Kerkük'ün geleceğinden neden endişeliyim biliyor musunuz?
Türkiye’de hassasiyet duyulan konulardan biri de Musul vilayetinin bir parçası olan Kerkük’tür. Bunu özellikle kullanıyorum, zira Kerkük’ün geçmişini hatırlamadan geleceğini inşa etmek olanaksızdır. 20. yüzyılın başlarına kadar Musul vilayeti Anadolu’nun bir uzantısıdır. Kerkük'te tıpkı Süleymaniye, Erbil gibi onun bir Sancağı’dır.
Bugünlerde Peşmergenin geri dönüşü gündem olsa da çok konuşulmayan iki boyutu sizlerle paylaşacağım.
Kerkük’te yoğun olarak Türkmenler yaşamakta ve merkezde bu yoğunluk daha fazla dikkat çekmektedir. Bununla birlikte Araplar ve Kürtler de vilayet genelinde azımsanamayacak bir sayıya ulaşmıştır. Bunun en önemli sebebi yaşanan ters göç hareketliliğidir. Türkmen nüfusunun belirli gerekçelerle Kerkük’ten ayrılışı karşısında ciddi süredir bilinçli bir şekilde diğer etnik nüfusun yerleşmesi teşvik edilmektedir. Eğitim, siyaset ve ekonomide gelecek beklentisinin olumsuzlanmasıyla her yıl daha çok Türkmen, Türkiye başta olmak üzere farklı yerlere taşınmaktadır.
Örneğin ilk ve orta öğretimde pek çok Türkmen okulu Türkmence eğitim verirken tüm çağrılarımıza rağmen henüz tek bir Üniversite açılamamıştır. Oysa diğer etnik grupların üniversiteleri bulunmaktadır! Süleymaniye ve Erbil destekli özel üniversiteler çekim merkezi olmaktadır. Gençler üniversite öğrenimine adım atamayacaklarını düşünerek her yıl Türkmen okullarını tercihten uzaklaşmaktadır. Bu yıl sayının yarı yarıya düştüğü belirtilmektedir.
Girişimcilerimize çağrımdır! En azından ivedilikle özel üniversiteler kurulmalıdır. Türkmen okullarından mezun olanlara belirli burslar ve muafiyetler getirilmelidir. Böylece Türkmen çocuklarının ve dolayısıyla ailelerinin kendilerini daha güvende hissedebilmeleri mümkündür. Üstelik öğrenci potansiyeliyle zarar etmesi de mümkün gözükmüyor. Özellikle Tıp. Eczacılık, mühendislik, diş hekimliği gibi fakülteler %100 doluluk oranına ulaşacaktır.
Ama bugün asıl çağrım Türkmen siyasetine ve bu kapsamda Türkiye’nin Türkmen politikasına yöneliktir!
Irak’ta gerçekleşen seçim sonuçları iyi tahlil edildiğinde topyekûn Türkmen siyaseti ve Kerkük’te söz sahibi olma hedefi önemli bir tehditle karşı karşıyadır.
Şöyle ki; değişen seçim yasasına göre ülkedeki seçim bölgeleri daraltılmış bölge çerçevesinde 83 bölgeye bölünmüştü. Kerkük de 3 bölgeye ayrılmış ve Türkmenlerin en yoğun olduğu il merkezinde 4 milletvekili seçileceği belirtilmişti. Doğu il merkezindeki bölgede 5 (Kürtlerin yoğun yaşadığı) diğer tarafta da 3 milletvekili (Arapların yoğun yaşadığı) olmak üzere toplamda 12 milletvekilliği için Kerkük’te seçim yapıldı.
Bölgenin gerçeklerine bakıldığında seçimlerde etnik ve mezhepsel dağılımın dengesi birlikte yaşam açısından büyük önem taşıyor.
Buradaki en hassas detaylardan biri seçmenlerin her adaya ayrı ayrı oy verebilmesi ve 4 milletvekiline sahip il merkezi dışındaki diğer iki bölgede de Türkmenlerin bazı yerleşim alanlarının olması.
Seçim sonuçlarına gelince, gerçekten kötü! 12 milletvekilinin 6’sı Kürt, 4’ü Araplardan seçildi. Üç bölgede Türkmenler sadece bir milletvekilliğini garantileyebildi. Garanti diyorum zira 7731 oy alarak Türkmenlerin en yoğun yaşadığı 2. bölgede seçilen Sevsen Abdülvahit hanımın milletvekilliği yapılan itiraz üzerine şu an değerlendirme aşamasında. Hemen ardından gelen ve Şii seçmenlerin desteklediği Garip Asker Tazeli 7729 oy almıştı. Geçen seçimde Türkmenler 3 milletvekili çıkarmıştı. Türkmenlerden seçilen tek milletvekili ise 23 bin oy seviyesine ulaşan eski Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Erşat Salihi...
Bildiğiniz gibi Erşat bey büyük tartışmalar eşliğinde görevinden ayrılmış ve Türkiye’de de tepkiler meydana gelmişti. Seçim sonuçlarına da yansımış anlaşılan. ITC’nin oyu 2016’da 64 bin, 2014’te 72 bin, 2018’de 85 bin ve Ekim 2021’de seçimde 39 bine gerilemiş...
Bir diğer önemlisi, seçime katılma oranında da ülke genelinde olduğu gibi Kerkük'te de düşüş var. Geçen seçimde Kerkük’te %50 civarı olan katılım şimdi %19’a gerilemiş. Üstelik 9 Türkmen partisinin Irak Türkmen Cephesi çatısı altında seçime girme kararı aldığı bir seçimde. Cephenin aday gösterdiği 4 kişinin dışında 19 da bağımsız Türkmen aday seçime katılmış.
Dolayısıyla motivasyon ve heyecan kaybının açıkça dikkat çektiği seçimlerde asgari birlik-bütünlük bile sağlanamamış gözüküyor.
Bu tespitlere bakılırsa Kerkük’ün siyasal geleceğinde asıl söz sahibi olması gereken Türkmenler açısından gidilmekte olan yol, gerçekten sıkıntılıdır.
O halde Türk Dışişlerinin de bu neticeyi ve gidişatı masaya koyup değerlendirmesini salık veririm!