Altay ve Sergen, Terim'e çalıştı!
Beşiktaş bu sezon ilk defa darmadağın bir oyun oynadığı derbiye stresli ve gergin çıkmıştı. Beşiktaşlı dostlarım da en çok bu maçtan çekindiklerini söylüyorlardı.
Oysa F.Bahçe; Emre Belözoğlu müdahaleli kadrosu ile maça çıkmıştı. İrfan ve özür dilemeyen ama affedilen (!) Caner'in ve Samatta'nın 11'de olması Belözoğlu'nun kararlarıydı. Erol Bulut, Trabzonspor maçından bu yana 'yardımcı eleman.'
İrfan-Gustavo'lu orta ikili önlerinde Pelkas varken beklenen oyun 'pas oyunu'dur. Ama ne Nazım ne de özellikle Caner, pas oyununa yatkın isimler değiller.
Caner zaten aldığı her ama her topu kendi doğrusunda ileri oynuyor, muhtemelen isabetsiz pas istatistiğinde liderdir.
Osayi ve Enner de koşucu oyuncular olduğundan F.Bahçe devekuşu gibi deve mi kuş mu belli olmayan bir 11 ile sahadaydı, pasçılar ve pasla alakası olmayan koşucular.
Bu kadro, ne yaptığını bilmesi gereken, mükemmel oynayan Aboubakar'ın taşıyıcılığında önde çoğalmayı başarabilen Beşiktaş'a karşı hiç bir şey yapamazdı ama Beşiktaş da 'o günleri'nden uzaktı. Devre, kör dövüşü orta alan mücadelesi şeklinde geçti.
2. yarının başında Vida, klasik gollerinden birini daha attı Fener'e. Ondan sonra F.Bahçe'de oyun namına hiç bir şey kalmadı.
Caner kendi başına free style dedikleri tarzda topu alıp ceza alanına top şişirmeye başladı. Bu sırada Ljaic-Mensah değişikliği ile orta alanı biraz daha kuvvetli tutmayı düşünse de bu oyuncu takımını eksik bıraktı.
Yine de maçın adamı Abou, Altay'ı geçebilse iş bitmişti. Ghezzal golü düşünse - hayal etse 2 kere gol atardı. Bu laubaliliğe kenarda uyuyan Sergen Yalçın eşlik etti.
Çünkü Sosa dahli ile pas bağlantısını, Ozan ile tempoyu canlandıran Erol Bulut hamleleri biraz da psikojik olarak çekilen Beşiktaş'ı iyice edilgen hale soktu. Lakin, Fenerbahçe'nin yine bir hücum planı olmadığı gibi, anlamsız ve manasız bilmemkaçıncı kez Ferdi değişikliği ile Fener de bir kişi eksildi.
Oyun, tamamen boşta akan ve aldığı her topu ceza sahasına gönderen, böylelikle tüm toplar rakip tarafından karşılansa bile rakibi geri gömen Caner ortalarına bağlandı.
78-80 gibi misal Necip ya da Dorukhan oyuna alınıp sadece "Caner'i getirtme" dese Sergen Yalçın, başka hiç bir planı olmayan Fenerbahçe'yi rahatlıkla felce sokardı. Ama o da uyudu.
Caner, boşta gelip gelip orta yaptıkça Beşiktaş gömüldü, Yalçın sadece Ghezzal'a "gel buraya Caner'i tut" diye seslendi.
Oysa Ghezzal doğrusunu yapıp ortaya attı kendini ve pas bağlantısı ile takımını çıkarmaya çalıştı. Sergen Yalçın'ın geç kalmasına rağmen gol, Ozan'ın bireysel becerisiyle geldi. Aynı Ozan, ikiyi de atıyordu.
Bu çocuk, Emre Abi'sinin adamı olan Mert Hakan'a ya da yeni transfer İrfan'a kurban edilemez. Beşiktaş'a 3. golü. G.Saray'a da golü attı VAR ofsayt uydurdu.
Bundan sonra denenir mi bilmem ama Ozan'ı santrafor oynatırdım ben olsam. Samatta - Cisse'den kesin iyidir.
Bu sonuç, F.Bahçe'yi mutlu etmez. Erol Bulut'a bir süre kazandırır. Golcüsü ve gol atma planı olmayan bir takım olan F.Bahçe daha da fazla ilerleyemez zaten.
Beşiktaş ise "ŞAMPİ..." derdi eğer kazansaydı. Sergen Yalçın'ın 60'lardan itibaren gerileyen takımına müdahalesindeki eksiklik, 75 itibariyle Caner'den başka planı olmayan F.Bahçe'yi engelleyecek tek bir değişikliği yapamaması sadece Fatih Terim'e ve Galatasaray'a yaradı. Altay skoru tuttu, Sergen Yalçın uyudu, en çok sevinen Terim oldu.