Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜNYA sporunun zirvesi ne?’ derseniz, tek kelimeyle ‘Olimpiyatlar’ derim... Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük basketbolcusu olan ve NBA’de tüm rekorları alt üst eden Michael Jordan kendisini en gururlandıran başarının olimpiyatlarda elde ettiği altın madalyalar olduğunu söylemişti.

        Yani her sporcunun rüyasını olimpiyat madalyası süsler.

        Bu başarıya giden yolda içine bilimsel soslar karıştırılmış sistemli bir çalışmadan geçer. Olimpiyatlara hazırlanma süreci aslında bir sporcu için 10 yıllık bir periyottur. 2016 yılında olimpiyatlara katılacak sporcu sayısı ve madalya beklentileri dikkatli bir çalışma sonucunda yapılacak simülasyonla 3 aşağı 5 yukarı bugünden bilinir. Bugünden yarına olacak bir şey değildir olimpiyat madalyası almak. Öyle ki olimpik madalya elde etmek alt yapı çalışmalarındaki zorlu ve sabırlı süreci anlatmak için kullandığım ‘Çin bambusu’ yetiştirmekten daha da zordur.

        Tohumlar atıldıktan sonra beş sene boyunca toprakta yalnızca ufacık bir sürgün uç verir. Büyüme tamamen yeraltında olur, yatay ve dikey olarak ilerleyen karmaşık bir kök yapısı oluşturur. Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. İnatçı tohum yine filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonunda birden büyümeye başlayan bambu altı hafta da yaklaşık 25-27 metre boyuna ulaşır.

        Bu kadar büyük meşakkat, sevgi ve sabrın sonunda 5 yılda bir ‘Çin bambusu’ ortaya çıkarken olimpiyat sporcusu için bunun iki katı sabır, bilgi, sistem, mental dayanıklılık ister. Yani olimpik bir sporcu arkasında önemli bir sisteme ihtiyaç duyar. Antrenörler, bilimsel laboratuvarlar, sponsorlar, tesisler, kulüpler, federasyonlar... Tabii en önemlisi oyunun kurallarını koyan, sistemin kurucusu ve finansal desteği veren devlet. İşte tüm bunların arasındaki koordinasyon ve uyum olimpik başarının anahtarıdır.

        Peki biz olimpiyatlara nasıl hazırlanıyoruz? Olimpiyatlardaki beklenti ve hedeflerimiz nedir? Son Londra Olimpiyatları hariç olimpik madalya yükünü sadece halter ve güreşe yıkarak makyajlanan Türk sporunda durum nedir?

        Bütün bu soruların cevaplarını önümüzdeki birkaç hafta analiz etmeye çalışacağım.

        Diğer Yazılar