Tokayev'in çıkışı Putin'e aslında neyi hatırlattı?
Ukrayna’da süren savaşın Rusya’nın yakın ilişkide olduğu bölgelerde de etkileri olacağını yazıyorum bir süredir… Bunların önemli bir kısmı Türk dış politikasını da yakından ilgilendiriyor. Başlangıçtaki beklentilerin aksine savaşın giderek uzaması ve batı yaptırımlarının kısmi sonuçları, Avrasya Ekonomik Birliği üyesi ülkeleri daha olumsuz etkiliyor.
Örneğin ülkeye giren yurtdışı döviz transferleri… Dünya Bankası verilerine göre geçen yıl Özbekistan, havalelerinin %56'sını Rusya'dan aldı . Kırgızistan’da bu oran %82, Tacikistan için %76 ile çok daha yüksekti. Yine aynı verilere göre Özbekistan'a yapılan havalelerin %21, Tacikistan'a %22 ve Kırgızistan'a %32 düşeceğini tahmin ediliyor.
Bir başka sıkıntı Rusya’ya ait nakil hatlarını kullanarak akan Kazak petrolünün ya da diğer komşu ülkelerin tedarik zincirlerinde kendilerine alternatif güzergahlar bulma isteği…
Ve en önemlisi dünyayla bütünleşme (özellikle ekonomik) konusunda endişe duyan ülkelerin sayısının artması. Artık kendi güvenlik kaygıları söz konusu.
Bu bakımdan Ukrayna Savaşı başlarken Putin’in o meşhur konuşmasında altını çizdiği hususlardan biri olan Çarlık Rusya fotoğrafı ve “yakın çevre” ülkelere verdiği mesaj, gelinen noktada ülkeleri daha rasyonel, uzun vadeli ve çok yönlülük politikasına yöneltiyor.
Geçtiğimiz gün St. Petersburg’ta düzenlenen Uluslararası Ekonomik Forumu'nda konuşan Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev Rusya’dan ülkesine yönelik toprak iddialarını kast ederek bunlara artık bir son verilmesi gerektiğini ifade etti. Ve bu ifadeleri kullanırken Rusya Devlet Başkanı Putin de oradaydı. Tokayev, kendi kaderini tayin hakkı yerine ülkelerin toprak bütünlüğü ülkesini benimsediklerini de vurgulayarak (Tayvan, Kosova, Güney Osetya, Abhazya'da olduğu gibi) Lugansk ve Donetsk bölgelerini tanımayacaklarını açıkça belirtti.
Aslında daha önce de bu tartışmalar yaşanıyordu. Fakat şu anda bu görüşlerin Kazakistan tarafından seslendirilmesi hem ülke siyasetinde hem de Kazakistan-Rusya ilişkilerinde etkileri olabilir. Pek muhtemel ki Tokayev'in bu çıkışı, bir durum tespitinin ötesinde ülkesinin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne yönelik tehditleri son erdirmek için net bir hatırlatmaydı. Ve Putin, savaşın psikolojik güçlüklerini püskürtmeye çalışırken yakın çevre ülkelerinin mevcut durumu nasıl okuduklarıyla, gelecekten beklentileri ile yüzleşiyordu!
Bunun liderlik sahasına olumlu yansımaları olacaktır. Kazakistan birkaç gündür Tokayev'in bu sözlerini konuşuyor.
Buna karşın Rusya Devlet Duması BDT İşleri Komitesi Başkan Yardımcısı Konstantin Zatulin bir röportajda Tokayev’in bu konuşması için “Rusya'nın müttefikleri, kendileri için faydalı olduğunda onunla işbirliği yapmakla ilgileniyorlar, diğer durumlarda ülkemizi desteklemiyorlar.” sözlerini sarf etti. Tabii tehdit etmekten de geri durmadı. “Eğer dostluğumuz, işbirliğimiz ve ortaklığımız varsa, o zaman toprak meseleleri gündeme gelmez. Ve değilse, o zaman her şey mümkündür. Ukrayna örneğinde olduğu gibi.”
Zatulin’in burada kast ettiği, Rusya ile uzun sınırlara sahip olan Kazakistan’ın kuzey bölgesi… Kurucu Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in başkenti bu bölgeye yakın Astana’ya taşıma gerekçesinin arkasında da bahsedilen tehlike vardı.
Aslında Kazakistan savaşın başlamasından bu yana dengeli bir politika sürdürerek Rusya'nın tezlerine yakın durmamaya çalıştı. SSCB'den miras kalan Zafer kutlamasını bu yıl da gerçekleştirmeme kararı aldı. Bu arada Tokayev’in Türkiye ziyaretinin ardından iki ülke arasında SİHA ortak üretim anlaşması imzalandı. Tokayev birkaç gün önce de alfabedeki hataların giderilerek, Latin alfabesine geçişin önemini vurguladı.
Şimdi Kazakistan’ı ve Tokayev'in bu kritik çıkışlarını daha iyi izlemek gerekiyor. Son olarak şunu da belirtmek gerekir ki, Türkiye ve Türk dünyası ile çalışmaların bu yönde ilerletilmesi, yeni enerji/lojistik hatların devreye konulması, askeri işbirliğinin daha da pekiştirilmesi, savaşın ardından Orta Asya bozkırları için hayati bir öneme sahiptir.