Peki Tayvan'da şimdi neler olabilir?
Gidecek mi gitmeyecek mi diye merak edilen o kritik soru dün akşam cevabını buldu ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Malezya’dan kalkan uçağı dün akşam saatlerinde Tayvan’a iniş yaptı. Aynı saatlerde şehrin merkezindeki ışıklandırma ile “Hoş geldin Pelosi”, "Birlikte Dünya Düzenini Korumak", " ABD-Tayvan Dostluğu Sonsuza Kadar Sürer" yazıları vardı.
Bu konudaki ilk değerlendirmemi geçtiğimiz gün ortaya koymuştum. Büyük ölçüde öngörülen şekilde ilerleyen bir süreç…
Ancak bununla birlikte Pelosi’nin uçağı havalandığı esnada sekiz ABD askeri uçağının Pelosi’ye eşlik etmek üzere Güney’e doğru havalandığı bilgisi kamuoyuna yansıdı.
Çin hükümeti gerginliği artıran karşı hamleleri birkaç aşamada gerçekleştirdi. Önce diplomatik alanda uyarılar yapıldı. Ardından askeri hareketlilik yaşandı. Özellikle Çin savaş uçaklarının Tayvan Boğazı üzerinde yaptığı uçuşlar, sivil uçuşlar dışında inişlerin kapatılması ve Tayvan adasının doğusunda/güneyinde konuşlanan uçak gemileri oldukça ciddi adımlardı. ABD’nin gezisinden bir gün önce Çin Halk Kurtuluş Ordusu 95. doğum günü kutlamalarını yapmış olması da önemli bir tesadüftü!
Ayrıca ABD’nin bu adımına karşı Tayvan halkının da tepkisini yükseltmeye yönelik bir takım ekonomik mesajlar verildi. Çin hükümeti, Tayvan'dan çay, kahve, bal gibi 58 gıda kategorisindeki ithalatını geçici olarak askıya aldı. Bu kısıtlama kararından 100'den fazla şirket etkilendi. Yine Tayvan’da bir grup sivil toplum örgütü üyesi Pelosi ziyaretini protesto etti ve Çin ile sorunlarda ABD’yi araya sokmama çağrısında bulundu. Bir grup ise Pelosi'nin Tayvan’ı desteklemek için Temsilciler Meclisi'nden Tayvan bağımsızlığını tanıma kararına öncülük edebilecekken neden bu gezi ile gerginliği artırdığını soruyor.
Doğrusu bunun bir alt test niteliği taşıdığını ve Tayvan’ın genelinde ABD’nin verdiği bu desteğin de sempati uyandıracağını ileri sürmek zor değil.
Aslında geriye bakıldığında bundan 25 yıl önce 2 Nisan 1997'de o dönem ki ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gingrich 23 kişilik bir heyetle Tayvan’ı ziyaret etmişti. O ziyaret bugünkü kadar tepki görmemişti Çin tarafından…ABD’deki öncü gazetelerin haberine göre Tayvan’a müdahale konusunda Çin tarafı uyarılmış, karşılığında da “öyle bir hedefimiz yok” açıklamasıyla ortam durulmuştu.
Bu kez koşullar çok farklı…
“Pelosi'nin ziyaretinin tüm sonuçlarına Biden yönetiminin katlanması gerektiği" uyarısında bulunan Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’e cevap mevkidaşı Blinken’den geldi ve "Pelosi’nin kendi bireysel kararıdır.” açıklaması yapıldı.
Çin’in tepkisi ve mesajı sadece ABD’ye değil…Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin bu ziyaretten yola çıkarak devam ettirmelerine izin verilmeyeceği de ifade edildi. Yani Pekin bu gezinin bireysel bir karar olamayacağı ve aksine “tek Çin” politikasının delinmesi için bir araç olduğu görüşünde..
Bugün itibariyle Tayvan'daki ihtimaller şu şekilde ifade edilebilir.
Öncelikle çok tehlikeli bir yola girilmiş gözüküyor. Zira ABD-Çin ilişkileri öngörülebilirliğini büyük ölçüde kaybediyor. Burada iki büyük etmen öne çıkarılabilir. Birincisi Ukrayna Savaşıyla birlikte Asya-Pasifik’te mevzilenme kurgusu ikincisi de ABD'de artık görünür hale gelen iktidar/otorite boşluğu... Ara seçimler ve 2024 seçimleri yaklaşırken Biden’ın ve Demokratların pozisyonu da ABD içerisinde beklenen rasyonaliteyi kısıtlayabilir.
Şu an için askeri çatışma ihtimali hala düşük gözükse de bu gerginliğin artık tamamen ortadan kaldırılması mümkün değil. Adeta cin şişeden çıkarıldı!
Nitekim Pelosi bu ziyareti gerçekleştirme kararı alırken zaten gerginlik yükselecekse bari geri adım atılmış olmaması için Çin tarafının bir tür teste tabi tutulduğunu söyleyebiliriz. Bu aşamada her iki taraf da karşılıklı adımlara göre kartlarını masaya koyma yolunu tercih ediyor. Yine de kabul etmek gerekir ki ABD içerisinde de Nisan’da olduğu gibi bu ziyaretin pas geçileceği görüşü az değildi.
Çin cephesinde bu aşamada yaşanabilecek yönelim Tayvan üzerindeki egemenlik hak ve iddiasını güçlendirmeye çalışmak olacaktır. Tayvan ordusunun kontrol ettiği kıyı hattı ve hava sahasını delecek şekilde uçak filoları göndermek ve bir daha benzer ziyaretler olmamasını engellemek bu çalışmanın ilk hamlesi olabilir.
Ve tabii bu aşamadan sonra Rusya-Çin ilişkilerindeki söylem alanına ve Ukrayna cephesindeki hareketliliğe bakmak bir zorunluluk haline gelecektir.