Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amerikan ara seçimi sürprizler getirmedi ama kendisini dünyanın süper gücü, en büyüğü olarak gören bir toplumun ne kadar da kaygılarının, korkularının eline teslim olduğunu ve ne kadar da derinden bölünmüş durumda olduğunu gösterdi.

        Trump’ın götürdüğü ve faşizan şoven duygularla sürekli flört halindeki duyguların, devlet geleneklerinin partisi olan ve bu yüzden G.O.P (Grand Old Party) diye adlandırılan Cumhuriyetçi Parti’ye nasıl tamamen hakim olduğu ortaya çıktı.

        Temsilciler Meclisi'ni kaybetmiş olmalarına rağmen onlar siyasi söylemi belirlemeye, resmi ideolojiyi saptamaya, devleti daha sağa çekmeye çalışmaya devam edecekler.

        Trump kampanya sürecinde hangi bölgeye müdahale ettiyse oradaki Cumhuriyetçi adayın kazanmasını sağladı. Bu yüzden Cumhuriyetçi Parti artık resmen Trump’ın partisi haline dönüştü. Parti içindeki geleneksel devlet ilkelerine bağlı kesim silindi.

        KADINLARIN ZAFERİ

        Demokrasiden, liberal değerlerden, çeşitlilikten yana insanların partisi de artık net olarak sadece Demokrat Parti.

        Demokrat Parti de kadınların hakimiyetine girmiş durumda. Aslında son seçimin gerçek galibinin kadınlar olduğu da söylenebilir.

        Bazı bölgelerde sadece kadınlar yarıştı. Cumhuriyetçi Parti bile bu kadın egemenliği furyasının dışında kalmamak için kadın aday çıkarmaya özen göstermişti. Demokrat Parti'de, büyük şehirlerin banliyölerindeki kadınların,hakimiyeti hem seçmen olarak hem de yeni nesil politikacılar olarak ele geçirdiklerini söylemek mümkün.

        BANLİYÖLERDEKİ KADINLAR

        Toplumun derininde var olan tüm siyasal, sosyal endişenin en net hissedildiği, en güçlü yaşandığı bölgeler büyük şehirlerin banliyölerindeki orta sınıflardı. Bu bölgelerdeki kadınlar endişelerden kurtulmanın yönetimini ele aldılar ve seçime damgalarını vurdular. Eğer bu krizden demokrat bir çıkış yolu arayışındalarsa Demokrat Parti'ye, yok bu endişeleri kullanarak iktidar arayışındalarsa Cumhuriyetçi Parti'ye yöneldiler.

        Bundan sonra Demokrat Parti'nin gelecek başkanlık seçiminde Trump’a karşı kendi içinden Bernie Sanders ekolünden bir solcu kadın aday çıkarması beklenmeli.

        Temsililer Meclisi'nde demokratların lideri olan Nancy Pelosi eğer bu görevi sürdürürse yeni başkanlık seçimine giderken partisini yönlendirecek.

        Nancy Pelosi
        Nancy Pelosi

        Cumhuriyetçi Parti artık 'Trump Partisi' olduğundan erkek egemen beyaz ideolojinin partisi. İçinde yükselişte olan kadınlar da bu ideolojiyi savunabiliyorlar. Demokrat Parti içinde zenci ve hispanik kadınlar bundan sonra çok aktif olacaklar ve siyasete damga vurmaya çalışacaklar. Bunun bir örneğini görmek için Georgia Eyaletini izlemek gerekebilecek.

        Sonuç olarak ara seçimde Demokratlar'ın rengi olan mavinin büyük bir dalgayla geleceği sanılıyordu ama gelen sadece küçük bir dalga oldu. Beklenen tsunami olmadı. Trump biraz yara almış olabilir ama onun ideolojisinin toplumda egemen olmaya başladığını görüyoruz.

        SİYASİ İÇ SAVAŞ

        Amerikan toplumu hiç alışık olmadığı kadar bölünmüş durumda. Bununla nasıl başa çıkacağı da bilinmiyor. Şimdi Demokrat Parti Temsilciler Meclisi'ndeki tüm kritik komisyonların başkanlığını aldı. Ve bunlarda Trump’ı sert biçimde engelleme savaşı başlatacaklar. Bu nedenle dünden itibaren Amerika’da siyasi bir iç savaşın başlamış olduğunu söylemek de mümkün. Söylemler daha da sertleşecek artan kadın etkinliğine rağmen bu yaşanacak ve 2020’deki başkanlık seçimi çok sert ve enteresan olacak. Trump yine çok güçlü bir başkan adayı kesin olacak ve karşısına çıkacak rakibini yıpratmak için elinden gelen her standart dışı işi yapacak.

        Özetle Amerikan iç siyaseti bundan böyle çok daha eğlenceli haberlere açık olacak.

        Diğer Yazılar