Washington'daki önemli insanlar şu anda ne yapıyor?
ABD’nin başkenti dedikodu ile yaşayan bir şehirdir. Siyasetle yatıp kalkan bir yer olduğundan doğal olarak dedikoduların ağırlığı siyasettir.
Bu durum bu şehirde çalışmakta olan biz gazeteciler açısından hem avantaj hem de bir dezavantajdır.
Dedikodusu bol olduğundan haber eksikliği hiç duymazsınız. Bu bir avantaj tabii ki.
Ama yine dedikodu çok bol olduğundan ve ağızdan ağıza yayılırken yalanlar da katılabildiğinden birçok asılsız haber de çıkar. Bu da bir dezavantajdır gazeteciler için.
Bu yüzden tecrübesi olmayan, şehrin oyuncularını tanımayan, kurallarını bilmeyen bir gazetecinin burada hayatta kalabilmesine imkan yok.
***
Bugün size yazılarımda sıkça adlarını geçirdiğim önemli Washington oyuncularının şu anda neler yapmakta olduklarını yazacağım. Bununla şu anda Washington’un durumunu daha iyi kavrayıp kararlarınızı ona göre verirsiniz diye düşündüm.
MİKE POMPEO: İstifa edeceği söylentisi şehirde yayılmıştı ben de teyit ettikten sonra bu köşede bunu yazdım. Bugünlerde dışişleri bakanını ziyaret eden her yabancı ülke dışişleri bakanının ona sorduğu ilk soru ‘Gerçekten istifa edecek misiniz ve neden’ oluyormuş. Kendisini ziyaret eden her dışişleri bakanına istifa edeceğini ve bu konuda kararlı olduğunu söylüyormuş. Onun için zor olanı gerekçesini anlatmak oluyormuş. Çünkü Pompeo Suriye’de işlerin pek ABD'nin istediği gibi gitmediğini ve bölgede asıl iplerin Rusya’nın eline verildiğini düşünüyor. Trump’ı kızdırmadan bunu gerekçe olarak söyleyemediğinden her misafirine farklı gerekçeler uyduruyormuş. En sevdiği gerekçe de şuymuş ‘kariyerimin zirvesindeyken işi bırakıp senatör olarak hizmet vermeyi sürdüreceğim’
MİKE MULVENEY: Yeni Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Mİke Mulveney eski müdür John Kelly’nin belki utandığından belki de devlet geleneklerine uygun olmadığını düşündüğünden yayılmasına ve tartışılmasına izin vermediği konuları artık rahatça tartıştırıyormuş. Washington’da konuşanlar bu yeni duruma örnek olarak Venezuela’ya bir işgal düşüncesinin tartışılmasını gösteriyor. Eski müdür bunun olamayacağını söyleyerek Trump’ı engellemişti. Yeni müdür karakter olarak aynı Trump’a benzediğinden artık Beyaz Saray saçmalamakta serbest olabiliyor. Mulveney ise asaleten atanıp atanmayacağını merak edip duruyor. Şu anda acting chief of staff.
JOHN BOLTON: Washington’un oyuncularının savaşa duyduğu büyük hayranlık nedeniyle Stanley Kubrick’in Dr. Strangelove or How I Stopped worrying and learned to love the bomb(endişelenmeyi bırakıp bombayı sevmeyi nasıl öğrendim) filmindeki delirmiş olan komutana benzetiyorlar. O filmin sonunda o komutan uçaktan atılan bir bombanın üstüne ata biner gibi binmiş ve onunla birlikte patlamaya gitmişti. Her ulusal güvenlik toplantısında sözü daima vuralım yıkalıma getiren Bolton İran tartışılırken ona da bombalamayı önermişti. Eski müdür John Kelly onu imparatorluk gelenekleri olan büyük bir ülkeyi bombalamaktan bahsedemezsiniz diye susturmuştu. Ama şimdi önü açık. Bolton İran’ı bombalamaktan şimdilik vazgeçti ama şimdi de Venezuela'yı işgali planlıyor.
JAMES JEFFREY; Eski Ankara Büyükelçisi aylardır Washington’da kimi bulursa kendisinin Suriye’yi çözecek bir planı olduğunu anlatıyordu. Bu plan ’Türkler ile Kürtleri bir arada barış içinde Fırat'ın doğusunda yaşatmak gibi bir öge de içeriyor. ancak eski Ankara elçisi Türklerin zaten Kürtler ile bir arada yaşamak gibi bir problemi bulunmadığını çok iyi biliyor. Ama YPG teröristleri konusunda ne yapacağı planında net değil. Türkiye’yi de çok iyi tanıdığından bugünlerde sayın Jeffrey son derece sıkıntılı.
STEVEN MNUCHİN; Hazine Bakanı da bugünlerde biraz sıkıntılı. Evanjelistlere en yakın isim olan Mnuchin İsrail yüzünden Başkan Erdoğan’ı sevmiyor. Ona kalsa Türkiye’ye ağır yaptırımlar uygulayacak. Ama Allah'tan kalmıyor ve Trump onu tüm dengeleri düşünerek hareket etmeye yönlendiriyor.. Mnuchin şu aralar Bolton ile Venezuela işine takıntılı. O ülke üzerine oyunlar kurarak biraz stres attığı da söylenebilir.
