Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birçok ödül kazanmış ciddi bir haber saati olan NBC kanalının nbcnews sitesinde Trump’ın Gülen’in iade edilmesi veya en azından başka bir ülkeye gönderilmesi yollarının araştırılmasını istediği haberi çıkınca bu doğal olarak bizler arasında heyecan ve "Acaba bir büyük haber mi atladık?" korkusu yarattı.

        Haberi defalarca özel dikkatle okuduktan sonra kaynaklarımı aramaya başladım.

        Sonunda anlaşıldı ki, evet geçen ay yani ekim ayının ortalarında Başkan Trump konunun araştırılmasını ilgili birimlerden istemiş.

        Burada önemli olan geçen aya yapılan vurgu zaten haberin girişinde olan bitenin ekim ayında yaşandığı açıkça belirtiliyor.

        Bu tür konuların uzmanı olan kaynağım bana bu zamanlama vurgusunun önemli olduğunu çünkü geçen ay yaşananların şu an geçerli olmadığını söyledi.

        Yani yaşananları geçen ayın koşullarına bakarak o günlerin gelişmelerine oturtarak anlamak gerekiyor.

         Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman
        Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman

        NELER YAŞANDI?

        Şöyle ki;

        -Tüm Ortadoğu politikasını ve dış politikasının en hassas meselelerinin çözümünü Muhammed bin Selman ile kurulmuş ortaklık ilişkisine bağlamış olan Amerikan yönetimi Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayının Selman’a bağlanmasından çok panikledi. Çünkü bu İsrail ile Suudi Arabistan arasında ABD aracılığıyla kurulmuş olan stratejinin tamamen çökmesi anlamına gelecekti.

        -O günlerde Washington’da Türkiye’nin bu sonucu zorlayacak bazı kanıtlara sahip olduğu varsayımı üzerine hareket ediliyordu.

        -Yine bu nedenle CIA Başkanı Gina Haspel bir gecede Ankara’ya, Dışişleri Bakanı Pompeo da Selman ile görüşmek üzere Suudi Arabistan’a gönderildi. Haspel’e eldeki teybin bazı bölümleri dinletildi. Pompeo da Selman ile görüştükten sonra ABD’ye dönmeden önce Ankara’ya uğradı devletin üst yönetimi ile konuştu.

        -Bütün bu trafikten sonra Washington’da Türkiye eğer isterse ABD Ortadoğu planlarına büyük darbe vurabilir korkusu oluşmuş bana şimdi anlatılanlara göre.

        -Bu arada Amerikan yönetimi Kaşıkçı olayının Selman’a bulaştırılmadan kapatılmasına karar vermiş. Bu bağlamda Türkiye’yi de tatmin edici en azından daha fazla kızdırmayacak adımlar atılmasının da yararlı olacağına ekim ayı içinde karar verilmiş.

        -Yönetimin bu kararının altında bir varsayım da varmış. Edinilen izlenime göre Türkiye’nin bu işi tırmandırmayacağı ve olayın ABD'nin istediği biçimde sonuçlandırılmasına yardımcı olacağı düşünülüyormuş ekim ayı içinde Washington’da.

        -Trump, Gülen meselesinin araştırılmasını işte bu bağlamda istemiş. Bunu doğal olarak Türkiye’yi memnun edecek bir adım olarak düşünüyormuş.

        BUGÜN GELİNEN NOKTA

        Bana buradaki Amerikan kaynaklarının anlattığına göre bunlar söylenirken daima ekim ayı koşulları vurgusu yapılıyor. Bugün gelinen noktada ise yönetim artık Türkiye’nin meseleyi Selman’a kesin bağlayacak kanıt çıkartmayacağına inanmış durumda. Bu yüzden Washington’un Suudi Arabistan’daki birimleri, suçlu olarak gösterilen kişilerin idam edilmeleriyle bu işin Selman’a bulaştırılmadan kapatılacağını düşünüyor.

        ***

        Pazarları mizah yazısı

        Neredeyse 30 yıl önce yine Washington’dan yazdığım bir haberin altına bunun gibi bir not koyarak mizah yazılarına başlayacağım mesajın okuyucuya vermiştim. O gün bunu başarıp başaramayacağım bilinmiyordu. Bir başladım ve hiç durmadım uzun süre.

        Sonra baktık ki ben sadece bir mizah yazarıyım

        Sadece derken küçümsediğimi filan sanmayın ben bununla övünüyorum.

        Mesleğin ne diye soran olursa da mizah yazarıyım diye hala cevap veriyorum.

        Bakmayın kader mahkumları gibi burada dış politika, ulusal güvenlik konuları, ABD yönetimi gibi temelde son derce iç karartıcı şeylerle uğraştığıma.

        Bütün bunlar benim için geçici şeyler asıl olan, kalıcı olan mizahtır benim için.

        Mizahta kendime özgü biraz uçuk soyut olan bir üslubum da var. Alışılması zor olan ama alışıldığında da kolay bırakılamayan bir yazı türüdür o.

        Dediğim gibi hayatın zorlamaları nedeniyle uzun amandır yapamıyorum mizahı. Ama şimdi en azından pazar günleri özel bir logosuyla mizah yazıları yazmanın zamanı sonunda geldi diye düşünüyorum.

        Zaman geldi derken okuyucuyu kastetmiyorum mizah okuru zaten uzun zamandır bana "Ne zaman başlayacaksın?" diye soruyordu.

        Zamanlama doğru derken kendi açımdan söyledim bunu. Çünkü biraz daha ciddi konular içinde boğulursam bu defa ciddi biçimde tımarhanelik deli olacağıma karar verdim. "Zaten öylesin kokmana gerek yok" diyenlere de hayır diyecek halim yok.

        Kendimi mutlu ederken bu arada okuyanı da belki mutlu etmeye çalışacağım günler olarak pazarı seçtik. Bundan böyle pazar gümleri mizah günüm olacak.

        Diğer Yazılar