İcazet değil turistik gezi
Washington, D.C.
Kemal Kılıçaroğlu’nu yüz yüze görmeyeli 10 seneyi aşmış. Bu arada Kılıçdaroğlu’nu çok sert eleştirdim, hatta “Muhalefeti eleştirmenin sırası mı?” diye itiraz edenlere karşı da Türkiye’nin en büyük sorununun muhalefet olduğunu söyleyip durdum. Hala da böyle düşünüyorum. HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına 'evet' oyu vermesiyle başlayıp Ekmeleddin İhsanoğlu, Zaman gazetesine ziyaret, Abdullah Gül tutkusu gibi tercihlerini görünce…sevgi de bir yere kadar. Ama karşılaştığımızda bir kez daha anladım, insan onun hakkında kötü bir söz söyleyince üzülüyor, kırılacağını, bozulacağını, rencide olacağını düşünüyor ve adeta kıyamıyor.
Önceki gün karşılaştığımızda da içten, samimi ve memnundu. Ben de onun özünde çok iyi bir insan olduğunu hatırladım. Öyle sahte iyilik falan da değil, sanki kalbinde en ufak bir kötülük beslemeyen, herkese iyilik yapmak isteyen bir aile büyüğü gibi adeta. Neredeyse saf bir iyimserlik. İnsanda öyle bir etki yaratıyor Kılıçdaroğlu. Sanki bu iyimserlik yüzünden o lüzumsuz teğmenin nikah şahidi oluyor, partisinde—AK Parti’nin aksine—herkesin farklı telden çalmasına müsaade ediyor. Belki de kurnazlık yaptığı tek alan kendi koltuğunu korumak. Onun dışında dolap çevirmeye, komplo kurmaya, hele hele uluslararası bir komplonun parçası olmayı bırakın organize edecek, aklından dahi geçirecek biri değil gibi. Apartmanda gazetelere daktilosunda şikayet mektubu yazan okur-yazar bir emekli gibi hali. Ama ne yazık ki sadece bir emekli değil, Türkiye’yi yönetme iddiasındaki bir lider ve bu yüzden de en sert muameleyi hak ediyor.
HARİTAYA YENİDEN BAKIN
Amerika seyahati hakkında çok fazla komplo teorisi kuruluyor. Baktım, dün benim Kılıçdaroğlu’nun sekiz saat ortadan kaybolduğunu yazmam üzerine haritalar açılmış, casus filmi senaryoları aktarılıyor. Oysa saat saat ne yaptığını, nerede olduğunu yolda hamburger yerken ihtiyaç molası verildiğine kadar yazdım. Yola kaçta çıktığı, kaçta vardığı ortada. Bir aralar her hafta teptiğim New York-D.C. yolu malum eyalete uğramadan geçiyor: New Jersey Turnpike’ı Biden'ın yaşadığı Delaware üzerinden Maryland’a kadar dümdüz takip ediyorsunuz, sonra da D.C.’desiniz. Zaten programı belli, yolda vakit kaybedecek lüksü yok. Basıp gelmişler.
Arabada kimlerin olduğunu da yazdım. Kimileri otobanda “birini” almış olabileceği gibi senaryolar da üretiyor. Benim gördüğüm kadarıyla bu hesap da tutmuyor çünkü arabada yer yok.
Yine de sekiz saat ortadan kaybolması çok önemli bir problem. Bu Erdal İnönü’nün gazetecileri atlatıp bir saat kitapçıya gitmesi gibi bir sempatiklik değil. Hakkında daha gelmeden bu kadar spekülasyon yapılan bir gezide sekiz saat ortadan kaybolmasının nasıl görüneceğini kestirmeliydi. Ama ne ekibinde ne de kendisinde bu ayrıntıları hesap eden biri yok belli ki.
Kemal Bey satranç oyuncusu değil. Spontane davranıyor, New York’ta video çekmek gibi son anda karar verip önünü arkasını düşünmeden hareket ediyor. Ama siyaset birkaç hamle sonrasını hesap etme sanatı değil mi?
DIŞARIDAN ÇOK ETKİLENMİŞ
ABD’ye gelirken de belli ki kamuoyundaki tartışmalardan, sosyal medyadan çok etkilenmiş. Bana Cambridge ayağı bu yüzden geziye dahil edilmiş gibi geldi. Okula tatilken gidilmesi, Kongre kapalıyken D.C.’ye gelinmesi de buram buram amatörlük kokan hareketler. Tıpkı sekiz saat ortadan kaybolması gibi. Bana saf görüneni başkası kurnazlık olarak yorumlayabilir, ama o kadarını bilemem. Benim tanık olduğum amatör, dağınık, hazırlıksız bir gezi olduğu.