Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İnsanlık tarihindeki önemli olgulardan biri de insanlığın hangi amaç ve duygularla bir araya geldiğidir. Temel bir yönetim faaliyetinin ortaya çıkışındaki zorunluluklar ya da bir siyasal düzene geçişte meydana getirilen sosyal sözleşme yüzyıllar içerisinde üzerine konularak pek çok araştırmaya konu olmuştur.

        İrili ufaklı gruplar, topluluklar, halklar ve nihai olarak millet olma aşamasına ulaşmış toplumlar kendilerini bir araya getiren sebep ve koşulların sürekli sınamasıyla karşı karşıyadır. Bu sebepledir ki; tarih birçoğunun mezarlığı ile örülüdür!

        Günümüzde de bu gerçeğin farkında olarak yapılacak tahliller neyin ve niçin içerisinde yer aldığımız sorusuna da cevap bulmamızı sağlayacaktır… Zira millet ile topluluğu, halk ile yığını ayırmadan günlük yaşantımızda dahil olduğumuz ve olacağımız örgüt veya gruplarda varlığımızın bir anlamı kalmayacaktır…

        Acaba gerçekten böyle mi?

        İnsanlar bir araya gelirken sürekli ve belirli bir değerler sisteminin etkisi ve yönlendirmesi altında mıdır?

        Gerektiğinde millet olma bilincine karşı bile insanları bir araya getirebilen bu temel saikler nelerdir?

        1978 yılındaki eserinde merhum Doç. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu “Kırk Harami Felsefesi”yle bu hususu açıklamaktadır.

        Bu çalışmada fertleri bir araya getiren unsurlar şu başlıklarda sıralanmaktadır:

        Birincisi fikir, inanç ve ülkü birliği… Bu temelde bir araya gelen grup ya da toplulukların uzun ömürlü, güçlü ve sağlam bünyeli olması beklenir. Çünkü şahıslar bu inanç ve ülkülerden değersizdir. Şahıslar geçici, bir araya getiren hedefler/idealler kalıcıdır. Böylesi birlikteliklerin günümüz maddecilik dayatmasında nerede durduğu da sorgulanmaya muhtaçtır maalesef…

        İkincisi düşman birliğidir. Aynı tehlikeye maruz kalan ya da aynı düşmandan korkan insanların aralarında başka hiçbir bağ olmadan en azından bu tehlike geçene kadar bir araya gelmesidir. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” anlayışı da böyledir. Siyasi partiler ve hatta devletler de zaman zaman bu tarz birliktelikleri kurabilmektedir. Bugün de Türk siyasetinde var olan renklerden biridir aslında.

        İnsanları bir araya getiren üçüncü birlik türü de menfaat ya da çıkar birliğidir. Pek muhtemel ki en kolay oluşturulan birlik türüdür. Hayatın her alanında karşılaşılan bu birleşmeler artık her türlü değerin üzerinde ve ötesinde kenetlenme unsurları taşımaktadır. Çete reisi, muavini ve çete mensuplarından bahseder Hacıeminoğlu… Örneğin talan bittiğinde ortaklık bozulur ta ki yeni bir talana kadar. Hatta yeri geldiğinde birbirlerinin da sonu olabilirler. Milli, ahlaki ve insani değerler yerine şahısların çıkarları ve geleceği esastır bu yapıda… Zaman zaman ulvi kavramlarla görünür olduklarına bakmayın işin özü yine o şahsi çıkarların tecellisinden ibarettir.

        İşte bu şekilde birleşip bir grup ya da topluluğa dönüştüren felsefeye de “Kırk Haramiler Felsefesi” denir.

        Bu yolun sonu onlar için hep aydınlık mı derseniz bence yaşadıkları toplumdan bir diğerine değişebilmek potansiyeli bulunmaktadır.

        Diğer Yazılar