Göztepe'yi kim düşürdü?
İzmir spor medyasındaki bazı haberlere bakınca tansiyonum yükseliyor.. Yazılanlar çizilenler neredeyse ilkokul kompozisyonları seviyesinde.. Bazılarını okuyunca, “Aferim çocuğum... Güzel olmuş.. Ama sen sakın büyüyünce..
Gasteci televizyoncu filan olmaya niyetlenme.. Sen başka bi şey ol evladım... Mühendis ol, kapıcı ol.. Doktor, eczacı, mimar ol... Ama yazı mazı işlerine girme.. Çünkü onu yapmak için senin doğal donanımın eksik“ demek geliyor içimden..
*
Habere bakar mısınız? Şampiyon olacak takımı.. Göztepeyi.. Üstelik devre arasında kendi eliyle yaptığı onca gereksiz transferlere ve masraflara rağmen... Rezili rüsva edip küme düşüren teknik adam... Meğer üzüntüsünden evine kapanmış da... Yemeden içmeden kesilmiş... Ve bu derin ve hazin çöküntü içinde şöyle demiş: “Biz görevden kaçmayız... Bu takımı nasıl düşürdüysek... Çıkarmasını da biliriz...”
*
Breh breh brehhh... Sen neymişsin be abi! Lafa bakar mısınız: “Görevden kaçmayız.. Nasıl düşürdüysek öyle çıkarırız...” İşte bu lafa madalya takılır.. Göztepe gibi, her yönüyle tüm Türkiye’ye model olabilecek bir kulübü, rezil eden bir teknik adamdan fazla bir şey beklemiyorum ama... Hiç olmazsa sus arkadaş! Sus da milletin tadını daha da kaçırma... Yarasını biraz daha deşeleyip canını acıtma...
KÖR MÜSÜNÜZ?
Şimdi bakın, Göztepe ile ilgili yazıp çizen arkadaşlara buradan sesleniyorum... Yahu bu takımı yönetim mi düşürdü? Yoksa başındaki beceriksiz ve niteliksiz teknik adamlar mı? Siz neyin peşindesiniz? Bu Altınbaş grubu, amatör kümelere düşürülüp kapısına kilit vurma noktasına getirilen Göztepe’yi...
Kasasından akıttığı paralarla tekrar profesyonel futbola kazandırmadı mı? Anlı şanlı tarihini tekrar iadei itibar ettirmedi mi? Siz bakar kör müsünüz? Yoksa kör numarası mı yapıyorsunuz? Amacınız nedir?
Göztepe fotoğrafını doğru okumak lazım. Bu takımın yaşadığı trajedi, tamamen beceriksiz ve niteliksiz teknik adamların yarattığı bir durumdur. Yönetime yapılabilecek tek bir suçlama olabilir. Neden bu adamlara güvenip takım teslim ettikleri... Ben Göztepe yönetiminden birisi olsam, buna da şu cevabı verirdim: “Türkiye’de Louis van Gaal ya da Jürgen Klopp vardı da... Almadık mı?”
Evet maalesef gerçek bu... Türkiye’deki teknik adamların çoğu işin ticaretinde siyasetinde.. Belgeleri var ama bilgileri çağın gerisinde.. Ve ellerindeki belgelerle Türk futbolunu resmen talan ediyorlar. Aralarındaki iyi niyetli arkadaşları bu lafın dışında tutuyorum.. Piyasadan bahsediyorum... Çok afedersiniz... Kedi bile b..unu örter de gider... Bunların umurunda değil.. Bir sezonda iki, hatta üç takım. Başla, yağmala, yık ve git...
AVRUPA PRENSİPLİ
Onun için artık kulüpler ve sorumlular düşünmeli. Yakmayan, yıkmayan, talan edip terk etmeyen... Van Gaal ve Klopp tipi teknik adamları arayıp bulmalı.. Çünkü dünya futbolunun zirvesindeki takımlar... Ve gelişmiş Avrupa futbolu bu tip antrenörlerle çalışıyor. Şampiyonlar Ligi finalini oynayan Dortmund, Jürgen Klopp’un eseri...
Karşısındaki Bayern Münih’in mimarı ise Louis van Gaal... Zaten batıda iki üç takımda başarısız olan teknik adamı emekliye ayırırlar.. Evet Avrupa’nın profesyonel futbol mantığı böyle.. Heybesini yüklenip kapı kapı dolaşanlara... Haydi başka kapıya deyip, sallayıverirler.. Zaten enkazcı o vatandaş da, bir daha girebilecek açık kapı bulamaz. Evet, Avrupa futbolu antrenörler konusunda bu kadar prensipli ve bilinçli..
*
Futbolcu üreten ve oyuncuyu belli bir sistem içinde geliştiren van Gaal ve Klopp tipi teknik adam, dedik... Bu antrenörlerin ortak özelliği yarışırken aynı zamanda eğitimci olmaları.. Bilgiyi kullanmaları.. Tüketim yerine üretimi hedef almaları. “Biz sadece para harcar yarışırız... Harcarız, tüketiriz.. Kumar oynar gibi futbol oynatırız.. Futbolcu yetiştirmek ve geliştirmek bizim işimiz değil... Biz geliriz, alırız, satarız..
“Olursa olur... Olmazsa hadi bana eyvallah.. Nasılsa açık bir kapı daha buluruz...” diyen zihniyete karşı... Israrla Van Gaal ve Klopp modeli...
- NOT: Merak edenler için... Van Gaal ve Klopp tipi antrenörlük nedir? Onları da ilerleyen günlerde bu köşeden yazacağız.
