Büyük Ortadoğu Projesiyle anılan Condoleezza Rice'ın gözden kaçan Afganistan sözleri...
Condoleezza Rice... ABD'nin 2005-2009 yılları arasında Dışişleri Bakanıydı. Hemen öncesinde de Afganistan'a müdahale kararı alan Başkan Bush'un ulusal güvenlik danışmanıydı. Ortadoğu'daki 22 ülkenin sınırlarının değişeceği iddiasının sahibiydi. Gerçi sonradan doğrudan böyle bir ifadesi olmadığı anlaşılsa da Büyük Ortadoğu Projesi söz konusu olduğunda ismi en önde geçenlerden. Rice atıfla verilen 22 ülke değişim yaşanacağı ifadesi (ki burada sınırlardan söz etmemekte) Washington Post’ta 7 Ağustos 2003 tarihinde yayımlanan “Ortadoğu’yu Dönüştürmek” makalesinde geçmektedir.
Rice 17 Ağustos tarihli The Washington Post'da bir görüş yazısı kaleme alarak Afganistan'daki son duruma ilişkin görüşlerini açıkladı. Şu an ABD'nin kendi içerisinde sorguladığı ve gelecekte belki daha fazla yüzleşeceği soru ve ifadeleri gördüğümde kayda değer buldum.
Bu tespitlerden bazı bölümleri paylaşmak istiyorum:
"...Bu şekilde olmak zorunda değildi. Kabil havaalanındaki Afganların görüntüleri çok üzücü. Bu görüntünün 11 Eylül'ün 20. yıldönümünden hemen önce meydana geldiğine inanmak ve kabul etmek daha zor. Afganistan'da geçen yıllar boyunca yetki sahibi olarak her birimiz hatalar yaptık. Nerede başarısız olduğumuzu ve neyi başardığımızı değerlendirmemizin zamanı gelecek.
Ancak Kabil'in düşüşün ardından haksız bir değerlendirme öne çıkıyor: Afganları suçlamak. Afgan güvenlik güçleri, Afgan hükümeti, Afgan halkı başarısız oldu. Başkan Biden'ın konuşmasına göre sanki Afganlar Taliban'ı seçmiş gibi!
Hayır onlar Taliban'ı seçmediler. El Kaide'ye karşı bizimle birlikte savaştılar ve öldüler. Afganlar bizim hava gücümüz ve desteğimiz olmadan ülkeyi savunamazlardı.
Hayır onlar Taliban'ı seçmediler. Kızların okula gidebileceği, kadınların meslek edinebileceği ve insan haklarına saygı duyulacağı modern bir toplum yaratma şansını yakalamışlardı.
...Yolculuğu tamamlamak için yirmi yıl yeterli değildi. Biz ve onların da daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
Bunu daha önce de anlamıştık. En uzun savaşımız Afganistan değil: Kore. Bu savaş da zaferle bitmedi; bir açmazla sonuçlandı. Güney Kore on yıllardır demokrasiye ulaşamadı. Afganlar için biraz daha zamanda muharip birlikler zorunlu değildi; sadece eğitim, hava desteği ve istihbarat gibi temel bir Amerikan varlığı yeterliydi. Bagram hava üssünde daha fazla kalabilirdik. Savaşın tam ortasında çekildik. Şimdi acele kararımızın sonuçlarıyla yaşamak zorundayız...Taliban yönetimi konusunda bölgesel müttefiklerimizi ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız."
Rice'ın bu görüşleri ABD'nin zamansız ve yanlış bir yöntemle aldığı çekilme kararının Afganistan'ı ve Afgan halkını nasıl bir çıkmaza götürdüğünü göstermesi bakımından ciddi bir itiraf niteliğindedir.