Sincar'daki teröristler gerçekten nereye gidiyor?
Ekim ayında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile Bağdat arasında “Sincar’ın yeniden inşası, yönetimi ve güvenliği” konusunda bir anlaşma imzalanmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) Irak Özel Temsilcisi Plasschaert’ın da gözetiminde gerçekleşen anlaşmanın güvenlik başlığı altında “Sincar ve çevresinde PKK varlığına son verilecek. PKK’ya bağlı güçlerin bölgede herhangi bir rol üstlenmesine müsaade edilmeyecek.” ifadesi yer alıyordu. Yine bu kapsamda Sincar’da “Yalnızca yerel polis, Ulusal Güvenlik Müsteşarlığı ve Ulusal İstihbarat Servisinin ilçenin güvenliğinden sorumlu olacağı” belirtiliyordu. Sincar’da (onlar Şengal diyor) PKK’ya bağlı terörist unsurlar YBŞ (Şengal Savunma Birlikleri) adı altında faaliyet gösteriyorlar.
Söz konusu anlaşmanın uygulanması için 1 Aralık tarihi açıklanmıştı. Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı YBŞ’nin diyalog yoluyla ilçeden çıkarıldığını belirtirken, Sincar Kaymakamı Mehma Halil, YBŞ’nin Sincar kent merkezinden çekilerek teröristleri Sincar Dağı’na kaydırdığını bildirdi. Ancak bu süreçte YBŞ sözcüleri her fırsatta Sincar’dan tamamen çıkmayacaklarını açıklamaya devam ettiler. Peşmergeye saldırdılar ve aralarında bir gümrük görevlisinin de olduğu bazı kişileri öldürdüler. IKBY yetkilileri buna karşı “Bu tür saldırıları kırmızı çizginin aşılması olarak görüyoruz. Kardeş kavgasına karşıyız!” diyerek tepki gösterdiler. Bu arada Duhok Valisi Ali Teter ilginç bir açıklama yaptı: “PKK, Sincar’daki sorunların sebebi olduğu gibi IKBY bölgesindeki yüzlerce köyün boşalmasına sebep oldu. Bu da bölgenin ekonomisine büyük bir yük oluyor.” Öyle anlaşılıyor ki Barzani’nin KDP’si ile Talabani’nin KYB’si bu konuya farklı yaklaşıyorlar. İki gün önce ise IKBY’ye yakın haber kaynakları Irak ordusu ile YBŞ’nin anlaştığını ve YBŞ'nin bir bölümünün (tahminen 500-1000 arası) bölgede kurulacak güvenlik güçlerinin içerisinde yer alacağını iddia ettiler. Haliyle PKK’ya bağlı grupların burada kalmak için uğraşması, çatışma ihtimalini de beraberinde getiriyor.
Dolayısıyla Sincar’da birbiriyle bağlantılı iki senaryonun devrede olması muhtemeldir. Birincisi PKK’ya bağlı teröristlerin bir kısmı Sincar dağı çevresine çekilerek bir kısmı yerel güçlerin içinde konuşlanmış olabilir. İkincisi ise Sincar’dan çıkan PKK’nın Irak’ın başka stratejik bir noktasına geçişleri sağlanmış olabilir. Bölgeden kaynaklar şuan için Mahmur ve Süleymaniye üzerinde duruyorlar.
Bununla ilişkili olarak Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi’nin açıklamaları önemliydi. Salihi “PKK’ya bağlı unsurların Sincar ilçesinden çıkması sadece bir yer değiştirme taktiğidir. Buradan çıkacak teröristleri Kerkük ya da Telafer civarına yerleştirme planı uygulanırsa tehlike daha da büyür.” dedi.
Erşat Bey'le dün telefonda görüştüm. Buradaki teröristlerin Mahmur, Süleymaniye ve hatta Kerkük civarına yerleştirilmiş olabileceğinden bahsetti. Ve bir başka önemli detayı da aktardı. Irak Merkezi Hükümeti ile IKBY arasında Sincar’a benzer bir anlaşmanın Kerkük için yapılabilme tehlikesinden söz etti. Salihi, Kerkük’teki durumun her açıdan Sincar’dan farklı olduğunu ve bu yöntemin buraya Peşmergenin gelişi için zemin hazırlamasına karşı olduklarını vurguladı.
Meseleye böyle bakıldığında normalde Irak Anayasasına göre Irak topraklarında komşu ülkeleri tehdit edecek hiçbir teröristin bulundurulmaması gerekiyor. Ancak bu vb senaryolar, belirsizlikler geçmişte de yaşandı. Terör örgütü ve ona bağlı unsurlar farklı adlar, üniformalar altında yaşamayı sürdürdü. Dolayısıyla Sincar’daki hareketliliği Kerkük bağlamında da iyi izlemek gerekiyor.