Tarihi bir hataya adım adım yaklaşırken…
İlhak, yani “tek taraflı egemenlik altına alma” girişimi yeni dünyanın yasadışı bir işgal yöntemi haline getiriliyor. 2014’te Rusya’nın Kırım’da yaptığı da böyledir. Bir başkası için bugünlerde hazırlıklar yapılıyor. İsrail, zaten işgali altında bulunan Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini ve Ürdün Vadisi'ni "ilhak" planını 1 Temmuz’dan itibaren hayata geçirmeye hazırlanıyor.
Hatırlarsanız 28 Ocak’ta Trump’ın açıkladığı sözde Ortadoğu Barış Planı’na dayanarak İsrail Başbakanı Netanyahu, 17 Mayıs’ta koalisyon hükümetinin yemin töreni öncesi "ilhak" vaktinin geldiğini söylemişti.
Bu kararın sadece İsrail-Filistin ilişkilerini değil, Ortadoğu’daki gelişmelerin seyrini ve ABD seçimlerini etkileyebileceğini vurgulamak gerekiyor.
Filistin ise Netanyahu'nun ilhak planını engellemek için uluslararası baskı çağrısında bulunuyor. Türkiye’nin de üye olduğu İslam İşbirliği Teşkilatı, Birleşmiş Milletleri göreve çağırıyor. Hatta Birleşmiş Milletler Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Mladenov, İsrail’in Batı Şeria’daki ilhak planının, “bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulması hayalini sona erdireceğini, bölgede çatışma riskini artıracağını” açıkladı bile…
Ancak buna rağmen BM Güvenlik Konseyi tarafından alınabilecek bir kararın bugünkü Washington yönetimince engelleneceğine kesin gözüyle bakabiliriz.
AB ülkeleri İsrail’i daha yumuşak bir söylemle uzaklaştırma eğilimindeyken İsrail’in anlaşma yaptığı iki Arap ülkesinden biri olan Ürdün, ilhak kararına açıkça karşı çıkıyor. Ürdün Kralı Abdullah endişelerini aktarmak için kongre üyeleri ile 36 saat içerisinde 7 video brifing gerçekleştirdi.
Barış planını hazırlayan Trump’ın damadı Kushner, İsrail’in Arap ülkeleri ile ilişkilerinin daha da kötüleşmemesi için bugünlerde ilhakın kapsamlı değil sınırlı kalması gerektiğini seslendiriyor. Kushner ve onun gibi düşünenler aynı zamanda böyle önemli bir kararın Trump-Netanyahu arasında değil İsrail’de geniş bir mutabakatla gerçekleşmesinin uluslararası tepkileri azaltmada rolü olabileceğini savunuyorlar. Özellikle Netantahu’nun koalisyon ortakları olan Savunma Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Gabi Ashkenazi'nin desteğini önemsiyorlar. Bunun üzerine Netanyahu dün Gantz’a bir çağrı yaparak ilhak planını açıkça desteklemesini ya da koalisyonu dağıtmasını istemişti.
Netanyahu ve destekçilerinin önce sınırlı bir ilhak birkaç ay sonra duruma göre bunun genişletilmesi düşüncesinde yaklaşan ABD seçimleri de bir faktör… Öyle ki Kasım’da zor bir seçime hazırlanan Trump, pek muhtemeldir ki Yahudilerin desteğini kaybetmemek adına yasa dışı ilhak girişimine ses çıkarmayacaktır.
Eğer Trump’ın yerine demokratların adayı Joe Biden gelecek olursa mevcut ilhak kararı ciddi bir meşruiyet sorunu yaşayabilir. İsrail’in Washington büyükelçisi Ron Dermer, bu söylemi öne çıkarmaya başladı. İlhakın zamanlaması ve kapsamını belirleyecek önemli bir görüşme önümüzdeki günlerde Kushner'ın en yakınlarından Avi Berkowitz’in İsrail ziyaretinde gerçekleşecek.
Bunun öncesinde İsrail’de sağduyulu kimi politikacılar plana karşı çıkıyor. Bunlardan biri de İsrail eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni. Livni dün The Washinton Post’a yazdığı makalede ”İlhak kararının tarihi bir hata olacağını” ifade etti. Livni ayrıca “Ortadoğu'da barış için mükemmel bir seçenek yok. Ancak iki uluslu bir çözüm, hem İsrail hem de Filistin için en iyisi. Değilse Ürdün Nehri ile Akdeniz arasındaki küçük yerde çatışmaya mahkum olacağız.”
Diğer yandan Binyamin Netanyahu ülkesinde yolsuzluk, rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılanıyor. Bu yönüyle İsrail Başbakanı olarak görev yaparken böyle bir ceza davasında hakim karşısına çıkan ilk lider olma özelliği taşıyor. Anayasada açık bir hüküm bulunmasa da muhalefet istifa etmesi gerektiğini dile getiriyor. Netanyahu’nun Mayıs sonunda gerçekleşen mahkemesi belirsiz bir tarihe ertelenmişti. Bu tartışmalara yönelik çarpıcı bulduğum değerlendirme İsrail Haaretz gazetesinden Chemi Shalev’den… “Netanyahu bugüne kadar olduğu gibi Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’nin ilhak planını tüm yasa dışılığına rağmen kendi çıkarları için bir sıçrama tahtası olarak kullanacaktır.”
Bu tespitler gösteriyor ki; yasadışı ilhak planı her şekilde imzaya açılacak; ancak belki kapsamı ve süresi değişecek. Ayrıca bugün için sınırlı bir ilhak planı (%20’lere varan) imzaya açılsa bile Trump’ın Kasım’da yeniden seçilmesiyle birlikte Netanyahu nihai işgali hayata geçirecek.