Hazar'ın suları yeniden yükselirken...
Dün Hazar’ın hemen kıyısında dünya enerji nakil hatlarını yakından ilgilendiren bir anlaşma imzalandı. Türk Dünyasının iki önemli ülkesi Azerbaycan ve Türkmenistan Hazar Denizi’nin altında çekişmeli hale gelen ciddi büyüklükte bir petrol/gaz rezervi konusunda mutabakat sağladı. Hazar bölgesi artık ayrıştıran değil birleştiren bir hüviyet kazanmaya başladı. İki ülkenin 3 yıl içerisinde imzaladığı anlaşma sayısı 50’ye ulaştı. Dün Aşkabakat’ta imzalanan anlaşmanın temeli de Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov’un geçen yılki Bakü ziyaretinde atıldı.
Mutabakat zaptı imzalanan rezervlerin yer aldığı sahanın adı “Dostluk sahası”. Gerek Azerbaycan gerekse Türkmenistan lehçesinde aynı anlama geliyor. Bu saha Azerbaycan (Kapaz) ve Türkmenistan’ın (Sardar) deniz ortak alanları içerisinde yer alıyordu. Özellikle Sovyetlerin dağılmasının ardından iki ülke arasında tartışmalı hale gelen bu rezervlerin araştırılması, çıkarılması, işlenmesi ve taşınması hakkında sağlanması sadece iki ülkeyi değil Türkiye’nin de içerisinde yer aldığı trans-hazar geçişini güçlendirecek. Zira bu anlaşmanın ete kemiğe bürünmesiyle Türkmenistan’ın doğalgazı Hazar üzerinden Azerbaycan ve oradan Türkiye, Avrupa hattına verilecek.
Ocak ayı başında Azerbaycan gazı Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) üzerinde Avrupa’ya ulaşmaya başlamıştı. Rusya halihazırda Avrupa doğalgaz pazarının %34’nü kontrol ediyor. Ayrıca Türkmenistan petrolünün Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattıyla dünya pazarlarına sunulması da mümkün olacak. Sahanın 50 milyon tondan fazla petrol rezervine ve 30 milyar m3’ten fazla doğal gaz rezervine sahip olduğu tahmin ediliyor. Türkmenistan % 10,1’lik payı ile dünya kanıtlanmış gaz rezervleri açısından 4. sırada yer alıyor.
Bu işbirliği süreci hem Azerbaycan’ın hem de Türkmenistan ekonomisine yeni gelirler kazandıracak. Stratejik açıdan ise her iki ülke enerji kaynağı ve geçiş hattı olma özelliklerini daha görünür hale getirecekler. Dolayısıyla Türk Dünyasının bu iki önemli ülkesi diğer ülkelerin de sürece eklemlenebileceğini gösterecektir. Hazara kıyı devletlerin Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, İran ve Rusya'dan oluştuğunu hatırlarsak dünkü anlaşmanın önemi daha da iyi anlaşılabilir. Kazakistan ve Özbekistan’ın da Hazar geçişli enerji hatlarına dahil olması bu aşamadan sonra Türk Konseyi’nin görev alanı içerisindedir.
Dün varılan anlaşmanın bir başka önemi de şu ki Karabağ’da önemli bir başarı elde eden Azerbaycan, bu hattın işlemesiyle birlikte Karabağ-Nahçıvan-Türkiye hattının hayata geçirilmesinde masadaki müzakere imkanlarını artıracaktır. Esasında dün çok da fark edilmeden imzalanan bu anlaşma uzun zamandır Türk dünyasının kendi arasındaki potansiyelini değerlendirme hedefinin belirgin bir yansıması olarak kabul edilebilir.