İnsanlığın utancı, soykırımın gerçek yüzü: AĞDAM!
Türkiye dışarda ve içerde “soykırım” suçlamalarına maruz kalırken aslında bu kavramla dünyada en çok yüzleşmiş olanlar Türk toplulukları…
Sürgünler, toplu katliamlar, soykırımlar Türk dilinin konuşulduğu topraklarda yaşanmış gerçeklikler!
Ne hazindir ki ülkeyi yönetme iddiasında olan ya da bugün Meclis çatısı altında bulunup Ermeni Diasporasının tezlerine ortak olanlar Türklüğün yaşadığı acıları görmezler, görmek istemezler!
Bu acı ve kıyımların yakın tarihte yaşandığı Türk coğrafyalarından biri de Karabağ’dır.
Bakü’deki müzakere toplantısından…Birkaç gün önce geldiğim Bakü’de öncelikle Güney Kafkasya’nın huzur ve barışı için neler yapılabilir sorusuna cevap aradık. Benim dışımda Azerbaycan, Rusya, Kazakistan, Gürcistan’dan da uzmanlar vardı. Çetin bir müzakere oldu. Ben de Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci hakkında bir sunum yaptım.
Karabağ’da hala işgal altında olan kimi yerlerin durumu ve nihai anlaşmaya giden süreç burada endişelerle örülü. Ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme konusunda Türkiye'de Azerbaycan’a göre daha iyimser bir hava olduğunu söylemeliyim. Onlar bu sürece çok temkinli ve acele etmeden yaklaşılması gerektiğini düşünüyorlar. Azerbaycan’da uluslararası ilişkiler uzmanı Yegane Hacıyeva konuşmamdan sonra “Bu sürecin kolay olmayacağını ve bazı bölgesel aktörlerin bu süreci istemeyeceğini” vurgulaması İran ve Rusya’ya bir göndermeydi.
Çalıştayda Rusya’dan gelen Stanislav Pritchin ile Azerbaycan’dan Fuad Charagov arasında 9 Kasım ateşkes anlaşmasına yönelik tartışma buradaki Rus askerlerinin varlığının problemlere açık olduğunu bir kez daha gösterdi. Fuad Bey “Gerekirse biz topraklarımızdan işgalci askerleri çıkarmasını biliriz.” dedi. Gürcistan’dan katılan Nino Samkharadze ise “Gürcistan neden bu savaşta ve sonrasında beklenen şekilde yanımızda olmadı?” sorusuyla karşılaştı. Anladığım kadarıyla Ukrayna savaşı ve Rusya’nın geleceği bölgedeki bazı ülkelerin karar ve eylemlerinde etkili olacak gibi gözüküyor. Özellikle Türkiye’nin 6’lı platform teklifine katılmayan Gürcistan’ın kendi toprak bütünlüğünün yanı sıra transit olma avantajının azalabileceği algısı güçlü gözüküyor.
Bu tarz etkinliklerin farklı ülkelerde yapılması gerekiyor. Konuştukça hem problemi hem de çözüm planlarını daha iyi görüyorsunuz. Organizasyonu tertipleyen Vugar Ahmadov "Müzakeremiz çetin geçti ve farklı görüşler duyduk. Aracımıza ulaştık." dedi.
Bakü’den sonra karayolu ile işgalden kurtarılan Ağdam bölgesine yola çıktık.
Tamamen yok edilmiş şehir okulu.Ağdam’a Bakü’den yaklaşık 4/5 saat süren bir yolculuktan sonra varıyorsunuz. Şehre yaklaştığınızda daha zorlu bir yolda ilerliyorsunuz. Yolda gördüğünüz evlerin duvarlarında yer yer Türkiye bayraklarına rastlıyorsunuz. Şehrin girişinde polis kontrol noktası var. Daha önceden izin alınmamışsa ismi bildirilmeyeler burayı geçemiyor.
Yıkılan türbeler alanı.Vardığımızda Cumhurbaşkanlığının oradaki görevlisi Araz Imanov bizi karşıladı ve eşlik etti.
Ağdam, Azerbaycan için çok önemli bir şehir. Bakü, Nahçivan, Gürcistan arasında benzer bir mesafede. İşgale giden süreçte Ağdam`ın savunması için 5897 şehit, 3531 kişi yaralı, 1871 kişi yetim çocuk kalmış. 140 bine yakın Ağdamlı evlerinden göç etti. Ve nihayet Ağdam 20 Kasım 2020 tarihinde Ermenistan’ın işgalinden kurtarıldı. Bir detay da vermek gerekirse Ermeniler 44 günlük savaşta Azerbaycan askerlerini buradan bekliyorlarmış. Çok büyük bir yığınak ve tuzaklama yapmışlar. Ancak ordu buradan değil Fuzuli tarafından hilal taktiği ile girmiş.
Şehirdeki görkemli tiyatro.Burası Fuzuli ile birlikte Ermeniler tarafından en fazla mayın yerleştirilmiş bölge. Mayından temizlenen yerler tabelalarla gösteriliyor. Ve Hala çok fazla mayın var. Bir süre önce Azerbaycan, Ermeni savaş eskileri karşılığında mayın haritalarını almıştı. Ancak belirtildiğine göre bu haritaların doğruluk payı %20 seviyesindedir.
Azerbaycan’ın futboldaki şampiyon takımı Karabağ Spor da aslında Ağdam’da kurulmuş. İşgalden sonra 1993’te Bakü’ye gelmek zorunda kalmış. Hatta o tarihlerden kalma futbol oynanan alan ve tribün yükseltisi gözükebiliyor. Yükseltiye çıktığınızda yerle bir edilmiş bir şehir görüyorsunuz. Taş üstünde taş kalmamış desek yeridir.
18. yüzyılda Ağdam’da yapılan Karabağ Hanı Penahali Han’ın sarayı.Ağdam’da Üzeyir Hacıbeyli müzik yüksekokulu, A.Hakverdiyev Ağdam Devlet Dram Tiyatrosu bulunmaktaydı. 18. yüzyıldan kalma Saray, Cuma Camii, Türbeler, okullar… Şimdi birkaç taş kalıntısı var sadece…
Ağdam Cuma Cami (1868)Ağdam’da yeniden inşa çalışmaları da başlamış. Parklar, konutlar, okul ve hastaneler… 193 km uzunluğunda yol yapımı gerçekleşecek... Şehir merkezi ise demiryolu ve karayolu ile çevre illere bağlanacak. Barda-Ağdam-Hankendi arası demiryolu olacak. Karayoluyla da Fuzuli’ye… Orada da havalimanı var.
Şehrin tamamı yok edilmiş .Karabağ’ın yeni yerleşim alanları yeşil enerji konseptinde inşa ediliyor. Şehirde tramvay hattı da olacak. 2025 yılına kadar 520 hektarlık bir alanın inşaatı tamamlanacak.
"Kaçkınlar” dedikleri insanların geri dönüşlerini sordum. Belirttiklerine göre %95 oranında insanlar topraklarına dönmek istiyormuş. Bu sayının Ağdam’da 150 bine varabileceği tahmin ediliyor. Bu çok önemli çünkü insanların geri dönmesiyle kültür ve ekonomi canlanacak, Karabağ her yönüyle Azerbaycan’ın olacak.
Bakalım buradaki buluntular daha başka hangi gerçekleri gün yüzüne çıkaracak. Tarihi gerçekleri çarpıtarak Türkiye’yi suçlayanlar gelip Ağdam’ı görsünler diyorum!
Karabağ Futbol takımının işgalden önce maç yaptığı alan ve bir tribün yükseltisi. Harabe şehirde imar çalışmaları başlamış.