Fahiş fiyatlar geriye nasıl gelecek?
Aslında bu sorunun cevabını kimse net olarak veremiyor ya da öngöremiyor... Ancak vatandaşın bugünlerde en çok sorduğu sorulardan biri "Kurdaki gerileme, artan fiyat etiketlerinde de bir gerileme meydana getirecek mi?"
Doğrusu biz de ailecek merak ediyoruz. Nasıl etmeyelim! Milyonlarca vatandaşımız gibi harcamalarımızın önemli bir kısmı temel ihtiyaç/gıda malzemelerine gidiyor.
Bırakın geriye dönüşü fiyatlardaki artışlar hala sürüyor.
Dün Türk-İş tarafından açıklanan verilere göre Aralık'ta 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 13 TL, yoksulluk sınırı ise 13 bin 73 TL'ye çıktı. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti 4 bin 927 TL düzeyinde. Kasım ayında yoksulluk sınırı 3 bin 192 TL ve yoksulluk sınırı 10 bin 396 TL idi.
Asgari ücretteki artış yüzde 50,51 olmasına rağmen fiyatlardaki artış beklenen alım gücünün ötesinde!
Üreticinin maliyetleri yıllık bazda TÜFE' nin çok üzerinde. Buna bir de kurdan kaynaklanan yüksek girdi maliyetleri eklendi. Örneğin üretici girişini 16-18 aralığında temin etmişse bundan bir fiyat düşüşü beklemek de gerçekçi değil.
Aynı araştırmada dikkat çeken bir detay gıda enflasyonunda son 12 ay itibariyle artış oranının yüzde 54,96 olması. Hane bütçesini asıl sarsan da bu kalem ve ardından barınma ihtiyacı...
Öyle ki ev fiyatları gördüğü yerden geri gelecek gibi değil!
Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama çiftçi artan mazot ve gübre fiyatları sebebiyle tarlasının bir bölümünü ekmekten imtina ediyor. Bu koşullarda ekmemenin daha güvenli olduğu görüşü yaygınlaşıyor. İcar usulle çalışanlarda da koşullar değiştiği için bu yöntemde de kopuşlar ve sıkıntılar yaşanıyor.
Ve yine dün bir haber vardı Kocaeli'den...
Olay şöyle; Kocaeli Derince’de akü bayiliği yapan Rıdvan Bayazıt, 19 Aralık'tan itibaren uygulanması istenen zamlı ürünlerinde 20 Aralık'taki düşüş sonrası zammın geri çekildiği bilgisini alınca aradaki farkı müşterilerine geri ödüyor. Tabii bağlı olduğu firmanın da o farkı bayiye ödeyecek olması bir etken...
Sebebi ne olursa olsun bu davranış herkese örnek olmalı.
Muhakkak ki fiyat artışlarındaki artış sadece fahiş etiketleme ile açıklanamaz. Meselenin çok yönlü ve birbiriyle bağlantılı sebepleri var.
Güven ve beklenti en önemlisi olmalı...
Bu kapsamda devletin de öncülük etmesi gerekiyor. Artık vatandaşın belini büken şu akaryakıt fiyatlarında da benzer bir güncelleme yapılması çok önemli. Devlet burada bir sübvanse uygulaması başlatabilir. En azından bir süre. Hem doğrudan etkisi hem de bağlantılı pek çok sektörü motive edeceği için.
Madem alınan kararlara güven duyulması isteniyor bu yolla çok ciddi bir bariyer aşılabilir. Üretici, perakendeci, nakliyeci böyle bir hamle karşısında yakın geleceğe ilişkin kısmen de olsa olumlu bir iklime taşınabilir.