inşaatı durdu, üstüne bir de Ukrayna savaşı geldi…

        Son günlerde yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor ki Trump AB’ye karşı ilk döneminden farklı bir tutumda olmayacak…

        Hatta NATO’nun şartlarını da bir kenara bırakıp, “Bedelini ödemiyorsan seni korumam…” noktasına gelecek…

        Bunu yaparken Moskova ile yumuşak işbirliği içinde olacağı da hükümetinde görev vermeye başladığı kişilere bakınca anlaşılıyor…

        Önemli makama getirdiklerinden biri, 2017’de Demokrat Kongre üyesiyken Suriye’ye gidip Başar Esad ile görüştükten sonra kendi ülkesi ABD’yi teröristlere destek vermekle suçladı…

        Putin’in Ukrayna’yı tam işgali sonrası da Rusya’nın güvenlik endişelerini görmezden gelerek ABD ve NATO’nun savaşı kışkırttığını öne sürdü…

        Sözünü ettiğim, Trump’ın ABD’nin aralarında CIA, FBI, NSA’in de bulunduğu 18 istihbarat kurumunu denetleyen Ulusal İstihbarat Direktörlüğü’ne getirdiği Tulsi Gabbard…

        Gabbard, ABD basını bir yana son dönem Rus basınında da hakkında en çok makale çıkan isim…

        FÜZE İZNİNİ İPTAL EDER Mİ?

        Moskova yanlısı söylemleri ve tutumu oldukça dikkat çekiyor…

        Anlaşılan o ki Trump, İran konusunu SpeceX, Tesla ve X’in de sahibi olan Elon Musk’a Moskova ile ilişkileri de Gabbard’a teslim ederse şaşmamak gerekir…

        Ancak Biden yönetiminin giderayak Ukrayna’ya uzun menzilli füzelerini kullanma izni vermesi ve bunun 6’sının dün kullanılmış olmasının yarattığı gerilimli zemini nasıl onarır izleyip göreceğiz…

        Ortada iki soru var; Ukrayna’nın kullanmaya devam etmesi halinde, Trump’ın devreye girip füze izninin iptalini isteyebilir mi?

        Yoksa Biden ile yaptığı görüşmede bu konuda da ele alındı, füzelerin kullanılmasına olumlu mu yaklaştı?

        AVRUPA’NIN ÇİN İLGİSİ

        Gelelim Çin ile olan duruma…

        ABD azılı rakip gibi görüyor ama Avrupa Çin ile olan ilişkilerini düzene koyuyor…

        Buna mecbur çünkü liberal demokrasi ve serbest piyasa modelinin rakipsizliği bitti; Çin modeli bunu herkese gösterdi…

        Nitekim İngiltere Başbakanı Keir Starmer, önceki gün Brezilya’daki G-20 Zirvesi sırasında ABD’nin gümrük vergileri ile ürünlerine ambargo koymaya çalıştığı Çin’in Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüştü…

        Oysa İngiltere yakın geçmişe kadar ABD gibi Çin ürünlerinin güvenlik endişesi yarattığını ileri sürüyordu.

        Anlaşılan o ki ABD’nin uygulayacağı olası gümrük vergileri karşısında Çin’e kapı açıp, ucuz mal almak istiyor…

        YENİÇAĞ ADIMI…

        ABD’nin müstakbel Başkanı’nın serbest ticareti, Batı değerlerini, NATO savunma sistemini ve uluslararası ekonomi düzeninin kurallarını sorguladığı bir süreçte tam anlamıyla yeni bir çağın adımı atılıyor.

        Nasıl bir yere doğru gittiğini de anladığım kadarıyla ardı sıra yapılacak uluslararası toplantılar bize gösterecek.

        İlki G-20 Zirvesi’ydi; bunu yakında Davos Dünya Ekonomik Forumu izleyecek, ardından da Münih Güvenlik Konferansı gelecek…

        EKONOMİ VE JEOPOLİTİK

        Eski İsveç Başbakanı Carl Bildt dünyanın geleceğini okumak için iki toplantının önemine atıf yaparken şunu söylemişti:

        “Davos Dünya Ekonomik Forumu toplantıları küresel iş çevreleri için neyse, Münih Güvenlik Konferansı da jeopolitik için odur…”

        Biri küresel ekonominin seçkin oyuncularını buluşturur, diğeri ise savunma ve güvenlik kurumlarının üst yöneticilerini…

        Birinde Batı merkezli küresel ekonomik düzenin sorunları, diğerinde ise ABD liderliğindeki küresel liberal düzenin sorunları ele alınır; her ikisinin kaderi birbirinden ayrılmaz...

        Şurası açık ki Trump ile birlikte Avrupa’nın diplomasisi ve uluslararası güvenliğinin dümenini elinde tutan ABD’nin liberal düzeni dağlıyor…

        ARALARINDA KONUŞMUYOR, KARŞILIKLI BAĞIRIYORLAR…

        Bir zamanlar Transatlantik İttifakının ayrılmaz parçaları gibi görünen Batı ile ABD yöneticileri ise uzun süredir birbiriyle konuşmuyor, tam tersine karşılıklı bağırıyor...

        Tarafların sesini kısmış olacak ki birbirleriyle artık yüz yüze gelip konuşmak dahi istemiyor…

        Bir taraf jandarmalık yapmaktan yorulduğunu, diğeri ise sürekli liderlik taslamasından bıktığını açık yüreklilikle birbirinin yüzüne söylüyor.

        Böyle bir ortamda ABD’nin küresel liderliğinin Trump ile birlikte restore etme hayali olası görülmüyor.

        Bunun en çok da Orta Doğu ve AB’nin orta ve doğu yakasını etkileyeceği açık…

        Çünkü ABD’nin buralarda güç azaltmasına gideceğini müstakbel Başkanı net açıkladı…

        Her güç boşalması sonrasında yaşanan da bellidir; birileri doldurmak için balıklama dalar…

        O da o boşluğa talip güçlerin çarpışmasını kaçınılmaz kılar…