Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Karabağ’da 44 gün süren savaşın ardından Rusya’nın arabuluculuğu ile sağlanan ateşkeste yeni bir evreye geçilmiş gözüküyor. İlk aşamada Azerbaycan’ın 7 il ve Şuşa şehrini yeniden alması ve Rus askerlerinin Dağlık Karabağ sahasına konuşlanması sağlandı. Bununla birlikte Laçin koridoru da Rusların kontrolünde artık…

        Ve şimdi 9 maddelik ateşkeste daha zor bir aşamaya geçildi. Buna göre 5 yıllık bir süreyi kapsayan ateşkes anlaşmasının kalıcı ve nihai bir anlaşmaya dönüşüp dönüşmeyeceğini belirleyecek olan kritik süreç başladı.

        Anlaşmadan önce Rusya’nın Dağlık Karabağ’da doğrudan herhangi bir askeri gücü bulunmuyordu. Oysa Kremlin’in son dönemdeki hamlelerine bakıldığında kendi hinterlandında kabul ettiği çatışma bölgelerinde askeri gücüyle yer alıyordu. Şimdi başardılar ve ciddi bir güç intikal ettirerek sahadaki etki kapasitesini artırdılar. Böylece anlaşmanın sürdürülebilirliği ve güvenliği açısından en önemli rolü elde ettiler.

        Hatırlamak gerekirse Anlaşmanın 4. Maddesinde “…Rusya Federasyonu barış gücünün görev süresi 5 yıl olup Taraflardan hiçbirinin bu hükmün yürürlüğünün sona ermesinden 6 ay önce beyanda bulunmaması halinde, sonraki 5 yıllık dönemler için kendiliğinde uzar.” Demektedir. Yani mesela Azerbaycan ve/veya Ermenistan’dan herhangi biri bundan 4 yıl sonra “Rus askeri varlığını istemiyorum!” demezse bir 5 yıl daha mevcut etki kapasitesi devam edecek. Bir de tabi Nahçıcan koridoru meselesi var. Oranın da geçiş kontrolü Ruslar da olacağı için olası bir istememe durumunun bu koridorla ilgili ilerleyişi de etkileyeceğini dikkatten çıkarmamak gerekiyor.

        Anlaşmaya yönelik bu ikinci evrede Dağlık Karabağ’daki belirsizlik ve çözümsüzlüğün devam etmesi Ermenistan’daki kin ve düşmanlığı besleyebilir. Ve orta vadede bu ateşkesi, yeni bir karşı strateji için zaman kazanma aracına dönüştürmeleri ihtimali belirecektir. İki gün önce Ermenistan Dışişleri Bakanı Ara Aivazian, Dağlık Karabağ’daki sözde mevkidaşını ziyaret etti. Azerbaycan Dışişleri buna tepki gösterdi “yasadışı” dedi. Haklılar çünkü burası da Azerbaycan toprağıdır.

        Peki örneğin kim diyor bunu? Daha geçen ayki basın toplantısında Putin söylüyor ve şöyle diyor: “Dağlık Karabağ uluslararası hukuka göre Azerbaycan toprağıdır.”

        Bu açıdan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in işgalden kurtarılan Karabağ topraklarında ulaşım ağını genişletme, şehirleri hızla dışarıya açma yönünde aldığı kararlar yerindedir. Örneğin Şuşa kentinin Azerbaycan’ın kültür başkenti ilan edilmesi ve Fuzuli iline bir uluslararası havalimanı yapma kararı Zengilan ve Kelbecer’e kadar uzanmalıdır. Sovyetler döneminde Şuşa’ya çoğunlukla Laçin koridorundan gitmek gerekiyordu. Şimdi yeni bir yol inşa edilecek ve ülke dışından gelen kişi ve heyetler Şuşa’ya buradan intikal edebilecek. Zira Şuşa kenti sadece Kararabağ sorunu açısından değil Azerbaycan tarihi ve kimliği düşünüldüğünde büyük bir hazinenin en ciddi izlerine sahiptir. Bu arada 2021 yılının Azerbaycan’da “Nizami Gencevi Yılı” ilan edildiğini belirtmiş olalım…

        Diğer Yazılar