Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Kaplanın da “Turanı” olur mu diye soruyorsanız evet artık böyle bir sembol kazanıyor Türk Dünyası… Kazakistan bozkırlarında yürütülen bir proje vesilesiyle bunu yakında daha detaylı öğrenmiş olacağız.

        Benim burada esas önemsediğim Kazakistan devletinin kaplana “Turan” adını vermiş olması…Bizzat Cumhurbaşkanı Tokayev kullandı bunu... Geçmişteki tecrübelerim gösterdi ki böyle sembolleri, ortaklaşmaları yakaladıkça büyütmek ve ete kemiğe büründürmek gerek.

        Bu kaplan, uzun yıllar eski Türkistan coğrafyasında görülen ortak bir tür. Tekrar gündeme gelme sebebi de yedincisi düzenlenen Bölgelerarası İşbirliği Forumu'nda Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki diyalog…

        Toplantıda Doğal Kaynaklar Bakanı Serikali bey, Kazakistan'ın kaplanı yeniden tanıtmak için Rusya ile birlikte çalıştığı söyleyince Putin, bakanın neden bahsettiğini öğrenmek için müdahale ediyor. Bakan nesli tükenen kaplanın yeniden yetiştirilebilmesi için çalışma yapıldığını söylüyor. Cumhurbaşkanı Tokayev o sırada “Geçen yüzyılın otuzlu yıllarında Kazakistan'da bir Turan kaplanı vardı. O tarihteki savaştan sonra Kazakistan topraklarından kayboldular. Bozkır kaplanları, Turan kaplanları. Bu nedenle şu anda uluslararası bir proje uyguluyoruz. Rus bilim adamlarını bu projede yer almaya davet ediyoruz.” diyerek ekliyor.

        REKLAM

        Putin de benzer bir projenin Rusya'da uygulandığını ve kaplanların Rusya'ya Tacikistan ve İran bozkırlarından getirildiğini söylüyor. Tokayev o kaplanların benzemediğini söyleyince Putin “Neden Rusya’da Kazakistan kaplanları yok o halde…” diye cevap veriyor. Neticede olay anlaşmaya bağlanıyor ve Rusya’da söz konusu araştırmalara katılacağını açıklıyor.

        N.N. Karazin tarafından çekilen foto Turan Kaplanı avlanma anından (19.yüzyılın sonları)
        N.N. Karazin tarafından çekilen foto Turan Kaplanı avlanma anından (19.yüzyılın sonları)

        Biraz bilgi vermek gerekirse 20. yüzyılın başında yeryüzünde yaklaşık 100.000 Turan kaplanı yaşıyordu. Şimdi 3500 civarında kaldığı tahmin ediliyor. Çoğunlukla yaban domuzlarını avlayan kaplan, 250-300 kg ağırlığında…

        Bu kaplan türünün geçen yüzyılda yok olmasının iki büyük sebebi var. Birincisi iklim ve nüfus hareketliliği diğeri de Rus askerleri ve avcılık… Sovyet hükümeti 1947'de kaplan avcılığını yasaklamış olsa da, bu gecikmiş bir önlemdi!

        1920’li yıllarda Rus askerlerin Kaplanı yakalama anı resmedilmiş...
        1920’li yıllarda Rus askerlerin Kaplanı yakalama anı resmedilmiş...

        Kazakistan’da Eylül 2017'de Tarım Bakanlığı ve Dünya Yaban Hayatı Fonu, Kazakistan'da kaplan yeniden yerleştirme programının uygulanmasına ilişkin bir mutabakat anlaşması imzaladı. Bu belgeye dayanarak, Balkaş Doğa Koruma Alanı kuruldu. Projede ilk etapta 50 milyon dolar ayrıldı.

        Doğrusu Turan Kaplanı adıyla kayıtlara geçmesi sevindirici…Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Nahçivan koridorunu Turan Koridoru olarak genişletelim demişti. Şimdi koridorun sembolü Turan Kaplanı da yükleniyor…

        Azerbaycan'a da yurtdışı çıkış harcı ödeyerek çıkmak!

        Azerbaycan'a da yurtdışı çıkış harcı ödeyerek çıkmak!
        0:00 / 0:00

        Dün Ankara’dan Bakü’ye ulaştım…Birkaç gün buralardayım. "Bağımsızlıklarının 30.yılında Türk Devletleri, Türk Dünyası Bilgi Şöleni" buluşmasında yer alacağım. Yarın açılışta bir de konuşma gerçekleştireceğim. Bu önemli buluşmayla ilgili detayları paylaşacağım.

        Ancak bu vesileyle uçağa binmeden önce sosyal medyada da paylaştığım şu önerimi tekrarlamak istiyorum.

        Biliyorsunuz yurtdışına pasaportla çıkışlarda TC vatandaşlarından 50 TL’lik bir harç ücreti alınıyor. Keşke tamamen kaldırılsa…

        Yine de küçük bir adım olması bakımından bu ücretin KKTC’ye çıkışlarda olduğu gibi Türkiye’den Azerbaycan’a gidenler için alınmamasını öneriyorum. Zira burası bizim için artık “Yurtdışı” değil bir “Dışyurt”tur. Son olarak iki ülke vatandaşlarının kimlik kartlarıyla seyahatlerine izin veren anlaşmanın yapılmış olması da bir diğer ölçüttür bizim için…

        Bu uygulamanın ilerleyen dönemde diğer Türk Cumhuriyetlerinde de benzer şekilde uygulanmasını diliyorum. Türk Dışişlerinin ve Türk Keneşi’nin bu hususta girişimlerde bulunabileceğini tahmin ediyorum.

        Diğer Yazılar