Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kısa süreliğine İstanbul’daydım. Gerçi teknolojinin verdiği imkanlarla Washington’daki kaynaklar ile her gün konuştuk görüştük. Ama hiç bir şey yüz yüze konuşmanın, anlatanın vücut diline, yüz ifadelerine de bakmanın yerini tutamıyor. Bu gazeteciliğin genelinde böyle ama özellikle bizim gibi ulusal güvenlik camiası ile konuşmak durumunda olan gazeteciler açısından daha da geçerli olan bir kural bu.

        Çünkü üzerinde durulan tüm konular çok hassas. Oyuncular doğal olarak kendi ülke çıkarları açısından sürekli yalanlar da söyleyebiliyorlar. Bunları görebilmek ve doğruyu yalandan ayırabilmek ülke çıkarlarımızı zedelemeden en gerçekçi resmi çizebilmek için oyuncuları birebir görmek ve konuşmak hayati önemde.

        Haftanın ilk iş gününde Washington’da bir dizi görüşme yaptım. Konu özellikle Suriye’deki durum ile ilgiliydi. Türkiye karşıtları ve konulara daha objektif bakmaya çalışanlar da kendilerinden beklenileni yaptılar. Sonunda oturdum hepsinin bir muhasebesini yaptım.

        Ve ortaya çıkan sonuç şuydu:

        Amerika’nın Suriye’den çıkış stratejisi yok. Bu olmadığı için attığı her adımda Suriye’de kendisini köşeye sıkıştırmakta.

        Bu sonuca neden vardığımı ve buradaki insanların konuyu düşünce biçimlerini size tam aktarabilmem için şu andaki durumu şöyle özetleyim:

        1- Amerikan askerlerinin bölgeden çekilme süreci sürecek. Fakat Pentagon’a yakın kaynaklar bölgede mutlaka bir miktar asker bırakılacağını bunun stratejik öneminin olduğunu söylüyorlar. Bırakılacak asker sayısı daha henüz net değil. "200 ile 400 arasında" diyen de var 800 ile 1500 arası askerden bahseden de.

        2- Bu asker sayısının ne düzeyde tutulacağı çekilme sonrasında YPG/PYD güçleri ile ne yapılacağı ile ilgili.

        3- Amerika henüz çekilme sonrasında YPG/PYD ile neler yapılacağı konusunda netleşmiş değil.

        4- Şimdilik sadece şurası net. İran’ın Akdeniz'e asker ve malzeme yollama yolu üzerinde hayati bir geçiş yolu olan El-Tanf bölgesindeki askeri üste asker bırakılacak ve burada YPG/PYD güçlerinden de destek istenileceği kesinleşti. Bu Washington’ın YPG’yi İran'a yakın milislere karşı uzun vadede kullanma stratejisi doğrultusunda bir karar.

        5- Amerika ayrıca Kuzey Suriye’de, Türkiye sınırına yakın bölgede de asker bulundurmayı sürdürmeyi düşünüyor.

        ’Güvenlikli bölge’ denilen bu alanda bırakılacak askerlerin asıl görevi belli. Bu konuda askerlere yakın kaynaklar açık ve net konuşuyorlar. Bunların öncelikli amacı kendi anlatışlarına göre şöyle: DEAŞ’ın bölgede alan hakimiyeti kalmamış olsa da ona karşı mücadele sürecek. Bunda bir aksama olmaması için Washington’un YPG’ye askeri desteği sürecek. Türkiye’nin daha önce bölgede yaptığı operasyonlarda görüldüğü gibi bunlar DEAŞ’a karşı mücadeleyi aksattı. Amerikan tarafına göre bunun bir daha olmaması için bölgedeki YPG güçlerinin korunması gerekiyor. Burada bırakılacak askerlerin öncelikli görevi bu korumanın verilmesi olacak. Burada konuşulan asker sayısı 800 ile 1500 asker arasında değişiyor. İlk başta bir süreliğine 1500 asker bırakılsa da bu zaman içinde kademeli olarak azaltılacak. Bunun hangi hızda olacağı ise NATO müttefiki Türkiye ile yapılacak görüşmelerin nasıl gideceğine bağlı olacak. Amerika bu bölgedeki hava sahası hakimiyetini bırakmayı da düşünmüyor.

        ÖRGÜT İÇİNDE PANİK VE ÇATIŞMA

        6- Washington bir ara "Eğer çekilirseniz biz de Esad rejimi ile anlaşma yoluna gideriz" tehdidini savurmuş olan YPG yönetimine İlham Ahmed aracılığıyla "Sakın ha bu yola gitmeyin, bunu katiyen istemiyoruz" mesajını net biçimde iletti. Hatta Amerikan kaynakları bu mesajın geçenlerde İngiltere’de görüşmeler yapmaya çalışan İlham Ahmed başkanlığındaki heyete İngilizler aracılığıyla da tekrarlandığını vurguladılar.

        7- Amerilka4nın bölgedeki YPG milislerinin uzun vadede yerel koruma güçleri içine yedirmek gibi bir planı/arzusu var. Yani bunların bölgedeki Arap güçleri ile birlikte çalışarak örgütsel erimenin sağlanması isteniyor. Bu da hem Türkiye’den korkmakta olan hem de bu Amerikan planını fazla desteklemeyen YPG/PYD içinde panik ve bölünmelere yol açtığı istihbaratı Washington’a geldi

        8- Örgüt içinde PKK ideolojisine karşı olanlar arasında bir tartışma da başladığı ve fraksiyonlaşma yaşanmakta olduğu biliniyor Washington’da. Açıkçası ne Amerika ne de YPG yönetimi ne yapılacağı konusunda net fikir taşımıyorlar. Bu belirsizlik ve kendi uygulamaya çalıştığı strateji nedeniyle Amerika kendisini köşeye sıkıştırmaya başlamış durumda. Çünkü YPG içinde başlayan bu tartışma ve bölünmenin DEAŞ’a karşı yaptıkları mücadeleyi de zayıflatacağı kesin Washington kaynaklarına göre.

        İSTANBUL'DA BÜYÜK ZİRVE OLABİLİR

        Bu gelinen son noktada buradaki konulara daha objektif bakmaya çalışan kaynaklar Amerika’nın mutlaka sonunda Türkiye ile ortak çalışmak zoruna kalacağını vurguluyorlar. İşte bu nedenle ben Başkan Trump’ın, Beyaz Saray’ın teyit ettiği, Başkan Erdoğan’ın yapmış olduğu Türkiye davetini kabul edeceğini ve 2019 yılı içinde Türkiye’yi ziyaret edip Başkan Erdoğan ile görüşeceğini düşünüyorum.

        Çünkü Suriye’de nelerin yaşanacağının mutlaka en üst düzeyde konuşulması gerekiyor. Bu nedenle benim edindiğim izlenim Suriye üzerine Başkan Trump-Başkan Erdoğan ve Putin arasında bir büyük 'İstanbul Zirvesi'nin bile ihtimal dahiline girmeye başladığı.

        Diğer Yazılar