Fethiyespor'a çözüm önerileri
Buraya kadar yazdıklarımızla, son üç beş gündür Fethiye'de yaşanan sıkıntıları irdeleyip yorumlamaya çalıştık. Biraz da fotoğrafın diğer tarafına bakalım ve geleceğin özlenen Fethiyespor'u için çözüm önerilerinde bulunalım. Ancak bunu yapabilmek için, fotoğrafın doğru okunması ve yorumlanması en önemli şart... İşte Fethiye'de gördüklerimiz ve çözüm önerilerimiz:
1-Birinci Lig'deki ilk yılında Fethiyespor'un hedefi bu yeni lige ısınmak ve sezonu kazasız belasız bitirmek olmalıdır. Ancak sezon planlaması ve kadro yapısında önemli eksikler görülüyor. Kadro yapısı itibarıyla Fethiyespor bu lig için maalesef yetersiz. Üstelik sezon hazırlıkları geç başlamış ve takım atletik olarak henüz lige hazır hale gelememiş. Balıkesir karşısındaki Fethiye takımı sıradan bir 2.Lig ekibi görüntüsü çizmiştir. Teknik ekip; yapılacak testlerle atletik değerlerdeki eksikleri belirlemeli ve yeni bir çalışma programıyla takımın fiziksel gücünü sistematik olarak geliştirmelidir.
JOKERLER ÖNEMLİ
2-Başkan Öztürk'ün ifadesiyle; bu yılki bütçe 8-10 milyon TL olarak ifade edilmiştir. Bunun Euro karşılığı 4 milyon kadar eder ki, bu da az bir rakam değildir. Daha önce Habertürk'te yazdığım çeşitli yazılarda belirttiğim gibi; akıllı ve araştırıcı bir başkan veya sportif direktör, 1,5-2 milyon Euro gibi bir rakamla, Almanya'daki gurbetçi oyunculardan, 1.Lig'de ilk altıya girecek bir takımı rahatlıkla kurabilir. Dikkat ediniz; birkaç oyuncu değil, bir takım kurabilir diyorum. Oysa, Fethiyespor 4 milyon Euroluk bütçeyle sadece Liridon Krasniqi'yi alabilmiştir. Oysa, yabancı jokerleri çok önemli. Balıkesirspor, golcüsü Karikari ile bunu açıkça gösterdi. Fark yaratabilecek bu yabancı hakları neden olması gerektiği gibi kullanılmadı? Evet, ben bunun cevabını çok merak ediyorum.
3-Fethiyespor'un son beş yılında gerçekten başarılı işler yapan Başkan İsmail Öztürk, kulübün gelişimi için artık kurumsallaşan bir Fethiyespor modelini düşünmelidir. Çünkü 1.Lig'de yük ağır, çıta da yüksektir. Fethiyespor'un oynadığı ligin bir üstü Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş demektir... Artık bu seviyede Başkan Öztürk'ün tek başına hareket etmesi, tüm yük ve sorumlulukları sadece kendi sırtında taşıması; hem kendisini hem de Fethiyespor'un geleceğini sıkıntıya sokar. Ligin başında yaşanan sorunlar, bu söylediklerimizi onaylayan çok önemli sinyal ve uyarılardır. Bunlar çok ciddiye alınmalı ve "Kurumsal Fethiyespor" için hemen ilk önemli adımlar hemen atılmalıdır.
BAKAN SAATÇI, ŞANSTIR
4-Yıllardır uzaktan takip ettiğimiz Belediye Başkanı Behçet Saatçı; hem Fethiye, hem de Fethiyespor için çok önemli bir şanstır. Son olaylar maalesef Fethiyespor çerçevesini çoktan aşmış... Ülkemizin çok önemli turizm ve sempati merkezi Fethiye'nin imajını zedeleyecek bir noktaya gelmiştir. Söz konusu olan artık sadece spor ve futbol değil; Fethiye'nin ülke genelindeki genel algılanması ve itibarıdır. Bu bakımdan Sayın Başkan Saatçı'nın meseleye el koyması, genel görüntünün bir an önce düzelmesi açısından gereklidir. Tansiyon hemen düşmeli, sağduyu ön plana çıkmalıdır. Bunu da en kısa zamanda Behçet Başkan sağlar. Şehirde görüştüğümüz aklı selim sahibi herkes olaylardan son derece rahatsız. Herkes sorunun Başkan Behçet Saatçı tarafından ele alınması görüşünü paylaşıyor.
BİR DE CEVİZE
Tarzım değil ama Fethiyespor'un hocası Mustafa Ceviz'e bir kaç söz etmeden geçemeyeceğim... Bak Ceviz Hoca, senin de farklı yenilgi ve olaylardan son derece negatif etkilendiğini anlayabilirim. Ama gazetecilerin karşısına geçip, hakemleri suçlaman ve hezimetin sorumlusu olarak onları hedef göstermen hem doğru değil; hem de sportmenlik dışı kırmızı kartlık bir davranıştır. Almanya'da ve Avrupa'da olsan en büyük tepkiyi kendi meslektaşlarından görürdün... Çünkü yaptığın şey meslek etiğine hiç de uygun değil. Federasyon da seni bu laflarından dolayı 3-4 hafta tribüne yollardı. Sana tavsiyem; gereksiz konuşmalar yerine, takımına konsantre ol ve bir an önce eksiklerin üzerine giderek takımın bu lige hazır olması için gereken çalışmaları planla ve uygula... Çünkü senin asıl işin ve görevin yenilgilere kulp bulmak değil; takımı doğru çalıştırıp oyuncuların atletik, taktik ve teknik yeteneklerini geliştirmek. Bilmem anlatabildim mi!