Yoksulluk ve yolsuzlukla mücadelenin üzerine gidilmeli
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın (BM) 75.yıl genel kurul programında liderlerin konuşmaları bu kez video konferans yöntemiyle gerçekleşti. Her yıl olduğu gibi karşılıklı işbirliği ve dayanışmadan söz edilse de Koronavirüs salgını ile yaşanan küresel/bölgesel problemler BM’nin gündemine de yansıdı. Özellikle Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin “veto yetkisinin önemine” vurgu yapmaları 1945 sonrası oluşan dünya düzenini hatırlatır gibiydi. Oysa dünya ekonomilerinde artan kırılganlık,bölgeler arası stratejik ilişkileri yeni ihtiyaçlara göre irdelemeyi gerekli kılıyor.
Bu bölgelerden birisi de Orta Asya ve dün takip edebildiğim BM konuşmalarında bir ilk yaşandı diyebiliriz. Son yıllarda Türkiye ile ilişkilerini ileri düzeye taşıyan ve artık resmi olarak Türk Konseyi’nin daimi üyelerinden bir haline gelen Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in konuşması böyleydi. Dikkatimi çeken en önemli husus, ilk kez tamamen Özbek dilinde hitap etmesiydi. Konuşmanın birçok yerini o anda anlama imkanı buldum. Daha önceki konuşmalarında Rusça veya İngilizce kullanılıyordu. Bu karar aslında 2016 yılında Mirziyoyev’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ortaya konulan “Yeni Özbekistan” sloganının bir devamı niteliğindeydi. Nisan ayında Özbek dilinin kamu kurumlarında kullanılacak tek resmi dil olması teklifi Parlamentoya getirilmiş ve halkın görüşüne açılmıştı. Mirziyoyev’in halka vaatleri arasında da yer alan millileşme politikaları BM’de yapılan konuşmada dünyaya gösterilmiş oldu.
Özbekistan liderinin Orta Asya bölgesindeki gelişmeler ve ülkeler arasındaki ilişkilere yönelik aktardığı bilgiler Türkiye açısından da ciddi bir veri olarak kabul edilmeli. Bu ülkelerin bir kısmı Türk Konseyinde Türkiye ile birlikte yer alıyorlar.
Mirziyoyev’in belirtiğine göre son dört yılda Özbekistan'ın komşu devletlerle ikili ticareti neredeyse beş kat artmış. Salgınla mücadele sürecinde ülkeler arasında ciddi bir dayanışma yaşanıyor. Özbek lidere göre Orta Asya ülkelerinin stratejik hedeflerinden birisi bölgenin küresel ekonomiye, ulaşım ve geçiş koridorlarına entegrasyonunu sağlamak olmalı. Bu durumun Türkiye’nin de yer aldığı “Orta Koridora” olumlu etkileri olacaktır. Cumhurbaşkanı Mirziyoyev bu başlık altında iki de öneri getirdi. Birleşmiş Milletler gözetiminde bir “Bölgesel Ulaşım ve İletişim Geliştirme Merkezi” kurulması ve 2021 yılında UNESCO işbirliği ile tarihi Hive şehrinde “Dünya Medeniyetlerinin Kavşağındaki Orta Asya” başlıklı bir Uluslararası Forum düzenlenmesi. Aynı şekilde bölgenin ekolojisine büyük zarar veren Aral Denizine dikkat çekilmesi önemliydi. Bu diğer bölge ülkelerinin de ortak sorunu. Mirziyoyev Aral bölgesinin çevresel yenilikler ve teknolojiler bölgesi ilan edilmesini ilişkin bir BM Genel Kurulu kararı alınmasını teklif etti.
Bununla birlikte Afganistan’daki iç savaş ve istikrarsızlıktan en çok etkilenen ülkelerden biri de şüphesiz Özbekistan. Mirziyoyev Afganistan’ı bölgenin bir parçası olarak gördüklerini ve Eylül ayında Doha şehrinde başlayan barış görüşmelerini desteklediklerini açıkladı. Bu konuda kalıcı bir BM komisyonu kurulmasını öneren Cumhurbaşkanı Mirziyoyev Afganistan ekonomisini bölgeye entegre etmeye yönelik enerji ve altyapı projelerine kendi ülkelerinde başladıklarını vurguladı. BM’nin Afganistan’a yönelik hedeflerde Özbekistan ile daha fazla çalışması kanaatimce Ortadoğu’yla da ilişkili radikalleşme konusunda daha hızlı önlemler alınmasına katkı sağlayacaktır. Bizzat Afganistan’a gittiğimde fark etmiştim. Ülkenin kuzeyinde ciddi oranda Özbek yaşıyor.
BM Genel Kurulundaki konuşmada Özbekistan açısından çok kıymetli bulduğum bir başlık da yoksulluk ve yolsuzluk ile mücadelede yapılan çalışmaların aktarıldığı bölümdü. Mirziyoyev yolsuzlukla mücadele ajansı kurulduğunu açıkladı. Üstelik özgürlükler, demokratik dönüşüm ve hukuk alanındaki yenilikler de bu başlık da irdelenmişti. Kadın haklarının ülkesinde hızla daha iyi duruma geldiğini BM Genel Kurulunda ifade eden Mirziyoyev parlamentodaki kadın milletvekili sayısını iki katına çıkardıklarını vurguladı. Yine BM'nin vatansız kişi sayısını azaltma ilkesine göre bu yıl sadece 50.000 kişinin Özbek vatandaşlığına geçirildiğini duyurdu.
Bu çalışmaların desteklenmesi o kadar önemli ki son birkaç yıldır Özbekistan’da kurumsal yönetim adına yapılan reformlarla ülkeye ciddi bir yabancı yatırımcı geldi. Sürdürülebilir kalkınmanın önemine değindi ve tabi ki ülkenin yarısından fazlasını oluşturan genç nüfus…Özbekistan’ı farklı kılan yanlarından birisi de bu. Cumhurbaşkanı bu konuya vurgu yaparak Özbekistan'ın Birleşmiş Milletler Gençlik Hakları Sözleşmesini kabul edeceklerinin altını çizdi.
Tüm bu tespit ve öneriler Orta Asya bölgesinin geleceği açısından umut verici bir durum. Özbekistan’ın bu potansiyeli ve yenilikçi gücü ile Türk Konseyi’ne farklı bir dinamizm katacağını belirtelim.