Turan'a giden yol nerden geçer?
Çok değil bundan 5-10 yıl önce bile bu kavramı kullanmaktan imtina edilirdi.
Hoş…Birilerine hala aynı uzaklıkta!
Hatta tarihi süreç içerisinde Türkiye’de ve diğer Türk dünyası ülkelerinde insanların bir kısmı Turancılık suçlamasıyla hapse atılmışlardı.
Ama geçen zaman bu kavramın muhtevasını çok daha gerçekçi ve görünür kıldı.
Bu gerçeklikte sınırları kalkmış bir coğrafi alan hedefinden ziyade her alanda işbirliğini esas alan çağdaş bir bütünleşme yaklaşımı kendisini gösteriyor.
Dünden bugüne bardağı doldurmaya yönelik pek çok adım olduğu gibi sorunlarımız ve eksikliklerimiz var. Her şey güllük gülistanlık değil. Özellikle akıl ve bilimin öncülüğüne, demokrasiyi daha fazla konuşmaya ve kurumsallaşmaya ihtiyaç var.
Ve şimdilerde Turan koridoru, Turan kaplanı, Turan takımı derken Turan-Sez kavramı da Türk Dünyasının gündemine girmeyi başardı.
Tam adı Turan Serbest Ekonomik Bölgeleri…
Bu tür projeleri duyduğumda İsmail Bey Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, iş’te birlik” şiarının ne kadar önemli olduğunu hatırlıyorum. Bu 4 kelimelik cümle o kadar gerçekçi ki sanırım bir başka alternatifi yok…
Ve artık günümüzde tüm ilişki sahalarının merkezinde ekonomik ilişkiler var. Ekonomik açıdan ne kadar bütünleşik ve yapısal bir ağ kurabilirseniz o kadar güçlü ve sürdürülebilir ilişkiler kuruyorsunuz.
Örneğin bir sıcak bir haberi sizlerle paylaşmak isterim. Türkiye Kazakistan’a 3 insansız hava aracı satmıştı. Şimdi de insansız hava aracının orada ortak üretimi için TUSAŞ aracılıyla gerekli teklifini sundu. Bunlar gelecek açısından ciddi ve tarihi adımlar… Bir başkası Hazar denizi altından Türkiye’ye uzanacak fiber optik kablolarının döşenmesi Türk Telekom’un masasında.
Turan-Sez’e gelince Kazakistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev’in bir projesi…Tokayev son 100 günde gerçekten ciddi bir diplomasi performansı gösteriyor.
Türk Dünyası ülkelerinin ortak yatırımını desteklemek ve kendi aralarındaki ticaret hacmini artırmak amacıyla tasarlanan bu proje ilk olarak Kazakistan’ın Türkistan şehrinde hayata geçiriliyor.
Meşhur “Türkistan’ım Turanım…” sözüyle başlayan dizeler boşuna değil.
Türkistan eyalet merkezi olduktan sonra hızlı bir dönüşüm geçiriyor. İnşa sürecinde yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklükten söz ediliyor. Özellikle Taşkent’e uzanacak hızlı tren hattı ciddi bir ticari/insani hareketliliğe sebep olacak.
Bu kapsamda Serbest Bölgenin Kazakistan-Özbekistan sınırında kurulmasının çok daha etkili olabileceği belirtiliyor. Ben de bu görüşü destekliyorum. Değişiklik yapılabilir mi bilmiyorum ancak şuanda Türkistan’da yeri belirlendi ve hazırlıklar başladı.
Peki ne gibi bir faydası olacak?
Öncelikle şunu belirtmek lazım ki Türk dünyası ülkeleri arasında ticaret istenenin çok gerisinde. İhracat cinsinden bölge içi ticaret 2016 yılında 11,1 milyar dolar iken, 2019 yılında 19,5 milyar dolara yükselmiş. Elbette çok düşük bir rakam bu.
Zira 2019 yılında Türk dünyası ülkelerinin AB pazarına mal ihracatları 208 milyar dolara ulaştı. Bu ise kendi aralarındaki ihracat hacminin on katından daha fazla. Yine Türk dünyası ülkelerinin 2019’da Çin’e 17,2 milyar dolar, Rusya’ya da 14,9 milyar dolar ihracat yaptıkları düşünüldüğünde eksiklik açıkça görülüyor.
Ayrıca yüksek teknolojili ürünlerinin payı da %5 düzeyinde.
Türkiye pazarı Azerbaycan ve Macaristan için çok ciddi düzeyde önemli olurken Kazakistan ve Özbekistan için nispeten önemli durumda.
İşte bu görece olumsuz tabloyu ortadan kaldırmanın yolu çoklu ve birlikte üretim/yatırım alanları ihdas etmek.
Halihazırda Türkiye ve Macaristan AB Gümrük Birliği üyesi, Kazakistan, Kırgızistan Avrasya Ekonomik Birliği’nin üyeleri…Belki de kısa vadede ülkeler arasındaki ticarete ters etkisi olabilecek detay bu iki farklı birliğe mahsus mevzuat. Zira malın serbest dolaşımında söz konusu mevzuatlar geçerli.
Bunu ortadan kaldırabilmek için düşünülen Turan-Sez’ler ile Türk Dünyasındaki 6 ülkenin yatırımcıları bu bölgelere bir tesis yaptığında masrafları karşılanacak ve üretilen ürünler gümrüksüz dolaşıma tabi olacak. Türkistan üzerinden kara ve demiryolu bağlantısı ile Avrasya Ekonomik Birliği’nin diğer ülkelerine de gümrüksüz mal satılabilecek. Buraya yatırım yapmak isteyen girişimcilere mali destek ve düşük faizli kredi de planlanmakta.
Şüphesiz bu kapsamda dikkatlerin çevrildiği ülkelerin başında Rusya Federasyonu var. Kanaatimce Rusya’daki Türk toplulukları ile ticari ilişkileri kurmak bakımından çok önemli bir kapasite alanı ortaya çıkabilir. Saha, Yakut, Başkurt vb. Onlar da tarihsel ve manevi çerçevede Türk Dünyasının birer parçası.
O halde madem böyle bir alan açılıyor, Türkiye’deki yatırımcılara bunu iyi anlatmak, kar-zarar dengesini olumlu şekilde desteklemek ve olası kaygılarını gidermek lazım. Ve muhakkak ki herkese adaletli bir fırsat sunmak gerek…