Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU köşede ülkemizin olimpiyatlarda mutlaka başarılı olması gerektiğini anlatıp duruyorum. Bunun için dünyadan başarıya ulaştıran örnekleri sıralıyor, spor politikalarından, kurumsal değişime, sponsorluk ilişkilerinden “nasıl bir tesisleşme”ye kadar bir sürü konuda yüzlerce cümle aktarıyorum.

        Bunun iki temel sebebi var: Birincisi olimpiyatlar başka spor müsabakalarına benzemez. Tüm dünyada sadece spor otoriteleri, uzmanları değil, kitlesel izleyici bir ülkenin, bir milletin başarısını bu etkinliklerin sonucuna göre değerlendirir. Yani o 5 tane iç içe geçmiş halkanın bayrağı altında yapılan müsabakalar altın mı yoksa parlatılmış bir teneke mi olduğunuzun test edildiği eşsiz bir platformdur.

        Tamam da, biz bu 104 yıllık mücadelemizde ne yapabilmişiz, bir de buna bakalım:

        Türkiye’nin Olimpiyat serüveni 1 sporcuyla katıldığımız 1908 Londra Olimpiyatları ile başlamış. Geçtiğimiz dönemden bugüne 23 yaz olimpiyat oyunlarına katılmışız; bunun 16’sında madalya kazanabilmişiz, 7’sinde ise tek bir madalya alamamışız.

        104 yıllık olimpiyat yolculuğumuzda, olimpiyatlara 954 sporcuyla katılarak toplamda 94 madalya kazanabilmişiz. En büyük başarıyı 1948 yılında elde etmişiz.

        Biz 2012 Londra Olimpiyatları’nda 5 madalya alırken, ABD 104 madalya ile Türkiye’nin 104 yılda aldığı madalyadan fazlasını kazanmış.

        ABD’yi son 20 yılda bilim, teknoloji ve planlama ile olimpiyatlara hazırlanan Çin 88 madalya ile izlerken, İngiltere ise 65 madalya ile üçüncü olmuştu.

        Bir başka örnek verecek olursak; ABD’li yüzücü Michael Phelps tek başına 2012 Londra Olimpiyatları’nda 4 altın ve 2 gümüş madalya kazanarak altın sıralamasında 63 ülkeyi geride bırakarak 16. olmuştur. Phelps, 2008’de kazandığı 8 altın madalya ile başarı sıralamasında tek başına 9. olmuş, kendisini 8 ülke geçebilmişti. Sadece bu örnek bile olimpiyat oyunlarında yarışacak sporcu yetiştirmenin ne kadar ciddi bir iş olduğunu gözler önüne sermektedir

        Bizim ise aldığımız 39 altının 28’i, toplam 94 madalyanın 58’i güreşten.

        Güreş, halter, atletizm, tekvando, boks, judo madalya alabildiğimiz spor dalları.

        Demem o ki, aslında bu serüven filminde yardımcı rollerde bile görünmüyoruz henüz.

        O halde filmi başa sarıp ilk paragraftaki konularda adımlar atmaya başlamaktan başka çaremiz yok.

        Diğer Yazılar