Hafta sonuna birkaç başarı hikayesi
Yaşadığımız onca sosyal travmadan sonra toplum olarak düşük düzeyde sert bir moral bozukluğu kısır döngüsüne sıkışıp kalmış durumdayız.
Ekonomik olsun, sosyal olsun bir takım krizlerin varlığından bahsediliyor ya, aslında bunların çoğunun bilimsel gerçek temeli yok. Çoğu psikolojik çıkamamazlık algısından, duygusundan kaynaklanıyor olabilir.
Kısır döngüden çıkabileceğimize kendimizi inandırabilsek ortada kriz filan kalmayacak kısa sürede.
Başkan Erdoğan kurlardaki oynamanın temelinde psikolojik bir savaşın yattığını söyledi ve kamuoyu bunu görmeye başlayınca da sonucun şu anda ne olduğunu hepimiz görüyoruz.
Bu tavrı hayatımızın her alanına yayarsak toplum olarak hem sosyal psikolojimiz güçlenir ve var olduğuna inandığımız zorlukları da rahat aşarız.
Bunu görmenin önemine gerçekten inandığımdan hayata bakışlarıyla, tavırlarıyla bu işe girişen insanlara çok değer veriyorum.
Bu hafta sonu bu yüzden psikolojik kısır döngünün en ağır yaşanmakta olduğu İstanbul’dan çok özel iki hayat tavrı hakkında yazacağım. Washington'dan yazılacak çok şey var ama onlar bekleyebilir. Bu kısır döngüden çıkabilmemiz bizim ulusal güvelik sorunlarımızla da ilgili çünkü.
PROF. DR. ALİ RIZA KURAL'IN KONSERİ
Ali Rıza Kural benim hayran olduğum bir doktordur. Meslek üstünlüğü dünyaca kabul edildiğinden Dünya Üroloji Derneği’nin de başında şu anda. Amerika’daki tıp aleminin ondan nasıl bahsettiğini ve ismi geçince nasıl saygıyla konuştuklarını bildiğimden, duyduklarımın beni Türk olmaktan nasıl gururlandırdığını hep hissettiğimden, bilimsel başarılarından zamanı geldiğinde hep bahsetmeyi okuyucuya karşı sorumluluğumun çerçevesinde görmüşümdür.
Hoca bunun dışında müthiş bir Klasik Türk Müziği sanatçısı.
Prof. Dr. Ali Rıza KuralHer gün insan hayatına kritik müdahaleler yapan, çok önemli bir global tıp derneğinin işleriyle de uğraşan hoca müzik çalışmalarına nasıl vakit bulabiliyor bunu anlamakta hep zorlanmışımdır. Ama o ameliyat masasının başına geçtiğinde nasıl sakinleşiyorsa bu iki zor işi bir arada başarmayı da son derce sakin bir tavırla götürüyor.
2 Aralık ve 23 Aralık'ta iki konserde hoca misafir solist olacak. Bunun dışında 16 Mart'ta da Bodrum'da solo bir konser verecek. Konserler hocanın Türk musikisine başlayışının 50’nci yılana denk geliyor.
Bodrum'daki konser aynı zamanda Tıp Haftası'nın bulunduğu tarihte.
PORTAKAL'IN SESSİZ MÜZAYEDESİ
Ekonomik durgunluk dönemlerinde müzayede süreçlerinin nasıl da zorlandığını tahmin etmek çok zor değil. Gerçi Raffi Portakal kardeşimle durumu hiç konuşmadık ama o hayatını bu işe adamış ve global düzeyde kabul görmüş uzmanlığı ile kısır döngüden çıkılması için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Raffi PortakalBugün (cumartesi) saat 16.00'dan itibaren Portakal Sanat Galerisi'nde bir Sessiz Müzayede başlıyor. Bu 8 Aralık Cumartesi saat 16.00'ya kadar sürecek. Sessiz Müzayede adı üstünde sessiz giden bir süreç, koleksiyonu görenler beğendikleri eserin yanında duran deftere tekliflerini yazıp bırakıyorlar. Sonunda süreç bitince eser yeni sahibini buluyor.
Şu anda satın alma niyeti olmayanların bile bugün Ergi Ailesi'nin koleksiyonunu Nişantaşı'ndaki Portakal Galerisi'nde gezip gündelik sıkıntıların dışına biraz çıkmalarını tavsiye ediyorum. Doğrusu orada olabilseydim bunu hiç kaçırmazdım ama maalesef bu sevimsiz Washington’da bulunmak zorundayım.