Zaman ruhunu arıyor
"Abisi olarak Yılmaz Özdil’den bir istirhamım olacak" başlıklı yazımda bir düşünme ve hissetme tarzı olarak Türkiye’nin Zeitgeist’inde (zamanın ruhu) çok büyük bir değişim sürecine girildiğini, bunun çok önemli ve büyük bir süreç olduğunu yazmış ve çok önem verdiğim Yılmaz kardeşimden bu sürece daha da olumlu katkı vermeyi düşünmesini rica etmiştim.
Zamanın ruhunu tespit etmek nispeten kolaydır.
Ancak daha zoru ruhunu aramakta olan zamanları anlamaktır. Çünkü böyle zamanlar, nerdeyse her zaman çalkantılı anarşik görünümlü, kaygan zeminlidir.
Kendi ruhunu aramakta olan zamanlar yaklaşan büyük dönüşümlerin de habercisidirler.
ARTIK ZAMANI GELDİ
31 Mart seçiminin sonuçları Türkiye’nin kendi zamanının yeni ruhunu araması döneminin geldiğini göstermiştir.
Türkiye’yi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar da bir arayışın zamanının geldiğini görmüş olmalılar ki seçime ittifaklarla girdiler.
Adını ister 'Cumhur' ister 'Millet' isterseniz de 'Türkiye' koyun ittifaklar Türkiye gibi renkli, çok fikirli, demokrasiye ve çoğulculuğa alışık bir ülkenin sadece tek bir fikrin peşinden gidilerek yönetilmesinin imkansız olduğunun itirafıdır bence.
Bu o tek fikre önem verenlerin bir mağlubiyeti değil ülkenin zaferidir. Çünkü Türkiye farklı fikirlerin samimi bir şekilde bir araya gelip, ortak zeminler bulup, onda birleşeceği hibrit karakterli bir ülke olmak zorunda.
Hibrit arabalar nasıl hem elektrik hem de benzinle yürüyebiliyorsa Türkiye de kendisine öyle hibrit karakterli bir yeni fikir bulmalı ki iktidarlar değişse bile ülkenin geleceğe yürüyüşü kesintiye uğramasın.
NELERDEN YORULDUK
31 Mart seçimi zamanımıza yeni ruhunu verecek, yeni fikrin ne olması gerektiğini bize göstermiştir. Aslında Türkiye için o fikir yeni de değil, kurucu liderimiz Atatürk sayesinde bu fikir bizlerin genlerinde var.
Türkiye sadece tek bir fikrin peşine takılıp diğerlerini ötekileştiren her türlü fikirden soğudu, bunlardan fena halde yoruldu.
Artık düşünce ve duygu sentezlerine ihtyaç var. Bizim zamanımızın yeni ruhu da böyle bir sentez sonucunda otaya çıkacak.
SİNYAL BÜYÜK ŞEHİRLERDEN GELİR
Değişim sinyalinin seçimde büyük şehirlerden gelmesi de son derece normaldir çünkü zamanın ruhunu belirleyecek kadar temelli ve derin düşünce, tanım gereği, ancak büyük şehirlerin hayat tarzı çeşitliliği ve düşünme zenginliği içinden çıkabilir ve yayılır. Bunu taşra yapamaz ve yapmamalıdır da.
Ne dedi seçimin sonucu bize; 'kendi düşüncen ne olursa olsun kimseyi ötekileştirmeyeceksin farklılıklarla gönül rahatlığıyla yaşayacaksın' dedi. Sekülersen inançlıyla, inançlıysan da sekülerle, Türk'sen Kürt'le, Kürt'sen de Türk'le mutlu ve güzel bir ortak yaşam kurmanın yollarını arayacaksın diye istedi cumhur.
Artık ötekisi dışlanmışı olmayan bir cumhuriyet arzusu çok güçlü bir şekilde var.
Bunu Cumhuriyet Halk Partisi de AK Parti de anladı sanıyorum.
Bugün AK Parti'nin gireceği düşünme kampı bir arayış arzusunun sonucu. CHP’nin de böyle bir kampa çekilmeye ihtiyacı var.
Türkiye’de hem AK Parti hem de CHP kendilerine gönül verenlerin desteğiyle güçlü bir şekilde hep var olacaklar.
Olacaklar da bir arada, birlikte var olmak için ortak zeminlerimiz neler olabilir diye düşünebildikleri takdirde, bunu bulduklarında zamanımız gerçekten güçlü ruhunu da bulmuş olacak.