Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anne olduğum ilk yıldan beri her yıl yeni yıl ağacı süslüyorum evimiz için. Hatta hiç unutmuyorum 6-7 aylıktı ilk ağacımızı süslediğimizde ve kendi ellerimle ördüğüm üzerinde minik geyikler ve çam ağaçları olan yeleğiyle...

        Bu zamanlar ışıklar, renkler, pırıltılar ve hayaller zamanı. Ben bu yeni yıl ağacı ve yeni yıla hazırlık konusuna din ve inanışların ötesinde bir bakış açısıyla bakıyorum.

        Her yenilik güzellik getirir. Her şeyin ötesinde takvimlerimiz, ajandalarımız değişecek. Yeni planlar yapacağız, yeni hayaller kuracağız. Dua edeceğiz, ailelerimiz için sağlık ve huzur dileyeceğiz. İşte bu ritüellerin içinde insana heyecan veren eve şenlik getiren çocukları çok heyecanlandıran bir durum evin yeni yıla hazırlanması halleri...

        Küçük çocuklarım geçen yıllar çok anlamasalar da bu yıl biraz konuya adapte olmaya başladılar. Önceleri sadece ışıklarla ve süslerle eğlenen minik kızım şimdi sorular sormaya başladı. İzlediği çizgi filmlerde olan Noel Baba'nın bizim şömineye ne zaman nasıl düşeceğini ve çatıya gelecek geyiklerin hediyeleri eve nasıl sokacağını anlamaya çalışıyor.

        Bu küçük yaşlarda bu tarz şeylere olan merak ailenin dozunu ayarlamasıyla birlikte yönetilebilir diye düşünüyorum. Şimdi 10 yaşında olan oğlum Noel Baba diye bir şeyin var olmadığını bildiği halde kardeşlerine "varmış gibi" davranarak hayal kurmalarına destek oluyor. Gözlerini açarak bakıp onu dinlemeleri ile çok eğleniyor. "Nasılsa bir gün gerçeği öğrenecekler ama boş ver anne bak nasıl heyecanlanıyorlar" diye de yorum yapıyor.

        Dünyanın tüm kültürleri, tüm renkleri, tüm sesleri ve bütün inanışlarının aslında birleştiği tek nokta var: SEVGİ

        Bayramlar, özel günler ve kutlama yapılabilecek her konu için ailenin birlikte olması ise sevgiyi paylaşmanın en güzel nedeni.

        İşte bu nedenle bu yıl da müziklerimizi açıp, şarkılar söyleyerek kurduk ağacımızı.

        Ağacın tümünü büyük oğlum tek tek açtı ve kurdu. Çünkü bu işi yapan ve yorulan kişinin gelecek yılın en şanslısı olacağını söyledi arkadaşım Natalie Emre'ye. "Bu yükü taşıyan, bu işin sorumluluğunu alan gelen yılın en en şanslısı o olacaktır ailede" dedi ona. Kaila ve Rüzgar tek tek süsleri koydular. Ben de resimlerini çektim. Tepe yıldızını ise içimden "sağlık, huzur ve bereket" dileyerek taktık hep birlikte... İnanmanın, dilemenin şekli olmayacağına inanıyoruz ailece. Renk renk ışıklar ve süsler ise hem çocuklarımızın hem bizlerin hakkı.

        Çünkü pırıltı getiriyor, eve sevgi getiriyor böyle şeyler bence...

        Hayalimdeki My Little Pony Düğünü

        Minik kızların uğruna çıldırdığı benim kızımın ise çantasında her gün okula taşıdığı My Little Pony'nin eğlenceli ve masalsı dünyasında kraliyet düğünü var. Minik kızlar düğün heyecanını bol ödüllü "Hayalimdeki My Little Pony Düğünü" Resim Yarışmasıyla yaşayacak!

        My Little Pony'nin eğlenceli dünyası Prenses Cadance'ın muhteşem düğünüyle renkleniyor. Hayalindeki My Little Pony düğününün resmini yapıp yarışmaya katılan ve dereceye giren minik kızları ise muhteşem hediyeler bekliyor. Sizin miniğiniz de 4-6 yaş arasındaysa yarışmaya katılmak için yaptığı resmi 21 Aralık'a kadar ponydunyasi.com'daki adreslerden birine gönderebilirsiniz.

        YENİ YIL BEBEKLERİNE YENİ YIL BEZİ

        Markaların özel günlerde yaptığı özel tasarımlara bayılıyorum. Bular bayramlar olabilir, karne günleri olabilir bu tarz uygulamaların markalar ile anneler arasında bağ kurduğu yadsınamayan bir gerçek. Bakınız Huggies yılbaşı desenli bebek bezleri yaptı. Kız ve erkek için özel bebek bezleri. Limitli sayıda üretilen bu bebek bezleri yılbaşı heyecanı yaşan tüm yeni anneleri ve babaları bence eğlendirecek bir ürün. Tekrar ediyorum markaların özel tasarımları bu anlamda çok etkili oluyor. Eminim bu bez bir çok bebeğin poposunda aile fotoğraf albümlerine girecek, akrabalar eş dost cep telefonlarıyla o anı görüntüleyecek ve yıllarca saklanacak. Pazarlama becerisi işte burada devreye giriyor, bir annenin yüreğine heyecanla dokunabiliyorsanız iş bitiyor.

        OKU! OKUT! KARIN AĞRISI LULU

        Lulu... İnatçı mı inatçı! Aksi mi aksi! Ya da şöyle diyebiliriz: Tam bir karın ağrısı! Canı bir şey istedi mi, karşı durmak imkânsız. Gerekirse ampulleri patlatana dek ciyak ciyak bağırır, kendini yere atıp havaya tekmeler savurur, çırpınır durur. Sonunda da istediğini elde eder. Ta ki bir gün, doğum günü armağanı olarak bir dinozor isteyinceye kadar...

        "Küçük okurlar için mükemmel bir seçim" demiş Kirkus. "Tam çocuklara göre bir mizah... Deli dolu bir kitap arayan okurlar için böylesine yaratıcı ve neşeli bir macera isabet olacaktır." demiş School Library Journal. "Çok zekice..." demiş Booklist. Hayykitap Çocuk, okurlarını dediği dedik, huysuz mu huysuz bir kız çocuğuyla tanıştırıyor. Lulu, ele avuca sığmayan bir çocuk. İnsanı çok fena gıcık ediyor ama sevdiriyor da kendini. Gün geliyor bir brontozor bulmak için ormana gidiyor, gün geliyor istediğini elde etmek için para kazanmaya karar veriyor. Hayvanlarla mücadele ederken, kendisinin tam zıttı bir oğlanla uğraşırken bir de yazar araya girmez mi. Sevgili yazarımız durmadan öyküyü kesip hınzırca yorum yapıyor, huysuzluklarıyla Lulu'yu aratmıyor. Calcedott Onur Ödüllü illüstratör Lane Smith'in resimleriyse bu mizah dolu maceralara ayrı bir renk katıyor. "Lulu" dizisi, birbirine benzeyen kahramanlar ve bildik maceralar ekseninde dönen hikâyelerin arasında, taptaze bir soluk olarak okurlarını bekliyor. Hep diyorum ya "Önce biz anneler okuyalım, sonra çocuklar okusun kitapları" diye bu kitap bence anneleri de çok eğlendirecek...

        Diğer Yazılar