Ekonomide ve ilişkilerde dengelenme dönemi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın New York’tan ayrılmadan önce katıldığı Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK) toplantısında yaptığı konuşmanın metni bence basılıp Türkiye’de dağıtılmalı ve üzerinde ciddi tartışılmalı.
Ben Türkiye ekonomisinin bugünkü durumu ve yakın gelecek beklentileri üzerine böylesine net ve derinliği olan başka bir analiz daha önce duymadım.
Cumhurbaşkanı, gelinen noktanın net ve gerçekçi bir resmini çekerken neden buraya gelindiğini anlatan dünya konjonktürünü de ele alarak rakamlarla desteklediği bir konuşma yaptı.
DENGELENME DÖNEMİ
Bence hepinmizin bu kafa netliğine ihtiyacımız var.
Erdoğan konuşmasında ‘dengelenme dönemi’ kavramını kullandı.
Anladığım kadarıyla ‘dengelenme dönemi’ kavramının temelinde siyasi ilşkilerin neden bozulduğuna da ekonomik dengesizliklerin nedenine de tamamen gerçekçi bakma yöntemi var.
SORUNLARIN ÜZERİNE GERÇEKÇİ GİTMEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önce konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın konuşmasında da ben bu gerçekçi yaklaşımı gördüm. Zaten daha önce açıklanmış olan Türkiye’nin yeni ekonomik planının temelinde de sorunların gerçekçi tespiti ve gerçekçi yapılabilir hedefler koyma yaklaşımı vardı.
Ekonomide sorunların gerçekçi tespiti ve gerçekçi hedefler konulması ve bu doğrultuda hızlı ve koordineli hareket edilmesi sorunların kısa vadede aşılmasının garantisidir. Türkiye yeni yönetim sistemi sayesinde dünyada en hızlı en koordineli politika uygulama becerisine sahip olan ülkedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kriz konuşmlarına hiç rağabet edilmemesini söyledi, bunun Türkiye ekonomisinde bir dengelenme dönemi olduğunu ve nereye gidildiğinin yönetim tarafından çok net görüldüğünü anlattı.
GECENİN ÖZETİ
Cumhurbaşkanı havalimanına gitmek için ayrıldıktan sonra, varolan sorunların gerçekçi tespitini yapmış, gerçekçi hedefler koymuş ve iş alemi ile serbest ekonomi düzeni içinde çalışmaya hazır olan bir yönetimin Türkiye’nin başında olduğu yorumları yapılıyordu salonda.
Erdoğan konuşmasında Amerika’nın dünya ticaretine verdiği zararı da detaylı anlattı. Bunun sürdürülemez olduğunu ve bu yaklaşımın sonuç itibariyle bir 'KAYBET-KAYBET' durumu doğuran yani kazananı olmayan bir model olduğunu belirtti.
TÜRKİYE'NİN İSTEDİĞİ 'KAZAN-KAZAN' OLMASI
Türkiye’nin ise hem Amerika’ya hem de diğer ülkelere ekonomik ilşkilerde 'KAZAN-KAZAN' sonucu doğuracak bir modele geçilmesini istediğini anlattığını ve Türkiye’nin yönetim sistemiyle, ekonomik yapısıyla bu global KAZAN-KAZAN modelini uygulamaya hazır olduğunu da belirtti. Bu bağlamda Türkiye’nin şu anda yatırmcılar açısından çok uygun yapıda olduğunu vurguladı. Şu anda Türkiye’ye yatırım yapıldığında bunun kaybedeninin olmayacağı kesindi.
Anlayacağınız Türkiye’nin yönetimi ne ekonomk sorunlarda ne de ABD ile ilişkide yaşanan sorunlarda aşılamayacak durumlar olduğunu düşünmüyor. Yeter ki bunları aşmak için gereken irade ortaya konsun ve gerçekçi iyi niyetli yaklaşılsın.
ABD'NİN TAVRINDA DEĞİŞİM SİNYALLERİ
Türkiye’nin bu önemli duruşunun verdiği mesajın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın burada kurmuş olduğu ikili ilişkiler bağlamındaki her ülke tarafından net anlaşıldığını düşünüyorum. Amerika’nın bile bunu anlamaya başladığı söylenebilir. İki lider başbaşa konuşmuş olmasalar bile, daha önce tahmin etmiş olduğum gibi, tesadüfen gibi gösterilen buluşmalarında iki ülkenin artık "Ortak sorunları birlikte çözmeye hazırız" mesajını verdiler. Benim duyduğuma göre o tesadüfmüş gibi gösterilen buluşmanın Amerikan yönetimi içinden de bir grubun önceden çok istediği ve bunun için çalıştığı yolundadır.
Türkiye’ni kontrolü hiç elden bırakmadığı önceden tahmin edilmeyen bir sürprizin olmadığı ve sonuçta başarılı geçen bir New York gezisi oldu bu.
Burada atılan adımların olumlu sonucunun çok yakında görülmeye başlanacağını tahmin ediyorum.