Avrasya'da yeni dengeler Türk Dünyasını da yeni bir iklime taşıyor!
Dün Kazakistan’da canlı yayınlara katıldım. İlk soru önceki gün Türkiye-Kazakistan arasındaki askeri işbirliği anlaşması oldu. Sadece moderatör değil diğer konuklar da bu başlığa dikkat çekiyordu.
Daha önce de askeri işbirliği konusunda anlaşmalar imzalanmıştı ancak farklı bir heyecanları vardı!
Çünkü bu kez farklı ve hassas koşullarda gerçekleşmişti bu anlaşma…
Öncelikle Ocak olaylarıyla birlikte çoğunluğu Rusya’ya ait olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü acil görev kuvvetleri yardım için çağrılmıştı. Hala bu kararın etkileri ülkede hissediliyor. Ve bu kararın ardından Türk Devletler Teşkilatı’nın askeri anlamda nasıl bir işbirliği mekanizmasına sahip olduğu Türk kamuoyunda tartışılmıştı!
Ve Ukrayna Savaşı başladı, Orta Asya’da yeni bir denge halinin işaretleri belirdi. Salgının ve iç karışıklıkların olumsuz etkileri daha atlatılamamışken bu kez de batının yaptırımları geldi.
Diğer önemli bir husus, Kazakistan, savaşta Rusya'yı açıkça eleştirmese de yanında yer almayı reddetti. Tarafsız bir duruş sergilemeye çalıştı. Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne vurgu yaptı ve Donbas’ı tanımayacağını açıkladı. Bir de savaş ikliminde daha fazla anlam yüklenen 9 Mayıs Zafer gününde bir program düzenlenmeme kararı aldı. Geçen yıl olduğu gibi…
Bu yönelim Rusya cephesinde eleştirilere konu oldu. Hatta Ermeni asıllı Tigran Keosayan gibi kimi yazarlar tehdit edici sözler sarf ettiler. Keosayan açıkça “Ukrayna'da olanlara dikkatli bakın…” dedi Kazakistan’a…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ukrayna'daki durumun egemenlik ve toprak bütünlüğü temelinde barışçıl şekilde çözülmesi konusundaki düşüncelerimiz örtüşüyor" dedi.
Bütün bunlar, Nur-Sultan'ın Ankara ile artıracağı ilişkileri Rusya ile artan riskli gidişatı dengelemek için hem bir motivasyon hem de imkan veriyor!
İşte böyle bir iklimde Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile Kazakistan Mühendislik şirketi arasında imzalanan mutabakat zaptı iki ülke için de bir ilk olma özelliği taşıyor. ANKA İnsansız Hava Aracı Kazakistan’da ortak üretilecek. Üstelik ortak üretimin yanı sıra bakım onarım süreçlerini de içeren teknoloji transferi konularında iş birliği gerçekleştirilecek. "Uzun vadeli bir yolculuk başladı" denilebilir...
Bu durumun neticelerini vermesi Kazakistan’ın güvenlik kaygılarına katkıda bulunmakla birlikte içeride de belirli bir kesimin eleştirilerini hafifletebilir.
En az bunun kadar önemli bir başka başlık “Orta Koridor” olarak da bilinen Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Güzergahının yüksek sesle ortaya konulmasıydı. Tokayev’in, bu hattın potansiyelini en üst düzeye çıkarmada iki ülkenin kararlı olduğunu söylemesi ulaşım, enerji ve tedarik zincirlerine etki edecek bir hedefi de beraberinde getiriyor.
Bir yandan aşağıda Karabağ’da Zengezur Koridoru konuşulurken, yukarıda Orta Koridorun işlevsel olması Hazar’dan Avrupa’ya uzanacak kritik bir güzergahı yeniden dünyanın gündemine getiriyor. Tabii bu adımı en olumsuz algılayan ülkelerin başında Rusya olacaktır. Zira bu rota Çin ile Avrupa arasında bir ticaret ve lojistik merkezi olma hedefini de öne çıkarıyor.
Tabii bu gelişmeler Rusya ve Çin cephesinde hassas bir şekilde irdelenecektir… Çünkü Kazakistan’ın güvenliğinde stratejik ve somut bir adım atan Türkiye’nin bu alanda varlığını hissettirmesi tüm Orta Asya açısından bir dalgalanma meydana getirebilir.