Pes doğrusu: Zarrab davası savcılarına ve FBI ajanlarına ödül veriyorlar
Uzun zamandır Washington’un gerçek güç merkezi olduğunu söylediğim Foundation for Development of Democracy'nin (FDD) gerçek yüzünü anlattım. Neokon-evanjelist işbirliğinin merkezi gibi çalışan bu kuruluş dün öyle bir şey yaptı ki, bir kesimin Türkiye'ye karşı kötü niyetlerinin ve önyargılarının belgesi ortaya çıkmış gibi oldu sonunda.
Yönetim içindeki Türkiye karşıtı önemli isimlerle direkt bağlantısı olan ve çoğunu da kendi içinden çıkarmış olan FDD, 28 Ağustos’ta Hakan Atilla davasında görev almış savcı ve FBI ajanlarına kurumun prestijli ödülü olan Alberto Nisman ödülünü verecek. Toplantıda ayrıca savcı ve FBI ajanları da bir konuşma yapacaklar.
28 Ağustos’taki toplantıda Amerika’nın Birleşmiş Milletler temsilcisi Nikki Haley ve Dışişleri Bakanı Pompeo’nun kıdemli politika danışmanı ve politika planlama biriminin direktörü Brian Hook da bulunacak.
Hakan Atilla davası gibi Türkiye’ye yönelik tüm kötü niyetli komploların ortaya döküldüğü kirli bir davaya Washington’daki yönetime çok yakın bir kuruluşun bu kadar sahip çıkması ve komployu kuranları ödüllendirmesi şaşırttı insanları. Neokon-evanjelist çevrelerin örgütü olan FDD’nin kötü niyetini ortaya koyan ve makul düşünmeye çalışan insanlara “Pes doğrusu” dedirten bir gelişme oldu bu.
(Bu arada Hakan Atilla’dan bir mesaj geldi bunu da yarın detaylı yazacağım)
WASHINGTON’DAKİ DİĞER GELİŞMELER
1- Amerikan tarafı Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ile görüşme talebinin Büyükelçi Serdar Kılıç’tan geldiğini söyleseler de görüşmenin nasıl oluştuğu net değil. Benim kaynaklarım Beyaz Saray’ın bu görüşme için ikinci elden feeler (bir görüşme için önceden hava yoklaması) yaptıklarını söylüyorlar. Görüşme sürecini kim başlattıysa sonuçta son derece olumlu bir gelişme olduğu konusunda hemfikir Washington’daki Türkiye ile ilgili Amerikan birimleri.
Beyaz Saray’da gerçekleşen görüşmenin içeriği hakkında bilgi sahibi olanlara göre bu yüzyüze temasta iki taraf da konular hakkında bilindik ve daha önce söylenmiş tavırlarını masaya koydular. Yeni bir fikir ortaya atılmadı ama bilinen tavırlar karşılıklı teyit edildi.
Konu hakkında görüşlerine başvurduğum bir kaynak “Amerikan tarafı zaten bu ilk görüşmede hemen somut bir sonuç alnmasını beklemiyordu. Bizim açımızdan burada önemli olan bir süredir gerçekten tıkanmış gibi gözüken diyalog süreçlerinin bu şekilde yönetimin en üst seviyesinden açılmış olmasıdır. Türk tarafının da aynı şekilde düşünüyor olduğunu umuyoruz” dedi.
Konuştuğum başka kaynaklar da “Aylardır Türkiye konusunda aktif olmayan Beyaz Saray bu son günlerde işleri birimlerin elinden alıp kendisi yönlendirmeye başladı gibi. Bu nedenle pazartesi günü Trump’ın en yakınındaki ismin Türkiye elçisi ile görüşmesi hem tüm birimlere verilmiş bir işaret hem de diyalog yollarının tekrardan en üstten açılmasıdır” dediler.
Bu arada Türkiye ile ilgili “güzel” haberlerin gelmemesinin Başkan Trump’ı sabırsızlaştırdığı da Washington’da söyleniyor.
Washington’daki beklenti bu tür görüşmelerin arkasının da geleceği yolunda.
F-35’TE GÖZLER MATTIS'TE
2- Kongre zaten Başkan Trump F-35’ler ile ilgili maddeyi ayrıca veto edemesin veya değiştirme isteyemesin diye savunma bütçesinin içine koymuştu. Bu yüzden Trump’ın savunma bütçesini onaylaması sürpriz değil. Bu, onun F-35’ler konusunda Türkiye’ye karşı bir tavır aldığı anlamına gelmiyor. Sadece ABD’nin acil ihtiyacı olan bir bütçeyi onayladı.
Bunun onaylanmış olmasına rağmen F-35’ler konusunda Türkiye’ye bir engel henüz getirilmiş değil. Şöyle ki; Kongre’nin bu konuda bir karar vermesi için Savunma Bakanlığı’ndan üç ay içinde bir Türkiye raporu vermesi istendi. Türk-ABD ilişkisinin durumu üzerine olacak bu raporun içeriğine göre F-35’ler ile ilgili karar verilecek.
Savunma Bakanı Mattis, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılmasına tamamen karşı ve bunu da 7 Temmuz’da Kongre’ye yazdığı mektupta net ve açık bir şekilde söyledi. Türkiye’nin programdan çıkarılması durumunda F-35’lerin üretiminde çok ciddi problemlerin yaşanacağını, programın 2 yıl gecikme yaşayabileceğini ve fiyatların da artacağını düşünüyor Mattis.
GENERALLERİN TÜRKİYE TARTIŞMASI
Bu yüzden Mattis’in sunacağı raporun Türkiye aleyhine olmaması ihtimali var. Ancak Pentagon’un üst düzey generalleri arasındaki Türkiye tartışması hala daha sürüyor. YPG yanlısı CENTCOM generalleri Türkiye yanlısı generallere karşı bastırmayı sürdürüyorlar. Mattis bu dengeleri de gözeterek raporunu yazmak zorunda kalacağından nihai sonuç önümüzdeki günlerde iki ülke arası ilişkinin alacağı yola bağlı olacak.
SAVUNMA TOP 100'DEKİ TÜRKİYE
Defense News’un hazırladığı savunma sanayisi top 100 listesinde 4 Türk şirketi de yer aldı. ASELSAN listeye 55’inci sıradan, Türk Havacılık Kurumu 64’üncü sıradan, Roketsan ise 96’ncı sıradan girdi. Ayrıca Savunma Teknolojileri Mühendisik ve Ticaret adlı kuruluş da 97’nci sırada yerini aldı. Bu, Başkan Erdoğan’ın vurgusunu yaptığı Türk savunma sanayisinin önemli bir başarısı ve atağı olarak görülüyor Washington’da.