Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Karabağ’da 44 gün süren savaşın ardından sağlanan ateşkesin teknik detaylarından biri de (maddelerde yazmasa da) bölgedeki maden yataklarının nasıl kullanılacağı ve geçmişte elde edilen haksız kazançların hangi yöntemle tespit edileceği hususudur. Bu, her şeyden önce Azerbaycan devletinin bir egemenlik meselesidir. Nitekim Şuşa’nın alınmasından birkaç gün önce ziyaret ettiğimiz Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in gündemindeki konulardan biri de buydu. Zengilan, Kelbecer ve diğer yerlerdeki yer altı kaynaklarının nasıl istismar edildiğini anlatmıştı. Ve o tarihlerde işgalden kurtarılan illerde hasarların tespiti için bir uzman ekibin kurulacağından söz etmişti.

        En son 6 Ocak 2021 tarihinde de Aliyev bu yaklaşımını tekrarlamış ve ilgili Ermeni şirketlerinin tazminat ödememesi durumunda uluslararası hakemliğe başvuracaklarını duyurmuştu.

        Öyle ki yıllar boyu işgal altında kalan Dağlık Karabağ bölgesinin en büyük gelir kaynaklarından biri madenlerdi. 2019 yılında bu kaynaklardan elde edilen gelirin Dağlık Karabağ'ın GSYİH’sının %13-14 gibi bir oranına ulaştığı tahmin ediliyor. Ayrıca yıllarca alınan vergiler de var.

        Son savaşta geri alınan Kelbecer dahil olmak üzere Karabağ topraklarının genelinde altın, bakır, çinko ve daha başka maden yatakları bulunuyor. Bunların bir kısmı kanıtlanmış rezervler. Uzmanlar Hankendi merkezli yönetimin bu yolla yaşayacağı vergi kaybının yıllık 80 milyon doları aşacağını tahmin ediyor.

        Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Kasım ayındaki anlaşmanın ardından Kelbecer’deki Soğütlü (Zod) maden yatağının terk edilmiş görüntülerini yayınlamıştı. Ermenistan ise maden yataklarının bir kısmının kendi topraklarında olduğunu iddia etmişti. Bu çerçevede tekrar alınan topraklarda yıllardır ciddi gelirler elde eden şirketler ve bunlar üzerinden alınan milyarlarca dolar vergi söz konusu. Üstelik bahsi geçen şirketler derinlemesine incelendiğinde sadece Ermenistan değil, Rusya, Fransa hatta Güney Kıbrıs’la bile dolaylı bağları olduğu anlaşılıyor.

        Dünyada altın ve bakır fiyatlarında artış sürerken Azerbaycan’ın bu madenleri yeniden kullanımına alması sadece Azerbaycan’dan ekonomisine değil onunla bağlantılı diğer ülke sektörlerine de etki edecektir. Karabağ genelindeki yalnızca altın rezervlerinin tahmini değerinin 8 milyar doların üzerinde olduğu belirtiliyor.

        Bu sebeple Azerbaycan’ın tazminat talepleri çok yerindedir. Mevcutta tekrar ele geçirilen madenlerin Karabağ’ın öz kaynaklarından biri haline getirilmesi dışında, 28 yıllık süreçte haksız şekilde elde edilen gelirlerin de hesabı ortaya dökülmelidir.

        O halde bu süreçte önemli olan öncelikler (1) Doğru/objektif hasar tespiti, (2) Şeffaf/etkili bir kamu diplomasisi ve (3) Uluslararası kuruluşlar nezdindeki hukuki girişimleri hayata geçirmektir.

        Diğer Yazılar