Seçime beş kala: Sosyal medyadan bir kampanya geçti
Seçim tarihi ve yerel seçim ittifakları gündeme düşer düşmez sorduğum ve hatta ilk benim gündeme getirdiğim soru şuydu: “Yerel seçimde ittifak iyi bir fikir değil. Çünkü, genel seçimde ittifak ‘devletin bekasını koruma’ teziyle savunulmuştu. Yerel seçim ile ‘devletin bekası’ arasında bir ilişki mi var ki belediye seçimine ittifakla gidilsin?”
Ben bir tutarsızlığa dikkat çekerken yaptığım istihza gerçek oldu. Çok kısa bir süre sonra Devlet Bahçeli, yerel seçimlerde güçlü sonuçlar almanın değişen sistem için gerekli olduğunu, dolayısıyla bu yerel seçimlerin de “beka” ile çok yakından ilgili olduğunu beyan ederek söz konusu seçime de ittifak ile gidilmesini salık verdi.
O gün bugündür, yani aylardır, 15 Temmuz sonrasında, 16 Nisan sürecinde ve 24 Haziran’da pek çok kez masaya yatırılan ve ama açık ama kaş göz işaretleri ile bazen öfkeli sözcüklerle bazen hamaset içeren edebi kelimelerle devletin bekasına dair bir duyguyu uyandırmaya kilitlenmiş sürecin tekrarını yaşıyoruz. Vurdulu kırdılı bir süreç. Kampların birbirini -son üç-dört yılda olduğu gibi- yine hemen her şeyle suçladığı bir kopya baskı.
Ancak yeni olan ve rahatlıkla bu yerel seçime özgü olduğunu görebileceğimiz ilginç detaylar da vardı.
En önemlisi, partilerin sosyal medyayı ve sosyal medyadaki genç kitleyi geçmiş seçimlere oranla çok daha fazla dikkate alma eğilimiydi.
Partilerin hemen hepsi söylenecek sözlerini olabilecek en kısa ve etkileyici formatlarla sunma yarışındaydı, o kadar ki meselelerini bir ya da iki dakika süren şarkılara sığdırmayı bile başardılar. Güçlü fotoğraflar, fotoğrafları güçlü kılan unsurlar, çok daha planlı dokunuşlarla arzı endam ettiler.
GÖK MAVİ YER BAYRAK
Misal Erdoğan’ın İstanbul’da yaptığı Yenikapı mitinginde alanın baştan aşağı Türk bayrağına bürünmesi. Türk bayrağı her zaman iyi fotoğraf verir. Kan ve nefes nasıl eskimez ise, onun da modası geçmez. Ancak bu kez ışığını kesecek parti flamaları ya da posterler olmadan, “birlik” iması yapacak şekilde, profesyonel bir kurguyla konumlandırılmıştı ve ortaya etkileyici görüntüler çıktı.
SEÇİMİN AYRICALIKLI MUHATAPLARI: GENÇLER
2019 yerel seçim kampanyasında parti liderlerinin hitap etmeyi en çok önemsediği kitle gençler oldu. Sosyal medyayı çekip çeviren gençlerin gücü, kampanyaları rap, hiphop ve alternatif pop müzik türleriyle mühürledi.
Her birinin tınısı insanın diline dolanacak türden, melodik altyapısı güçlü şarkılardı.
Binali Yıldırım’ın “hizmet” temalı kampanya şarkısı Yıldırım’ın her zamanki esprilerinden biri ile açılıyordu. Yıldırım, “yavaş” konuşmasından ama “yıldırım” gibi iş yapmasından dem vurarak sözü Resul adlı rap şarkıcısına bırakıyor, o da gayet “hızlı”, “pratik” ve “işlevsel” şarkısıyla bütün vaatleri 1 dakika 22 saniyeye sığdırıyordu. Animasyonlar da şarkı kadar başarılıydı.
Ekrem İmamoğlu’nun “İstanbul” temalı kampanya şarkısının protest sözleri de bestesi de ağırlıklı olarak gençlere hitap edecek ama aslında her yaş grubundan kişiyi yakalayacak türdeydi. Hatta hafiften nostaljik; The Chemical Brothers-Galvanize “stayla”. Belki daha bile iyi. Umut Çoban &Erdem Kaya gayet iyi bir iş çıkarmış.
İYİ Parti’nin isyankar genç temalı “Herkes için var mı kelepçen?” şarkısı ise Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisini çeken Denizli’deki “terörist” çıkışı ile aynı dalga boyundaydı. İzinsiz gösterilerde yaka paça alınan ve polis sorgusuna götürülen çok “Eva Green” bir genç kız, hem isyan ediyor hem “hâlâ büyümekte olduğunu” hatırlatarak büyüklerine bir şey söylemeye çalışıyordu. Kampanya teması olarak fazla iddialı, tarz olarak fazla stilize ve plastik olmakla beraber, belirli bir genç grubunun belirli bir kısmını yakaladığına kuşku yok.
Saadet Partisi ise oldukça ilgi çeken “Sülün Osman” videosu ile “hızlı” girdi, ancak videonun yasaklanması nedeniyle yoluna sosyal medyada viral olabilecek altyazılı mesaj videolarıyla ya da bir resim vermeyi hedefleyen ve elbette bu yönüyle en çok gençlerin ilgisini çeken kısa videolarla devam etti.
Ayrıca sosyal medyayı sadece twitter ya da facebook olarak görmeyen Saadet Partisi, insanların asıl konuştuğu yerin başka bir mecra olduğunu da fark etmişti ve oraya da çalıştı. Sesli navigasyon sistemini taklit eden “Liyakat ve adalet sapağından dönün. Hedefinize vardınız: Saadet” diyen ses kayıtlarının en çok ilgi gördüğü yer WhatsApp oldu.
İNSANİ DOKUNUŞLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitinge gelemediği için üzülen bir takipçisine kendi hesabından verdiği sıcak mesaj ve daveti, sosyal medyanın mesafeleri ne kadar kısalttığının da göstergesiydi.
Ekrem İmamoğlu’nun “Berkay” isimli bir çocukla kurduğu diyalog ve Berkay’ın İmamoğlu’nun mitinginden yaptığı “halka sesleniş”, bu seçim hakkında sadece gençlerin değil çocukların da fikir sahibi olduğunu hatırlatan sıcak bir ana dönüştü.
Ancak bu süreçte beni en çok gülümseten, Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar’ın “Münbiç iyi olacak, Fırat’ın Doğusu iyi olacak” şeklindeki sözlerinin verdiği pası alıp hızla değerlendiren İYİ Parti’nin sosyal medya hesabından yapılan şu paylaşım oldu.