Azerbaycan ve Türkiye'yi aynı kıskaçta sıkıştırma projesi!
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki son çatışmalar yeni bir diplomatik savaşı da beraberinde getirdi. Çatışmaların bu kez Karabağ alanından taşarak iki ülke sınırında meydana gelmesi devletler arasında doğrudan çatışmalar çerçevesinde irdeleniyor.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi’nin Ermenistan’ı ziyareti, durumu daha da karmaşık hale getirdi. Zira Ermenistan, Avrasya Ekonomik Birliği, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ve Şanghay içerisinde… Rusya ile hem üsleri hem de askeri müttefiklik anlaşması var. Silahlanma konusunda yüzde 95 Rusya’ya bağlı. Buna rağmen ABD temsilcisi Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunmak için bir anda Erivan’da soluğu alabiliyor!
Türkiye ise Rusya ile işbirliği yapmakla suçlanarak silah ambargosuna uğruyor!
Bununla da bitmiyor bugünlerde Ukrayna’da amansız bir mücadele veren ABD-AB cephesinin gaz kesintileriyle birlikte kapısını çaldığı ülkelerden biri Azerbaycan olurken aynı Azerbaycan’ın yıllarca gasp edilen toprakları hakkında tek bir kelime duyulmuyor. Gaz ihracatının çoğunu Hazar'dan ve Gürcistan üzerinden Türkiye ve Güney Avrupa'ya gönderiyor. Azerbaycan’ın ihraç edilen toplam petrolünün de 2020’de yüzde 65’i Avrupa ülkelerine yapıldı.
Hankenti merkezli yapının (Dağlık Karabağ) burayı koruma altına almak için sınır hattının dışına taşan bu çatışmaları bir karşı propaganda aracına dönüştürdüğü görülüyor
Buranın sözde cumhurbaşkanı Harutyunyan, “Rusya'nın Ukrayna’daki meşguliyeti nedeniyle Rus barış güçlerinin garantileri bir şekilde zayıfladı ve Azerbaycan bundan faydalanıyor. Rus barış güçleri burada süresiz biçimde kalmalıdır.” dedi. Yani 5 yıllık sürenin uzaması, üçlü mutabakatın nihai bir anlaşmaya değil çözümsüzlüğe sevk edilmesi demektir bu…
Diğer yandan dikkat çekici gelişmelerden biri de Yunanistan ve Güney Kıbrıs bloğunun Azerbaycan ve Türkiye’yi benzer içerik ve iddialarda suçlamaya başlaması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 Aralık 2020'de Bakü'deki zafer geçit töreninde ve 30 Ağustos günü Yunanistan hakkındaki sözlerine atıf yapılarak geriye dönük sözde soykırım yalanları yinelenmekte, Azerbaycan’ın da Ermenistan topraklarına saldırdığı yönündeki iddialar güçlü biçimde seslendirilmektedir.
Bu arada Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, dün BM Genel Kurulu'nun 77. oturumu çerçevesinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve Kıbrıs Dışişleri Bakanı Ioannis Kasoulides ile görüştü. Mirzoyan, Ermenistan’ın yanındaki tepkisi için Kıbrıs tarafına teşekkür etti. Görüşmede, Ermenistan-Yunanistan-Güney Kıbrıs görüşmelerinin çerçevesinde daha da genişletilmesi ve yeni bir düzeye çıkarılması konusunda anlaşma sağladılar.
Greek City Times’ta çıkan Konstantinos Grivas imzalı makalede ise Ermenistan ve Yunanistan-Güney Kıbrıs arasındaki bu ilişkinin daha kapsamlı şekilde sürdürüleceğine yönelik ifadeler dikkat çekmektedir: “Ermenistan'ın yalnız kalmasına izin verilmemelidir. Sıra Kıbrıs’a gelecektir. Bu nedenle Yunanistan'ın savunması Ermenistan'dan başlamaktadır. Yunan diplomasisi Ermenistan'ı desteklemek için her imkanı kullanmalıdır.”
Makalede en önemli hususlardan biri de Türkiye’nin Türk Dünyasındaki potansiyelinin bir tehdit olarak görülmesi ve bu bütünleşmenin merkezinde de Türkiye-Azerbaycan alt sisteminin yer alacağının vurgulanmasıdır. Öyle ki onlara göre bu birlikteliğin sağlanması için Türkiye ve Azerbaycan Ermenistan’ın parçalanmasını istemektedir.
Öyle anlaşılmaktadır ki, Türkiye-Azerbaycan tezleri ve hedefleri bir bütün olarak hedef alınmakta ve sadece Rusya değil ABD ve bazı batılı ülkelerin desteği ile Zengezur Koridoru ile Hankenti merkezi korumaya alınmak istenmektedir.
Türkiye ve Azerbaycan bu kapsamda çok dikkatli olmalı, tahrik ve provokasyonlara karşı soğukkanlı kalmalı ve bölgedeki diğer ülkelerin masada yer alacağı bir ittifakı hızlandırmalıdır.