Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BURSASPOR için Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçı sonrası “Bu ligin takımı değil” yorumu yapılıyordu. Dolayısıyla İskoçya’ya giderken de kimsenin onlardan beklentisi yoktu. Bu bakış açısı biraz zalimce açıkçası. Tarihinde bırak Şampiyonlar Ligi’ni, herhangi bir Avrupa maçı tecrübesi bile ziyadesiyle az bir takımın, Villa ve Silva gibi en önemli iki yıldızını satarak yeni bir döneme yelken açmasına rağmen genlerindeki Avrupa tecrübesi sayesinde sezona herkesi şaşırtan bir başlangıç yapan Valencia karşısında yalpalanması normaldi. Ortaya çıkan sonucu bir gerçekliğin sonucu olarak göstermek çok yanlış ve bir o kadar da toptancı bir yaklaşım.

        Bu bakış açısı yüzünden Bursa’nın Glasgow’da her şeyden önce bir kimlik ortaya koyması gerekiyordu. Ertuğrul Sağlam’ın her zaman en çok güvendiği isimlerin başında gelen Turgay’ı kenara alması da “Orta sahayı ele geçirelim” düşüncesinin bir sonucuydu herhalde ama iş, bu tercihin sorgulanmasına imkan kalmadan sonlandı!

        Bursa’nın Şampiyonlar Ligi’ne ait olup olmadığını bilemem ama Glasgow Rangers da hiçbir zaman benim için bu sahnenin bir oyuncusu olmamıştır. İngiliz takımlarının geçirdiği evrime rağmen halen yıllanmış bağnaz Ada futbolunun yılmaz bir temsilcisi olan Rangers tüm bunlara rağmen sahip olduğu futbol kültürüyle dişli bir deplasman oluşu sayesinde Şampiyonlar Ligi’ne kıyısından köşesinden tutunur yıllardır. Futbol adına bir yenilik vaat ettikleri yoktur. Dün de sahaya çok şey vaat ederek çıkmadılar. Ama onların da yaptıkları iyi şeyler var elbette. Bursa’nın Türkiye’de rahat rahat uygulayarak şampiyon olduğu, yeni sezona da kusursuz başlamasını sağlayan taktiği Glasgow Rangers için çözülmesi zor zor bir bulmaca değil.

        18. dakikada Bursa’yı bir stoperin yerini boşalttığı bir anda taç sonrası hızlıca gönderilen bir ters topla savunmasız olmasa da ‘az savunmalı’ yakalayan ev sahibi maçı o anda bitirecek tecrübeye sahipti. Çünkü sonrasında, ‘beşlediği’ savunmasıyla rakibe tüm kapıları kapamak Rangers için çok da zor değildi.

        Bursa alışkın olmadığı bir oyun oynamak zorundaydı. Top kendisindeydi ama rakibin iyisinden bir harçla inşa ettiği duvarı aşmak için yeterli donanımdan çok uzaktı. Maç golsüz devam etse işler çok da kolay olabilirdi Bursa için ama neticede tüm baskıya rağmen sonuç üretmeyen bir oyun izlemek zorunda kaldık.

        Türkiye’ye dönerken uçakta neyi yanlış yaptıklarını sorgulayan Bursalı oyuncular düşünüp düşünüp, Süper Lig’in ne rahat bir lig olduğu sonucuna varmışlardır herhalde!

        Diğer Yazılar